bölüm 10:sanırım korkuyorum
-"bu sefer gerçekten sıçtım!" üstümdeki bornozla evin içinde oradan oraya koşturuyordum ve heejin de ne olduğunu anlamak için peşimden geliyordu.
"ne olduğunu anlat artık, aptal!" az önce lisa'dan gelen mesajı okumuştum ve okuduğum andan beri ne yapacağımı bilemez halde çığlık atıp duruyordum. öyle çok yaygara çıkarmıştım ki bütün komşularımın rahatsız olduğundan emindim.
"otur şuraya da sakinleş biraz." heejin'in gösterdiği mutfak masasının hemen yanında duran sandalyeye oturmuş ve iki elimi alnıma yaslayarak düşünmeye çalışmıştım. ne bok yiyeceğimi düşünmeye...
"ver bakalım şunu." heejin masaya buraktığım telefonu eline aldığında ilk başta itiraz etmek istemiştim lakin artık her şeyi öğrenmesi gerektiğini düşündüğümden telefonu açar açmaz karşısına çıkan mesajı okumasına izin vermiştim.
lisa'dan gelen mesajı okuduğunda kaşları çatılmış ardından da oldukça rahatsız edici bir şekilde sırıtmıştı. hadi ama, kimse benim düştüğüm durumu düşünmeyecek miydi?
"sütyenin onda mı kalmış?" minik kıkırtıları arasında konuştuğunda alnımdaki ellerime kendime sert bitir yumruk atmak istemiştim.
"heejin, sana anlatmam gereken şeyler var."
söylediğim şeyi duyar duymaz karşımdaki sandalyeye oturuvermiş ve bileğindeki tokasıyla saçlarını topuz yaparken oldukça kendinden emin bir şekilde cevap vermişti.
"anlatmama gerek yok çünkü çoktan anladım. lisa'ya vuruldun sen."
"ne? hayır!" aniden itiraz etmemle biraz şaşırmış ve kollarını masaya dayayarak daha ciddi bir yüz ifadesi takınmıştı. tanrım,şimdiden çok gerilmiştim!
"ne demek hayır?" evet, chae açıkla bakalım ne demek hayır?
"sanırım haklıydın, pizzacıda beni öptüğü günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. dediğin gibi, normal arkadaşlar öpüşmezlermiş."
heejin kısa bir süreliğine masadan kalkıp kendine kahve hazırlamaya giderken söylediğim şeyleri hala dikkatle dinliyordu.
"aslında arkadaşlar öpüşmez demedim. arkadaşlar birbirlerini böyle bir şey için öpmez dedim. sanki sadece seni öpmek için bahane bulmuş gibiydi. eğer istersen biz de öpüşebiliriz yani,sorun yok."
söylediği şeyle derince iç çekmiştim. " iki dakika ciddi olamıyorsun değil mi?"
çok geçmeden elindeki kahve dolu kupayla eski yerine oturmuştu. "pekala, bu sefer düzgünce dinleyeceğim. devam et."
"pizzacıya gittiğimiz günden sonra lisa'yla pek görüşmedik ve ben de bu öpüşme olayından dolayı aramızın açılmış olabileceğini düşündüğümden lisa'nın çalıştığı bara gittim."
hâlâ masada duran telefonumla bakışırken başımdan geçenleri heejin'e anlatıyordum ve inanın bana, bu hiç kolay değildi."ve gecenin sonunda da kendimi lisa'nın evinde buldum." son söylediğim şeyle heejin'in gözleri sonuna kadar açılmıştı. heyecanlandığı zamanlar yaptığı gibi kollarını kaşımaya başlamış ve çatlayan sesiyle bağırmıştı.
"seviştiniz mi?!" sorduğu soruya kısaca kafa sallayarak cevap vermiştim. aklımda hâlâ lisa vardı ve bir an önce olanları heejin'e anlatmayı bitirmeyi ve bana iyi bir tavsiye vermesini istiyordum.
"asıl sorun, sabah olduğunda lisa uyanmadan evinden çıkıp buraya gelmem. şimdi de bana bu mesajı atmış işte."
"geri zekalı." heejin hiç beklemediğim şekilde cevap verdiğinde ne diyeceğimi bilememiştim. gerçekten yaptığım şey yanlış mıydı?
veyahut bu evrende beni anlayan hiç kimse yoktu."chae, lisa iyi bir kız ve onunla tanıştığından beri daha mutlusun. boşanma sürecini bile onun sayesinde kısa sürede atlattın. jiseok'dan sonra lisa'nın sana çok iyi geldiğini düşünmüştüm."
heejin'in söylediği şeyler daha fazla kafamı karıştırıyordu.
"bilemiyorum heejin. onunla arkadaş olabileceğimi düşünmüştüm ve o yüzden dün gece yaptığımız şey hiç doğru gelmiyor."
"ister arkadaş de istersen de başka bir şey ama lisa'nın senin üzerindeki etkisini görmezden gelemezsin."
evet, etrafındayken heyecanlanmam ve sürekli birlikte olmak istemem lisa'nın üzerimdeki etkisini çok daha iyi fark etmemi sağlıyordu. bunu itiraz etmiyordum ama kabul etmeye de hazır değildim.
"sanırım korkuyorum çünkü sabahın köründe lisa'ya hiçbir şey söylemeden eve dönüşümün başka bir açıklaması olamaz." heejin'in yarısını içtiği kahve bardağını elime alarak birkaç yudum içmiştim. kafam çok doluydu ve birazcık olsun rahatlamak istiyordum.
karşımda topuz yaptığı saçlarıyla oturan heejin de bir süre sessizce beni izlemişti. hayatımı kendi ellerimle mahvediyordum ve bu hikayenin sonunda yapyalnız kalmak isteyeceğim en son şeydi.
"henüz yeni boşanmışken bu tür şeyler yaşamak sana ağır gelmiş olabilir ama yine de kendine ve lisa'ya bir şans vermelisin."
içindeki kahveyi bitirdiğim kupayı yeniden masaya koymuş ve hafif nemli saçlarımdan boynuma doğru ilerleyen su damlalarını silmeye çalışırken kafa sallamıştım.
"orası öyle ama lisa'nın beni bir daha görmek istemeyeceğine eminim." dediğimde gülümsemiş ve masanın üzerinde duran telefonu işaret ederek,
"yazdığı şeye bakılırsa sana çok kızmamış." demişti.
"lisa'yı tanımıyorsun. her şeyi şakaya vurur ve içinden neler geçtiğini bir türlü anlayamam. sanırım yüz yüze görüşmeden de anlayamayacağım."
heejin kupasına yeniden kahve doldururken cevapladı.
"ne duruyorsun? hazırlan ve onunla konuşmaya git o zaman."
-
böyle çerezlik bir bölüm yazdım. chae'nin düşüncelerini anlamanıza yardımcı olur diye düşündüm çünkü diğer bölümde gördüğüm kadarıyla hepiniz chae'nin yaptığı şeyi saçma bulmuşsunuz.
olaylara biraz da onun yönünden bakmaya çalışın lütfen💕ayrıca heejin oppama da çok teşekkür ediyorum chae ile iyi ilgilendiği için
sizce diğer bölümde neler olacak?lisa'nın tepkileri nasıl olur?
istek:
öneri:
şikayet:
okuduğunuz için teşekkürler💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
better than your husband
Fanfiction[chaelisa] ▶seni kocandan daha iyi becerebilirim chaeyoung. . 🌟düz yazı 🌟chaelisa #1