30. Part 2: Kiraz Çiçeği Kasabası

3.9K 348 51
                                    

30.BÖLÜM 2.PART :

Medya : Yine aynı medya ndnxhansnx çok güzel buraya da koyam dedim.

  15 bin okunmayı geçtik sizi alnınızdan öpüyorum. Hatta 16 bine az kaldı! Çoook sevindim; sizi seviyorum. İyi okumalar bebişlerim.

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
 
  O, artık benim hayatımın tam merkezine konmuştu.
 
  Gözlerim istemsizce dolarken kafamı hafifçe kaldırıp ne soğuk ne de sıcak olmayan havayı içime çektim. Alışkın değildim beni birilerinin bu kadar düşünmesine.

  Yüzümde mutlu olduğumu belirten gülümsemeyle ona bakarken o da bana gülümsüyordu. Mutlu olduğumuz bu ânın hiç bozulmamasını diledim o ân.

"Rüyada yemek yemek çok saçma değil mi?"

Kaşlarını tuhaf bir ifadeye soktuktan sonra dudağının aldığı hale bakıp kahkaha atmaya başladım.

  İkimiz de bunun gereksiz olduğuna karar verdikten sonra ayağa kalktık ve el ele yürümeye başladık. Harika bir gökyüzünün altında, yemyeşil ağaçların arasında ikimiz el ele tutuşmuş yürüyorduk. Gerçekleşmesi imkansız olan bir hayal gibiydi sanki...

   "Sence savaşçılar ne yapıyordur?"

  Bana dönmeden yürümeye devam etti.

  "İyi olduklarından eminim."

   İçimden bir tek umarım diyebildim. İyi değillerse de ben buradayken yapacağım hiçbir şey yoktu. Ellerim zincirle bağlanmış gibi oturmaktan farksızdı.

   Kulaklarım kıyıya çarpan deniz dalgalarının sesini duyar duymaz Alec'e döndüm. Ben dönünce bakışlarının bende olduğunu fark ettim. Daha ben bir şey demeden,  "Gidelim." dedi.

   Adımlarımızı daha da hızlandırdık ve sonunda sahile vardık. Sıcacık kum ayaklarımın altındaydı ve hava aşırı dercede güzeldi. Az önce yüksek ağaçlardan dolayı pek görünmeyen güneş şimdi kendisini bize gösteriyordu.

  Gözlerim kamaşırken bir elimle güneşin gelmesini engelleyip bir elimle de uzun elbisemi azıcık topladım. Sonra denize doğru koşmaya başladım.

Tüm bedenim suyla buluşmak için can atarken birden içinde bulunduğumuz sahil bir uçurum oldu ve üstünde durduğum sıcacık kum taneleri buz gibi kayalara dönüştü. Ayağımın altı bu ani değişim yüzünden sanırım kesilirken, belimden tutulup geriye çekildim.

  Bu çekilme yüzünden Alec'in göğsüne çarpmıştım ve bu birbirimize bakmamıza neden olmuştu. Bu kadar yakın olmamızdan dolayı aşırı dercede heyecanlandığım dakikalarda aniden yağmur bastırdı. Vücuduma değen soğuk yağmur damlaları ürpermemi sağlıyordu. Ancak bu ortamda çok daha ürpermemi sağlayan başka bir şey vardı. Alec'in gözleri! Gözleri öyle derin, öyle güzel bakıyordu ki içim bir tuhaf oldu. Ürpermekten kastım korkmak değildi, bu daha hiç bilmediğim, tatmadığım bir duyguydu. Tüm vücudumun bu soğukta kavrulmasına neden olacak bir duyguydu bu. Ben daha önce böyle bir duygu yaşamış mıydım? Hiç sanmam.

  Arzu. Tek bir kelime nasıl baştan aşağı tüm dengelerimi bozabilirdi?

Gözlerimin dudaklarına kayması, onun öne atılıp dudaklarımı büyük bir şehvetle ve de aşkla öpmeye başlaması için yeterli oldu. Nefessiz kalana kadar dudaklarımızı hareket ettirdikten sonra kafasını anlıma yasladı ve dudaklarını dudaklarımdan ayırdı. Oysaki ben daha devam etsin istiyordum. Tüm vücudum sanki az sonra sıcaklıktan ve titremekten bayılacakmış gibi olsa da devam etmek istiyordu. Ben bu düşüncelerle boğuşurken boğuk ve fısıltı hâlindeki sesi duyuldu.

CANAVAR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin