"Nişanlanmanıza sevindim."Karşımdaki eski en yakın iki arkadaşıma nasıl bir buruklukla baktığımı tamamen hissedebiliyordum. Benden habersiz çıkmaya başlayan çift, şimdi de benden habersiz nişanlanmıştı. Ne diyebilirdim ki? Aramızdaki bağın değişen okullarımızla beraber sarsıldığı açıkça ortadaydı.
"İnan çok ani oldu, yoksa seni de çağırırdık."
Mia'nın vicdan azabı çektiği açıkça ortadaydı ve ne kadar eve gidince kendi kendime depresyona girecek olsam da gülümsedim.
"Önemli değil gerçekten. Belki düğününüze gelebilirim."
Austin bir süre yüzüme baktıktan sonra nefes vererek kafasını başka tarafa çevirdi. Şaka mı yapıyordu yoksa ciddi manada bu kadar mantıksız bir insan mıydı? Zaten beni neredeyse yalnız bırakmışlardı, kırgın olması ve trip atması gereken bendim.
Garson tatlılarımızı getirdiğinde soğuk ortam biraz da olsa dağılmış gibiydi. Önümdeki waffle bana gülümserken kimseyi takamazdım.
"Eee, senin hayatın nasıl gidiyor?"
Bir aydır konuşmadığım eski yakın iki arkadaşım nişanlanıyordu ve buluştuğumuzda biri bana trip atıyordu. Sevdiğim çocuğun ölmüş olma ihtimali bile vardı, üstüne üstlük benimle dalga geçen bir bilinmeyen numara vardı. Her şeye ek olarak dersi bıraktığım için Bay Cooper'ın gözünden düşmüştüm. Hayatım nasıl gidiyordu? Yorumlayabilecek gücü kendimde bulamadığım için bir özetle geçiştirdim.
"İyi gidiyor. Okulda dereceye giriyorum. Hala sevgilisi olmayan nadir insanlardan biri olduğum için üç kişi tamamen bana takmış durumda. Dün de Francis ile beraberken bilinmeyen bir numaradan ilginç mesajlar geldi. Böyle işte."
Francis demem Austin'in dikkatini çekmiş olacak ki içtiği kahveyi masaya bırakarak bana baktı. Burnu kıpkırmızıydı, hasta olduğuna kalıbımı basardım.
"O kim? Onunla beraber neredeydiniz?"
Eski abilik tavırlarına başladığına göre sigara içtiğimi falan öğrense, beni bir yerden atardı. Birkaç saniye yüzüme bakıp onun yaptığı iğrenç esprilere dakikalar boyunca güldüğüm eski zamanları hatırladım ve iç geçirmeme engel olamadım.
"Bir arkadaşım. Kendisinin barı var, genellikle orda buluşuyoruz."
Şimdi şaşkın bakan taraf onlardı ve büyük ihtimal ne kadar değiştiğim hakkında uzun bir konuşma yapacaklardı. Ancak sesimi çıkarmayacaktım, birçok olayda yanımda Francis vardı.
Hatta Francıs ile tanıştığımda da en berbat günündeydim ve beni hiç tanımamasına rağmen yanımda olmuştu. Onlarsa bana "nasılsın" yazmayı bile çok görüyorlardı.
"Sen barları etik bulmazsın ki." Diye mırıldandı Mia. Şaşkınlığı sesine de yansımıştı ve beni bu konuda tanıyor olması göz doldurucuydu.
"Ama Francis var ve o beni asla bırakmadan koruyor. Bu yüzden bir sakınca da yok ayrıca kendi başımın çaresine de bakabilirim."
Ortam gittikçe gerilirken burayı terk etmek istedim ancak bir şeylerin konuşulması ve kesinleşmesi gerektiğinin farkındaydım. Onlar birbirlerine bakarken cebimde titreyen telefonumu elime aldım.
Bilinmeyen Numara: Onlarla eskisi gibi olmayı özlediğin açıkça ortada
Bilinmeyen Numara: Eminim ki onlar da aynı şeyi düşünüyorlar ancak biraz zaman ver, sonuçta birdenbire aranıza mesafe girdi
Bilinmeyen Numara: Düşünsene, eskiden her gününüz beraberdi ancak şimdi zar zor buluşuyorsunuz
Bilinmeyen Numara: Onlarla iyi olduğun günleri bir anlık sinirle asla silip atma Jimin, senin için yaptıklarını asla unutma
Bilinmeyen Numara: Jungkook yüzünden Austin'in omzunda ağladığın zamanları hatırla veya Mia ile beraber Jungkook'u arayıp işlettiğiniz zamanları
Bilinmeyen Numara: Dostluğunuz sıradan değil sadece zorlu bir dönemden geçiyor, bu yüzden onları alttan al. Düşünmeden asla hareket etme Jimin, bu senin için en iyisi olacaktır.
Jungkook'dan üçüncü kişi ağızıyla bahsedip aynı zamanda beni hislerimi bilecek kadar tanıyan, eski zamanlardan beri olan birçok şey hakkında bilgi sahibi tek bir kişi olabilirdi. Yani, en azından ben öyle düşünüyordum ve biraz tereddütte kalsam da parmaklarımı klavyede hareket ettirdim.
Jimin: Chris?
Bilinmeyen Numara: Oh hayır
Bilinmeyen Numara: O olmadığıma yüzde yüz emin olabilirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
favorite crime ✔️
Fanfikce|where do broken hearts go adlı kitabımın ikinci kitabıdır, lütfen ilk önce onu okuyun.| -jikook