11:kaybetmekten korkmak

5.8K 398 252
                                    

bölüm 11:kaybetmekten korkmak-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bölüm 11:kaybetmekten korkmak
-

"bir bira alabilir miyim?" yine aynı bara gelmiştim. ne olursa olsun her günün sonunda kendimi burada buluyordum. her zamanki yerime oturuyor her zamanki biramı içiyordum. bazen eve güzel kafayla bazen de mahvolmuş halde dönüyordum.

bu gece ise buraya gelmemin tek sebebi lisa'yı görebilmekti. beni görünce nasıl tepki vereceğini, benimle konuşup konuşmayacağını ve bana sinirli olup olmadığını öğrenmek istiyordum.

sabah telefonlarına cevap vermemiş ve son attığı mesajı da yanıtlamamıştım. bu yüzden iki kat daha mahçup hissediyordum.

"buyrun." tanımadığım bir barmen biramı getirdiğinde gülümseyerek teşekkür etmiş ve hızlıca büyük bardaktan birkaç yudum alıvermiştim.

heejin'le konuştuktan sonra özgüvenim biraz olsun yerine gelmişti ve yaptığım şeylerin sadece bana göre mantıklı şeyler olduğunu anlamıştım. lisa kişilik bozukluğu olan ve bir dediği bir dediğini tutmayan bir kadın olduğumu sanmış olabilirdi. tek istediğim, bu gece beni dinleyip bana hak vermesiydi.

"bakar mısınız?" ben sakince biramı yudumlarken birisi omzuma dokunmuştu. kim olduğunu görebilmek için arkama baktığımda ise hiç tanımadığım bir yüz ile karşılaşmıştım.
ben henüz bir şey diyemeden karşımda dikilen kişinin yüzümü görür görmez gözleri ışıldamış ve sözlerine devam etmişti.

"siz park chaeyoung olmalısınız. sevgilim sizin büyük bir hayranınız." dediğinde sakince gülümseyerek teşekkür etmiştim. tam tekrar önüme dönecekken benimle konuşan yabancı bana elini uzatarak, "ben,jisoo." diyivermişti.

uzattığı elini sıktıktan sonra gülmüştüm.
"tanıştığıma memnun oldum, jisoo. sevgiline selamlarımı ilet lütfen."

"aslında kendisi şu an burada. ilerdeki masada oturuyoruz ve lavaboya gitmek için buradan geçiyordum ki seni fark ettim." anladığımı belli etmek istercesine kafa sallarken bir yandan da gözlerim lisa'yı arıyordu. neredeydi bu kız?

"sanırım tek başınasın. bizim masaya gelmek ister misin?" jisoo'nun sorduğu soruyu hiç düşünmeden nazikçe reddetmiştim çünkü buraya asıl gelme amacım lisa'yla konuşabilmekti.

lakin o an gördüğüm şey bütün dünyamı başıma yıkmıştı. ben jisoo'yla konuşurken barın karanlık kısmında gördüğüm tanıdık yüz bütün planlarımı alt üst etmişti.

lisa'yı başka bir kızla dans ederken görmek bana hiç iyi gelmemişti. üstelik bu kadar yakınlarken...

"aslında, hadi sizin masaya gidelim. sevgiline de güzel bir sürpriz yapmış oluruz." zor çıkan sesimle söylediğimde jisoo sevinçle gülümsemiş ve masalarına doğru ilerlemeye başlamıştı. ben de arkasından onu takip ediyordum.

better than your husbandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin