"Bu kadar yetmez mi ?" Beş saattir aralıksız dinlendirtmeden beni çalıştırıyordu, hem acıkmış hem de susamıştım ama buna göz yummaktan başka bir şey yapmadı. "Pekala ,bu kadarlık yeter ama bu daha başlangıçtı emin ol bu günleri mumla arayacaksın." Umarım ciddi değildir yoksa buradan toz olmanın bir yolunu bulmalıydım. "Demir de eğitmenim ama." " Evet, Demir de eğitmenin fakat o seni stratejik olarak geliştirecek ve şanslısın ki üç gün benimle iki gün Demirle eğitim göreceksin." Ne kadar şanslıyım(!) bu şans bana fazla keşke bölüp dağıtabilsem. "Pekâlâ, gidebilir miyim? "Başını onaylarcasına salladı.
Kolumdaki saate baktım, yemekhanenin kapanmasına yarım saat kalmıştı ve ben çok açtım dayanabileceğimi sanmıyordum. O yüzden hızlı adımlarla yemekhaneye ilerledim. "Çok şükür Allahım!" "Sananda hiç yemek yemedin sanır." Arkamdan gelen sesle ürktüm. Bu Demirin sessiydi hem rahatlatıcı hem ürkütücü.
"Bugün pek bir şey yediğim söylenemez." " Kamer seni çok yordu sanırım, ne kadar Kamerle anlaşamasak da bu çalışma az bile zaten yarın benimle çalışınca anlayacaksın ne demek istediğimi." Sanırım bunlar ya deliydi ya da zır deli artık siz seçin gerisini.
" En iyisi ben yemekhane kapanmadan gireyim." Adamı kovmaya çalışıyorum ama ona rağmen kapının önünden çekilmedi. Elini omzuma koyup "Alaz'a dikkat et her ne kadar kardeşim de olsa pek benzemeyiz." Başımı onaylarcasına salladım.
Konuşmamızdan sonra merdivenlerden çıktı tabi ben de yemekhaneye. Sırtım karnıma yapışmıştı bu açlık bana bile fazla Allah kimseyi aç koymasın. Yemekhane açık olmasına rağmen fazla sessizdi ya da ben kuruntu yapıyordum bilemiyorum.
Kapı korku filmi gibi açılınca sıçramadım değil ama bizim gurubu bir masada çeşit çeşit yemekle görünce karnım guruldadı. Benim geldiğimi gören Bora" Aç kurt geldi millet yer açın." Sanırım gurubun patavatsızı da bulunmuştu.
Peri" Yine boşboğazlığa başladın Bora." Sanırım takım birbirine alışmaya başlamıştı bile tabi biri hariç o kişi de ben oluyorum.
"Valla senle hiç uğraşamam birazdan açlıktan diğer tarafa gideceğim siz hala gırgırdasınız." Sanırım bana acımış olmalılar ki ben yemeğimi bitirene kadar konuşmadılar. İlk konuşan Buğra oldu." Biz bir şey yaptık Mihrimah ." Herkes nefesini tutmuş sanki vereceğim cevabı bekliyor gibiydi.
"Ne yapmış olabilirsiniz ki en fazla ?" Bunu söylememle suratları daha çok gerildi. "Alazın sana bulaşmasına sessiz kalamadık ve ona bir teklif yaptık." Buğranın laflarından tek kelime bile anlamamıştım.
"Ne teklifi?" "Bilmiyorsun ama Bora dövüş konusunda akademik sporcu zaten fikir onun ağzından çıkmıştı." Umarım düşündüğümü yapmamışlardır."Düşündüğümü yapmadım de ." Boraya bir ümit baktım ama suratı düz bir şekilde bana baktı. Elimle yüzümü sıvazlayıp onlara döndüm.
"Alazın bizden iyi olduğunu söyleyen sizdiniz neden şimdi kendinizi bataklığa sürüklediniz?" Bora " Neden yaptığımızı düşünüyorsun değil mi ? Çünkü biz bir takımız iyi veya kötü ama düşeceksek de beraber kalkacaksak da beraber kalkacağız . Sana yapılan şeyler dişimize dokundu anlıyorsun değil mi?"
Evet, biz bir takımdık ama ondan önce kardeş olmaya çalışan beş gençtik ve bu beş genç takım olmaktan önce kardeşliği öğrenmişti bile.
"Tamam, peki ne zaman olacak bu maç?" Herkesin sorduğum sorudan memnun olmadığı belliydi. Bugün hiç konuşmayan Kağan" Yarın gece herkes yattığında." Bu kadar hızlı olması beni tedirgin etmişti sanki bir dolaplar dönüyor gibi hissetmiştim. "Her neyse bu kadar gevezelik yeter artık yatmalıyız." Perinin bunu söylemesi bana annemi hatırlatmıştı.Vedalaşamadan gitmiştim ve bana koyan bu olmuştu. Daldığım düşüncelerden herkesin ayaklanmasıyla çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON TREN
FantasyHayatınızda her şey normal mi? Peki normal dediğinizi varsayıyorum. Hayatınızda yalan var mı? Sanki ufaktan kıvranmaya başladınız. Ha ne dersiniz? Bu sorular bana sorulsaydı yürü git işine dalga geçecek başka adam bul derdim. Ama şimdi? Hayatımın iç...