Bölümü okurken yukarıdaki şarkıyı dinleyiniz...
✌Beste'den;✌
Şoktaydım;
Ya da bunun bir şaka olduğunu duymak istiyordum fakat telefonun yüzüme kapanması ile herşeyin baştan sona bir gerçek olduğuyla yüzleşmem zamanı mı almadı.
Tam 4 gündür Elzem kayıptı ve ailesini aradığım da ikisinin de bana dediği tek şey "Elzem bu..... gelir iki güne."
Dördüncü gündü fakat ne giden vardı ne de gelen...
Ailesinin bu kadar umursamaz olması ve takmaması beni çıldırtıyordu.
Ne kadar Elzem beni umursamasa da o ödevlerini yaptırmak için ya da sınavda kopya vermem için konuşmuyordu benimle. Ve ben sanırım bu yüzden onu gerçek bir arkadaş olarak görüyordum. O beni öyle görmesede....
Madam Sprout'a bütün not defterlerini verdiğimde direkt olarak Elzeminkini aradı ve bulamayınca da bir sinirle beni azarladı. Eğer Elzem gerçekten öylesine kaybolmuşsa ve geri dönücekse bu sefer kesinlikle Madam'a gözükmemeliydi.
Kaldırımda yavaş adımlar ile okula doğru ilerlerken anlamadığım bir heyecen kaplamıştı vücudumu. Terliyordum. Fakat bu sonbahar havasında bile terlemem saçmaydı.
Sahi... Neden sıcak basmıştı bana bir anda?
Okula yetişememe korkusu olsa gerek.
Güvenliğin bana dönmesi ile bende o tarafa döndüm.
"Şu senin çok değerli arkadaşın Elzem'i buldunuz mu bari?"
Alayla söylemişti. Aptal piç kurusu. Normalde küfür etmem ama o Elzem'in ortalıkta olmamasından zevk alıyordu. Elzem ile ilgili ne yaşamıştıda onun kötülüğünü istiyordu ki? Kesinlikle bu durum güvenlik bozuntusundan şüphelenmem gerektiğini düşündürtüyordu bana.
"Hayır bulamadık."
dedim ve hızla oradan uzaklaştım. Arkadan kahka sesi gelirken sinirden küplere binmiştim.
İlk defa nedense pazartesi günlerinden bu kadar nefret ediyordum. Okulu çok severdim küçüklüğümden beri birşeyler öğrenmekten zevk alırdım.
Okula yeni gelen kız grubu bana bakıp gülerken onları umursamadan hızla girdim.
Ve birine çarpmam ile tam yere düşücektim ki belimden beni asılarak tuttu. İstemsizce gözlerimi kapatmıştım.
"Açabilirsin gözlerini Beste."
Hayır hayır hayır lütfen o olmasın lütfen!
"Iıı...ben şey....özür dilerim.."
Cihan Kandemir;
Neden sürekli onunla karşılaşmak zorundaydım ki? Üstelik her onu gördüğümde kalbimin sorunu neydi? Heyecanlanıyordum. Konuşamıyordum.
Şuan ki durumumuza bakarsak onun eli benim belimde ve ben onun omuzlarına tutunuyordum. Hızla doğrulduğumda güldü.
"Ben gitsem iyi olucak..."
"Dersin benimle Beste.."
Rezillik!
Ben unutmuştum bugün Cihan hoca ile dersimiz olduğunu. Pekala Beste sakin ol sakin sakin sakin...
"Aa öyle mi tamam gidelim o zaman hocam."
"Gidelim."
Resim atölyesine doğru birlikte , yanyana ilerliyorduk ve benim kalbim sanki yerinden uçucakmışçasına o kadar hızlı atıyordu ki? Bir an gerçekten Cihan hocanın kalbimin sesini duyduğunu düşündüm. Ve duymaması benim için daha sağlıklı olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boş Zihinler
Mystery / ThrillerBu kitap 13. Yaşıma ithaf edilmiştir. 🖕Okumak istemeyen SG🖕 "Burada uslu uslu bekleyin. Birazdan Zümrüt Abla gelir zaten" dedi ve ardından pispis sırıtarak. Karşılarında en az 50 tane iriyarı ve siyah takım elbiseli adam vardı. Buradan çıkmalar...