33. Dilek Fenerleri

3.4K 316 117
                                    

Medya : Kelly (Yani şu Zach diye sevgilisi olan ve Alec'le arkadaş olan Kelly,dedim koyuyum da gözünüz şenlensin)

Merhabalaar! Çok uzun bir aradan sonra yine döndü yazarınız. Biliyorum bana kızıyorsunuz. Ancak bir aralar çok sıkıldım yazmaktan ve o aralarda size yeni bölüm gelmedi.(Aslında bundan sonraki her bölümü planlı, üşenmesem bitireceğim.)O aralarda sizin yorumlarınızı gördüm ve kendime dedim ki, bu kadar okunması olan bir kitap, bu kadar seveni varken yazar neden yeni bölüm atmıyor? 

  Bu şekilde kendime kızdım, şimdi elimden gelen en iyi şekilde hızla yazmaya çalışacağım.

Önemli
  Bu arada sizde kitap hakkında istediğiniz her türlü yorumu yapabilirsiniz. Bana beğenmediğiniz kısımlar hakkında veya istediğiniz herhangi bir konuda özelden yazabilirsiniz, elinden geldiğince cevap veriyorum.

  Neyse çenem açıldı yine, sizi bu harika bölümü okumanız için biraz tuttum :)

  Bu da küçük bir alıntı :

"Dilek fenerleriyle kaplı bu karanlık ve soğuk gölün en derininde, yanımıza gelen güzel ışıkların eşliğinde ruh eşimle ben, öpüşüyorduk."

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Şimdi son kısma gelmiştim ve bundan sonrası basitti. Gözlerimi kapatıp uykuya dalmadan önce tek dileğim bir an önce Alec ile bu iğrenç yerden kaçmaktı.

  Gözlerimi açtığımda içinde bulunduğum yerin korkunç olmasını beklerdim, sonuçta filmlerde ayin yapılan yerler daima korkunç olmaz mıydı? Ancak burası tahmin ettiğimden yüzlerce, binlerce kat daha güzeldi. Ben ve Alec etrafı dilek fenerleriyle kaplı bir gölde harika bir sandalın içinde karşılıklı oturuyorduk. En sevdiğim animasyon filmindeki gibi, rapunzel filminde olduğu gibi, havaya yükselmek için bekleyen ve çoktan yükselmiş olan birsürü dilek fenerleri vardı.

 Ellerimi kendi ellerinin arasına hapsetti ve gülümseyerek bir tane dilek fenerini yakmam için elime bir tane mum verdi. Mumun aleviyle dilek fenerini yaktım ve ikimiz beraber gökyüzüne yükselttik.

  "Tıpkı karmakarışıkdaki gibi."

  Alec suratıma 'o ne' dermiş gibi bakmaya başladığında ben de ona şaşırarak baktım.

  "Yok artık o animasyonu izlemedin mi? Benim çocukluğumun filmi, kim bilir kaç kez izlemişimdir."

  Kafasını olumsuz anlamda salladığında gülümsedim. Buradan kaçınca yapmamız gerekenler listesine bir de Alec'le beraber animasyon izlemek eklenmişti. Hayali bile güzeldi.

  "Ben, çok teşekkür ederim Alec. Farketmeden de olsa hayalimi gerçekleştirdin, küçükken bu dilek fenerlerini gökyüzüne bırakma hayalini kurardım hep."

   Alec kumralımsı saçlarını karıştırdı ve genişçe gülümseyerek gözlerime baktı.

  "Daha seninle birlikte gerçekleştireceğimiz o kadar çok hayal var ki..."

  Yine güldüm. Onun yanındayken kim bilir kaçıncı kez...

  "Aslında bunları ayin için hazırlamıştım. Ayinin şartları şunlarmış; herhangi bir suyun ortasında olman gerekiyormuş, etrafın bir sürü mumlarla ve ışıklarla kaplı olmalıymış ve ayini yaparken ikimizin saçlarından bir tutam gerekiyormuş."

  Bana yaklaşmaya başladığında ben de ona yaklaştım ve saçımı kesmesine izin verdim. Oda makası bana uzattı ve bende onun saçından birazcık kestim.

  Sonra bir kavanoza koydu ve elimi tuttu.

  "Şimdi yapacağımız tek şey şu leydim: sen bu kavanozu elinde tutacaksın ve bende gerekli kelimeleri söyleyeceğim. İkimiz de gölün içine gireceğiz, dibine varacağız ve sen o sırada kavanozu açıp saçlarımızı serbest bırakacaksın. Bu kadar..."

CANAVAR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin