*Jungkook'un ağzından*Jimin'in son mesajından sonra yediğim engelle kendi kendime homurdandım ve telefonu kapattım. Tek istediğim ona yardım etmekti ancak belli ki yardım istemiyordu. İçimde kötü bir his vardı, ona bir şey olacakmış gibi hissediyordum ve bu benden uzak olduğu her saniye boyunca olsa da şimdi daha çok ağırdı.
Karşımdaki bilgisayarıma gözüm takıldığında bir nefes verdim. Bunu yapmamam gerekiyordu ancak laptop'ı kendime çekip açtığımda yaparsam bir şey kaybetmeyeceğimi fark ettim. Jimin bunu bilse ne kadar çok üzülürdü... Ancak sadece içimi rahatlatmak için yaptığım küçük bir araştırmaydı, onunla alakası bile yoktu.
Uyuşturucu Kullanımının Belirtileri.
Önümde açılan sayfaya baktım bir süre boyunca. Ailesi gibi olmamalıydım, ona güvenmeliydim. Ama Instagram'a attığı son fotoğrafta gözlerinde öyle bir kızarıklık vardı ki, sanki başkasına aittiler. Göreceğim şeylerden korkarak sayfada aşağı inerken başımı ovuşturdum.
1- Madde kullanmaya başlayan kişilerdeki değişiklik
çevrelerinde yapmış oldukları değişikliklerdir. Eski arkadaşları yerini yeni arkadaşları alır. Maddeye daha rahat ulaşabilecekleri kişilerle yakınlaşır, eski arkadaşları ile neredeyse görüşmez.Hoseok'un bana Jimin'in Austin ve Mia ile arasının bozulduğunu anlatışını hatırladım. Jimin de onlarla eskisi gibi olmadığından bahsetmişti. Öyle ki ailesi de bunu düşünmüş, onların yerini Francis aldığı için şüphelenmişlerdi. Saçmalıyordum, sadece sadece yeni bir hayata giriyordu işte. Bunun uyuşturucu ile alakası olamazdı.
2- Ders durumunda değişikliler olur. Notları düşmeye başlar, okula devamsızlık görülür.
Deneme dersinin ödevini yapmayı unutması, bara gitmek için okulu ekmesi...
İçimdeki sıkıntı gittikçe büyüyordu ama aptal ve paranoyakça davrandığımdan neredeyse emindim. Herkesin zor zamanları olurdu ve Jimin de onlardan birini yaşıyordu işte. Bunu uyuşturucuya bağlamak saçmaydı.
3- Ailesi ile olan ilişkileri mümkün olduğunca mesafeli tutmaya başlar. Evde daha az zaman geçirmek ister ki ailesiyle çatışmasın.
Ağlamak üzereydim, ellerim titremeye başlamıştı. Ailesinin artık umrunda olmadığını yazışını hatırladım. Bir yere gitmek istediği zaman babasının ona izin vereceğini bilse de sorardı. Şimdiyse babasının ona izin verecek kadar güvenmediğini söylüyordu.
Her ailede sorunlar olurdu. Bu da onlardan biriydi işte.
4- Sinirlilik, gerginlik, kişiler arası ilişkilerde sorunlar yaşar, dalgınlık, dikkatsizlik başlar. Psikolojisinde karamsarlık, umutsuzluk ya da inançsızlık gibi duygu durumları olabilir.
Ne biçim kafadaysam deneme dersinin ödevini unutmuşum demişti bana. Austin'e aniden bağırdığını, onun kalbini kırdığını söylemişti. Chris'in ona ne kadar gergin hissettirdiğini, birden ona da bağırdığını. Jungkook asla geri dönmeyecek de demişti. Sinirliydi, dalgındı, mutsuzdu.
Gözümden akmak için oraya doluşmuş yaşları sildim. Daha fazla görmek istemiyordum, o şeyleri okuyup kendimi kandırmaya devam edemezdim. Her şey apaçık ortaydı.
Kendine kıyıyordu.
Uyuşturucu kullanıyordu.
Nefes alamadım bir süre. Jimin'i tanıyordum, ne olursa olsun asla bilerek ve isteyerek başlamazdı böyle şeylere. Adım kadar emindim, zaten kendi de farkında değildi kullandığının. Kullansa, ailesinin tepkisine üzülmezdi bu kadar.
Kendi de farkında değilse, nasıl kullanıyordu?
"Şu an neredeyse Jungkook'a muhtaç olduğum kadar o içeceğe muhtacım."
"Adını bile bilmediğim boktan içecek dışında beni gülümseten hiçbir şey yok."
"Siktir" diye mırıldandım kendi kendime. Defalarca aynı şeyi tekrar ettim. Kaç dakika ya da kaç saat bilmiyorum, saçlarımı ne kadar çekiştirdim bilmiyorum, niye ağladığımı bilmiyorum.
Tek bildiğim, onu acilen görmem gerekliydi. Onu acilen uyarmam, onu kurtarmam gerekliydi. Francis denen çocuğun içkisinde saklıydı onu bu kadar yıkan zehir. Ne yapıp edip bugün o içeceği içmemesini sağlamam gerekliydi.
"Sen beni kurtardın." demişti bir keresinde bana.
Şimdi, mecazen değil; gerçekten kurtarmam gerekliydi.
*Yazarın ağzından*
"Şimdi hayatta gelmez buraya, plan yattı. Başkasını bulacaksın."
Konuşan Bradley'e sinirli bir bakış attı Francis. O an aklından onu öldürmek geçse de henüz katil olmak için gençti. Hem her şeyin içine sıçmıştı hem de yüzsüzce konuşuyordu.
"Bazı şerefsiz hormonlarına sahip çıksaydın bunlar olmayacaktı. Elimizde mal kaldı piç herif, nasıl sattıracağız şimdi? Biraz daha bekleyemedin mi yavşaklık yapmak için?!"
Ona o kadar sinirliydi ki Francis, elinde olsa şurada boğacaktı çocuğu. Jimin neredeyse alışmıştı içkiyle verdiği uyuşturucuya, Eğer Bradley taciz etmeseydi şu an mal satıyor bile olabilirdi Jimin. Bradley bu sert ve yüksek ses tonundan ürkse de başını eğmeden konuşmaya devam etti.
"Sarhoştum diyorum, ne bileyim ne yaptığımı?"
Francis sinirden çocuğun ikinci gözünü de morartmak için hazırlanıyordu ki, aklına bir şey geldi. Jimin ne zaman o içecek için gelse, Jungkook'u hatırlamış veya onunla alakalı bir şeyler yaşamış olurdu.
"Bugün ayın on ikisi değil mi?" Bradley kaşlarını kaldırarak onaylarcasına kafasını salladığında Francis zafer kazanmış edayla gülümsedi kendi kendine.
"Ne oldu?"
"Kaybol. Bu gece seni burada görmek istemiyorum."
Yüzündeki gülümseme kaybolmuş, sert bir sesle söylemişti bunu. Brad neler olduğunu anlamasa da öğrenemeden gitmeyecekti.
"Neden?"
"Bugün Jungkook denen çocuğu görüşünün birinci yılı. Eminim ki sırf acılarını unutmak için gelecek."
Jimin'i kandırmak hiç de zor olmamıştı Francis için. Güvenini kazanması biraz zaman alsa da, neredeyse hiç çaba harcamamıştı. Çünkü herkes bilirdi ki, kalbi kırık birini kandırmak kolaydı. Francis onu en acı günlerinden birinde bulmuştu ve çocuğu o kadar güçsüz görmüştü ki, hemen ağına alabileceğini fark etmişti.
Ona kazık atan kaçıncı insan olacağını umursamadan girmişti çocuğun hayatına. Nasıl bir darbe bırakacağı bir dakika bile umrumda olmamıştı onun için.
Sadece bazen acıyordu çocuğa ve bazı zamanlar cidden dost olmuştu onun için. Jimin öyle biriydi ki , en acımasız insan bile olsanız ona karşı yumuşardınız bir süre sonra. Jimin eğer Francis'in dediklerini zorluk çıkarmadan yaparsa, bu dostluk devam ederdi zaten.
Bu son fırsatı değerlendirecekti Francis. Önce Jimin ne kadar isterse, o kadar verecekti içkiden. Sonra yavaş yavaş uzaklaştıracak ve muhtaç edecekti ona.
Dediği her şeyi yaptıracak kadar muhtaç edecekti ve sonra da tüm amacına ulaşarak aylardır bir boklara yaramadan içtiği onca içkinin karşılığını fazlasıyla alacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
favorite crime ✔️
Fanfiction|where do broken hearts go adlı kitabımın ikinci kitabıdır, lütfen ilk önce onu okuyun.| -jikook