32. Kaçış

3.3K 340 104
                                    

Bu şarkıyı çok seviyorum, harika bence. Tavsiye edilir :)

Bu bölümü bir Alya'nın ağzından bir de savaşçıları ağzından (ilahi bakış açısı kullanarak) yazdım.

  Farkında mısınız bilmiyorum ama  okuyucularım gittikçe çoğalıyor. Bende buna çok seviniyorum. Her yorumunuzu okuyorum, çok beğendiklerime mavi kalp atıyorum hatta.
  
   Sizi çok seviyorum, tek isteğim aşağıdaki yıldıza basmanız, bu kadar emeğe karşılık.

   İyi okumalar.

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

   "Kapana sıkıştın Alya Roberts. Bu sefer seni elimden kimse alamaz."

 Gerçekten de öyleydi. Fena halde köşeye sıkışmıştım ve bu sefer benim kurtuluşum, Alec benden çok uzaktaydı.

  En kötüsü de tek başıma sıkışmamdı.

  Gözlerimi kapatıp kullanımın oluşmasını diledim. Ancak bu lanet kalkan sadece canı istediğinde oluştuğundan şuan oluşmamıştı.

 "Direkt teslim oldun galiba? Gözlerini kapatmalar falan.."

 Ne kadar sinirlensemde, a planı yani kalkan işe yaramadığına göre b planını uygulamak için sinirimi içimde tutmam gerekiyordu.

   Ona doğru yaklaşmaya başladım ve yüzüme en şirin, aynı zamanda sahte bir gülücük yerleştirdim.

    Prens ise birden şaşırdı ve onun şaşkınlığından faydalanıp malum yerine dizimi geçirdim. Anında bunun acısıyla yere düşerken arkamdaki gardolapa girdim ve beklemeye başladım. İki saniye sonra gardiyanlar odaya girdip prense doğru eğildiklerinde onlar fark etmeden odadan hızlıca çıktım.
 
   Ancak heyecanımdan dolayı kapıdan çıkarken fazla ses yaptığım için bir tane muhafız peşime düştü. Koridorda var gücümle koşan ben, arkamdaki adamın beni yakalamaması için dilek dilemeye başladım.

   Bir dönemeçten dönmemle birlikte, anında karanlık bir yere çekilmem bir oldu.

 "Benim,Henry. Artık sizi bu iğrenç saraydan çıkarmanın vakti geldi."

   Bunu söyledikten sonra bileğimden tutup beni odanın içinde bir yerlere sürükledi. Her yer karanlık olduğu için bir şey göremiyordum. Birkaç dakika sonra Henry bir kibrit yaktı ve kibritin ışığından gördüğüm  meşaleyi yakıp bana verdi.

   Artık etraf yeterince aydınlıktı ve kapı tarafındaki dolabın biraz çekildiğini, oradaki karanlık yolu görebiliyordum.

  "Burası gizli geçit. Seni direkt mahzene götürür, ondan sonrası biraz uzundur ancak pes etmeden devam edin. Kiraz Çiçeği kasabasına varır."

  Gözlerim hâlâ geçitteyken, şaşkınlığımı gören Henry konuşmaya devam etti.

 "Ailemi görmek için yaptığım bir geçit. Onları ancak bu şekilde görebiliyorum. Sonunda başkasının da işine yaraması beni mutlu etti."

  Elimdeki meşaleyi biraz uzaklaştırıp Henry'e sarıldım.

  "Teşekkür ederim Henry. İnan bana, bir gün buraya geleceğim ve tüm bu saçmalıkları durduracağım."

   Ondan ayrıldım ve geçide ilk adımımı atmadan önce onun sesini son kez duydum.

  "Bundan eminim vasílissa."

  Ondan sonra dolabı ittirdi ve beni bu karanlık, soğuk ve ürpertici geçitte tek başıma bıraktı.

   Hızlı ama elimdeki meşalenin sönmemesini sağlayacak adımlar atıyordum. Uzun bir süre sürekli sağa gitti yol. Sonra bir sürü kıvrım, ve şuan da dümdüz devam ediyordum.

CANAVAR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin