G.''11.BÖLÜM"

10.1K 473 1K
                                    

HOŞ HÂL'Lİ OKUMALAR...

Hangi olay zaman ve mekan kavramını unutmanızı sağlardı..?

İnsan zihnini sekteye uğratacak her olay içinde olduğunuz ânı , bulunduğunuz yeri ve fark edemeseniz de duygularınızın hâkimiyetini de unutmanıza neden olur.

Gözyaşlarınızın akışı , soğuk gülümsemeniz ve sinirli olduğunuzu belirten çatık kaşlarınız..

Bunlar yaşadığınız durgunlukta gelişen bi kaç duygu emaresidir ancak sizler aslında bu hâli alan mimiklerinizi fark etmeseniz de dışarıya yansıyan ise bi haber olduğunuz duygularınızdır.

Tam şu anda Erva'nın acı gülümsemesi onun isteği dışında gerçekleşen titreyen elleri ve bacakları gibi...

Yüreğindeki yangı yeniden patlamış volkan gibi yakıcı acılarını depreştirirken , karşısında hiç görmediği annesinin katiline saldırmamak içinde kendini sıkması saçılan lav parçacıklarını etrafında bulunan insanlara hissettiriyordu.

Önünde dikilen Çağlayan'ın sırtında gözüken silahı alması saniyesini almazdı ancak kafasında kurduğu planı bozmamaya gayret etmesi gerekiyordu. Sırtında hissettiği sıcak göğüs ile en güzel dayanağının da gelmesi , Alptuğ'un ona kalmadan halledeceğini belli ediyordu.

'' Senin ne işin var burada? ''

Büyük salonda yankılanan sert ama yıkılmaz sesle bütün bakışlar Alptuğ'a dönmüştü.

Alper Bey karşılaştığı okyanus gözlerle aklına ellerinde ve gönlünde taşıdığı kanlı sevdası gelmişti. Aslında buna sevda denmezdi , platonik aşktı belki de. Belki..

Belkilerle geçiştirse de o duygu tek kişilik ve 'saplantı' idi. Ancak bunu kabul etmeyen Alper Bey ise düşüncelerini bi kenara iterek herkesi gıcık eden yandan sırıtmasıyla konuşmaya başlamıştı.

'' Oooo yeğenim böyle karşılama olur mu hiç amcaya? ''

Dişlerinin sıkılığı çene kaslarının oldukça net gözükmesiyle giderek sinir seviyesinin arttığı belli olan Alptuğ , burnuna yayılan sevdiğinin kokusuyla elinden geldiğince sakin olmaya çalıştı ancak karşısındaki herifi, babasının hatırı olmasa beş saniye bile durmaz cehenneme postalardı işte ama masum insanların gözü önünde de bir şey yapamazdı.

Almaya çalıştığı derin nefesle , cebinde olan sıkılı elini daha da sıktı. Fark etmese de Erva'nın belinde olan eli de sıkılaşmıştı. Genç kadının canı ufaktan yansa da sinirli olduğunu anladığı için ses etmemişti. Edecek sesi bile kaldı mı o bile muammaydı ya neyse..

'' Çağlayan ve Mahmut hariç herkes salonu boşaltsın. Hemen şimdi.''

Alptuğ'un siniri ses tonundaki yankıdan bile anlaşıldığı için evin bireyleri tek tek salonu terk etmeye başlamıştı. Erva duyduğu sözlerle daha fazla bu ortamda durmak onu boğduğu için Fırtına'nın yanına bahçeye doğru adımlamıştı.

Erva bahçeye attığı bakışlarla gördüğü mimiksiz dev korumalara alıştığı için onlara aldırmadan diğer köpeklerle oynayan Fırtına'nın yanına adımlamaya başlamıştı.

Erva'ya geçen süre de Alf ve Börü alışmış olsa da Börü arada Alptuğ'u kıskandığı için uzak duruyordu. İkisi de aile fertlerini şaşırtacak derece de yakınlık kurmuşlar , Erva'yı gördükleri anda ayaklarının dibinde atmaca misali hazır durumda dikiliyorlardı. Fırtına ise tam bi fırtına idi. Deli dolu bi o kadar da hazır konumda bekleyen sessiz Fırtına..

Genç kadını gören Fırtına bütün hızıyla patilerini yönlendirdiği kadına koşmaya başlamıştı. Yanlarından ayrılan Fırtına ile bakışları onu takip edince Alf ve Börü de yavaş yavaş adımlamıştı Erva'ya doğru.

GÜMÜŞHAN / ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin