Nerenin anahtarı olabilir? Üzerinde birde araba anahtarı vardı....
Aklıma gelen fikir ile hemen Mia'yı alıp sesizce odadan çıkmıştım. Salona gittiğimde kimse yoktu umarım o kadın buraya gelmez. Evden çıkmak için kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi. Elimdeki anahtarlarda uymuyordu. Hemen masanın üzerindeki anahtarları denedim ve sonunda kapı açılmıştı.
Mia: nereye?
Y/N: Zoe'nin yanına. Arkadaşlarının yanına.
Mia: o zaman hemen gidelim!
Etrafıma bakmaya başladım. Bir az ileride 5 tane araba görmüştüm. Umarım bu araba anahtarı bunlardan birisinin. Düğmeye bastığımda ortadaki beyaz arabanın ışıkları yanmıştı. Sevinçle Mia'yı kucaklayıp arka koltuğa oturtup kendimde öne geçtim ve arabayı çalıştırıp yolu bulmaya çalıştım.
Saatler sonra köye gelmiştik. Mia hemen inip arkadaşlarına sarılmaya gitti. Bende diğerlerinin yanına gittim. Sun teyze beni görünce hemen yanıma gelmişti.
Y/N: Sun teyze Zoe nerde?
Sun: b-bilmiyorum. O adam gelip götürmüştü bir daha da gelmedi. Ama sizide götürmüştü nasıl geldin buraya?
Y/N: nasıl ya? Bana Zoe'yi buraya getirdiğini söylemişti. Off olamaz!
Sun: ne oldu?
Y/N: galiba onun yanına geri dönmeliyim. Zoe'nin yerini bilen tek kişi o.
Sun: bunu söylemekten korkuyorum ama... satmışta olabilir.
Y/N: nasıl?
Sun: bu adamlar arada bir burda ki insanları alıp satıyorlar. Yani korkuyorum ama Zoe'yi de satmış olabilir.
Ne yaptım ben? Allahım ne yapıcam şimdi?! Gözlerim dolmuştu gerçekten satmış olabilirmi?
Mia: Zoe nerde göremiyorum?
Mia öyle deyince gözlerimdeki yaşları tutamamıştım. Mecbur geri dönecektik. Akşam oluyordu ama hemen gitmemiz gerekiyordu. Yada en iyisi tek başıma gitmek.
Y/N: Mia benim oraya geri dönmem gerekiyor. Zoeyi bulmalıyım.
Mia: bende gelmek istiyorum!
Y/N: olmaz sana zarar gelmesini istemiyorum!
Mia: ama bana orda kimse zarar vermiyor! Jungkook Oppa bana çok iyi davranıyor! Nolur gelmek istiyorum.
Y/N: tamam.
Sun: sabah olsun öyle gidin şimdi siz gidene kadar akşam olur.
Y/N: yok şimdi gidelim daha iyi olur.
Sun: dikkatli olun.
Arabaya binip yola koyulduk. Olabildiğince hızlı sürmeye çalıştım. Akşam geç saatlerde eve geri dönmüştük. Mia yolda çok acıkmıştı ama ne param vardı nede etrafta bir market en sonundada uyuya kalmıştı zaten. Arabadan hemen çıkıp kapıyı çaldım. Kapıyı o kadın açınca onu itip içeriye girdim. Jungkook salonda oturmuş rahat rahat televizyon izliyordu.
JK: ah bende seni bekliyordum canım.
Y/N: Jungkook söyle çabuk Zoe nerde?!
JK: sakin ol bebeğim. Bak ağlamaktan gözlerin ne hale gelmiş.
Y/N: söyle nolur. Sattın mı? Jungkook daha çocuk o söyle ne yaptın!
JK: korkma korkma daha satmadım burda. Bak sana ne diyeceğim... çocukları köye geri göndereceğim ve ordaki herkese iyi bakacağım ama bir şartla.
Y/N: ne?
JK: seni satmama izin vereceksin ve adama ne olursa olsun iyi davranacaksın.
Y/N: NE SAÇMALIYORSUN SEN YA?!!
JK: şşş ama çocuklar ve köydeki insanlara ne olucak? Ordakiler açlıktan ölür bu ikizlerde kim bilir nasıl acılar çekerek ölürler. Ama onları bir tek sen kurtarabilirsin.
Y/N: k-kime vereceksin?
JK: tanımazsın. Senin gibi bir sürü kızı alıp barlara falan götürüp para kazanıyor.
Y/N: s-söyle ne kadar para istersen verebilirim ama nolur rahat bırak beni artık!
JK: e bende senden kurtulmak istiyorum. O yüzden satıyorum seni!
Y/N: ya beni bıraksan ben zaten bir daha karşına çıkmam!
JK: ah~ Y/N bir gün o barlardan birine gelirim. Belki benide eğlendirirsin.
Ben zaten Jungkookun bana dokunduğu gece kirlenmiştim ama şimdi dahada kirleneceğim. Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Belki o adama istediği parayı verirsem beni bırakır. Belki birleri beni kurtarır. Kendimi böyle hayallerle teselli etmeye çalışıyordum yoksa delirecektim.
Arkadaşlar "aşkın gücü" adlı kitabın bölümlerini silmeye karar verdim. Bence pek güzel olmadı. Kitap kapağı falan aynı kalacak sadece bölümleri sileceğim ama şimdi üç tane hikayeyi birden yazdığım için bu üç hikayeden biri bitince onu yazmaya başlayacağım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
