Bütün sesler uğultulu geliyordu ve bilincim kapanmak üzereydi. Bir asır gibi geçen süreden sonra kendimi sıcak ve güçlü kollar arasında buldum. Kim olduğunu göremiyordum. Buğulu gözlerimi açmaya zorladım fakat olmuyordu. Yorgun düşmüş bedenim kendini karanlığa bırakmak için çabalıyordu.
Soğuk ve temiz hava yüzüme çarparken mekandan çıktığımızı anladım. Hafif yana eğik başım sayesinde geçtiğimiz yolları görebiliyordum. Esmer teni sayesinde Periyi tanıyabilmiştim. Arkasında birkaç kişi daha vardı. Peri yanıma yaklaşıp elimi avuçları arasına aldı. Benim ellerimin aksine sıcacık ve güven vericiydi. Yüzüme yaklaştığında ağladığını anlayabilmiştim. " İyi olacaksın." Diye fısıldadı ve buruk bir tebessümle yüzüme baktı. Anlamıştım, korkuyordu.
Onu üzmemek adına uyanık kalmaya çalıştım fakat bunu yapmak yorgun düşen bedenimle imkansızdı.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
"Kızım" gözlerim dolarken hasretle anneme sarıldım. " Annem." Kendimi tutmaya çalışsam da beceremedim ve hıçkırarak ağlamaya başladım.
Özlem yüreğimi yakıp geçmiş, boğazımda koca bir yumru oluşturmuştu. Geri çekilip yüzümü yavaşça sildi ve hüzünlü gözlerle yüzümü inceledi.
"Her zamanki gibi çok güzelsin." Gülümseyerek elimi yanağımda duran elinin üzerine koydum. " Seni çok özledim." Gözleri dolarken onun da ağlayacağını anlamıştım fakat yapmadı her zamanki gibi güçlü duruşunu bozmadı.
" Ben de seni özledim fakat yakında görüşeceğiz inan bana." Başkası söylese buna inanmazdım fakat bu kişi annem olunca, akan sular dururdu.
" İnanıyorum." gülümseyerek bana yeniden sarıldı ve kulağıma fısıldadı.
" Güçlü kal." başımı onaylarca sallayıp sıkıca sarıldım.Beni bırakıp buruk bir ifadeyle son kez baktıktan sonra uzaklaşmaya başladı. Artık oldukça sessizdi adımları bile kendinden emin, kızından uzaklaşırken tereddüt etmiyordu.
Arkasından bakakalırken bütün gücümle bağırdım " Anne, gitme!"
Gözden kaybolurken dizlerimin üstüne çöktüm ve acı dolu bir haykırışla son kez sayıkladım " Anne..."İrkilerek uyanırken hala gördüğüm rüyanın etkisindeydim. Elimi yüzüme götürdüm ve ıslaklığı sildim gerçekten ağlamıştım. Vücudumun her yeri sızlarken gözlerim kolumdaki seruma takıldı. Henüz yarısına bile gelmemişti.
Sıkıntıyla iç çekip yanımda duran sandalyeye baktığım sırada şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Kamer... Yaşıyordu ve tam karşımdaydı. Yüzünde yer yer morluklar ve ezikler varken huzursuz bir ifadeyle uyuyordu.
Onun yaşadığına sevinirken aklım Alaza kaydı. Ne yani ölmüş müydü? Sadece bir taraf ölürse dövüş bitecekti. Kamer burada olduğuna göre, ölmüş olmalıydı. Dehşetle Kamere baktım bir insanı öldürmüş olabilir miydi?
" Mihrimah, sonunda güzellik uykundan uyanabilmişsin." İrkilerek yüzüne baktım ." Sonunda derken?"
Kollarını göğsünde birleştirip alayla sırıttı ." İki gündür bir uyuyup bir uyanıyorsun."Hafızamı zorlamaya çalıştım çok gerçekçi rüyalar görmüştüm. Demek ki gerçeklermiş diye düşündüm.
Kamer bana yaklaşırken ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım. Elini alnıma koyup kısık gözlerle yüzüme baktı. Anında kendimi geri çektim." Ateşin düşmüş." Başımı onaylarca sallayıp sessiz kaldım. Aklım kafeste kalmıştı ve ölüp ölmediğini bilmediğim Alaz da... Daha fazla içimde tutamayacağımı anlayıp aklımdakileri ortaya döktüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON TREN
FantasyHayatınızda her şey normal mi? Peki normal dediğinizi varsayıyorum. Hayatınızda yalan var mı? Sanki ufaktan kıvranmaya başladınız. Ha ne dersiniz? Bu sorular bana sorulsaydı yürü git işine dalga geçecek başka adam bul derdim. Ama şimdi? Hayatımın iç...