Bölüm sonundaki yazıyı okumayı unutmayın :)
Ji Chan'ın Ağzından
Ağzından çıkan hah nidasıyla hafif geri çekildim. Basbayağı etkileniyordu ve inkar etmesine de üzerine yoktu.
İnanamıyormuş gibi dudaklarını büzüp kafasını salladı.
"Ben ve senden etkilenmek? Kıvrımların bile belli değilken nasıl senden etkilenebilirim?"
Bu her ne kadar doğru olsada ben bir kadındım onu etkileyebilirdim ama zararlı çıkmak istemiyordum.
Gözlerinin içine baktıktan sonra ayağa kalktım. İrisleri büyüyordu nedenini bilsemde salağa yatmak mantıklı geliyordu.
Telefonum yoktu ve günümün çoğunu televizyon izleyerek veya oturmakla geçiriyordum.
Mutfakta kendime su doldurarak masaya oturdum.
"Suyunu iç ve dışarı çıkalım Chan"
Gezmek güzel olabilirdi sanırım
Bir çırpıda içtikten sonra odasına doğru koşarak gittim. Saat daha erkendi ve o yüzden doyasıya gezebilirdik.
Benim genellikle param olmadığı için evlerden eve gezerdim. Tek bildiğim aktiviler yemek yemek,içmek ve televizyon izlemek,ha birde kas yapmak vardı,hovardalıkta yapardım arada
Kapıyı hiç düşünmeden açtığım için içeride çıplak bir şekilde giyinen Jeon beklesemde karşımda 1 adet saçını tarayan Jeon vardı. Gerçi niye öyle bir hayal kuruyorsam?
"Şort ve tshort giyin bugün biraz da spor yapalım. Hatta bundan sonra her gün"
"Peki madem"
Jeon odadan çıkarken herhangi bir kapri alıp lacivert penye bir tshort aldım.
Jungkook'da zaten hemen hemen benim gibi giyinmişti
Beraber ayakkabılarımızı giyerek evden çıktık. Ne kadar annemi sevmesemde ondan telefon parası almalıydım. Telefon çalamazdım sonuçta bulunabilirdim,hapse girmek için daha çok gençtim ben
"Parkın oradaki yürüme bantlarına gideceğiz ve hayli koşacağız."
"Jeon-ah sence ben bu kasları bir koşmayla eritir miyim?"
"Bunu gün sonunda konuşalım"
"Gün sonu derken?"
"Akşam anlarsın."
Sırıtmasıyla yüzümü buruşturdum. Tae ve Jimin yüzünden sabahın erken saatinde kalkmıştık şimdi de onun acısını benden çıkartıyordu heralde
Canım kol kaslarım gidecekti benim!
Zayıflamak kesinlikle benim için çok kötü bişey bilirsiniz buradaki diyetler fazlaca acımasız
(Abur cuburu kim bulduysa elinden öperdim ama kilo aldırttırıyor o yüzden Allah belanı vermiye emi eriyeceğim diye bir yerlerimi yırtıyorum be😬)
Biraz yol yürüdükten sonra zayıflama aletleri ve koşu bandının olduğu yere geldik. Ücretsiz olduğu için kafama estiği her an gelirdim.
"Başlama noktasına geçelim ve yarışalım. Hızını test etmek istiyorum."
"Beni test ederken kendinle yarıştırman kendine güvendiğin anlamına mı gelir?"
"Kaslarım derim başka da bişey demem"
"Ayak kaslarımı görmemişsin belli"
"O zaman görelim bakalım marifetini"
Güldüm,kesinlikle beni geçeceğini sanıyorsa büyük yanılıyordu
Dediğim gibi böyle yerlere çok gelirdim o yüzden koşmak hobim gibi bir şeydi
Gücümü yormamak adına yürüyerek başlangıç noktasına vardım. Jungkook ise koşarak gitmişti.
"1 2 3 başlaaaa!"
Aynı anda sayarak başladığımız koşuda,ısınmadığımız için ayak tabanım ağrırken umursamayarak son gücümle koşmaya devam ettim.
Bazen o beni geçiyordu bazende ben
Koşu bandının uzunluğu nereden baksanız uzun denilebilecek kadar uzundu
Nefeslerimi düzene sokmaya çalışarak beni geçmeye çalışan Jeon'a fark attım.
İşte zafer!
Bitiş noktasına 15-20 adım kalırken çoktan beni geçmiş Jeon'u gördüm.
Hadi ama kazanacaktım!
Eğilerek ellerimizi dizlerimize koyduk. Nefeslerinin arasında konuşmaya başladı.
"Seni yenmeme rağmen iyiydin"
En azından iyi olduğumu kabullenmesi güzeldi
"Ama ben daha iyiydim"
Göz devirerek doğruldum. Araya kendini katmasa olmuyordu
"Şimdi Chan-ah saat kaç?"
"12"
"1 saatin var Chan-ah 150 turu tamamlamak için"
"Öyle bir şey yapmayacağım."
"Araya anneni katmamı istemezsin heralde"
"Senden nefret ediyorum!"
"Bende pasaklı bende"
Sinirlerim artık başka bir boyuta ulaşırken yumruğumu sıktım. Bu koskoca bandı nasıl 1 saatte 150 tur yapmamı beklerdi benden?!
Son bir bakış atıp yavaş adımlarla başlangıç noktasına geldim. Kendisi de telefonundan bir şeyler yapıyordu.
"Alarmı ayarladım. 1 saat sonra çalacak. Bende kaç tur koştuğunu sayacağım."
En güzel bakışlarımı ona sunarken koşmaya hazır bir biçimde dizimi büktüm.
"Bana o şekilde baktığın için 160 tur oldu"
"JEON!"
"Bağırdığın için 180"
"Ölmemi mi istiyorsun?!"
"Mızmızlandığın için 200"
Sinirden gözüm seğirirken konuşmama kararı kıldım. Her kelimemde 1 tur daha arttırırdı bu manyak!
"İşte böyle Chan-ah akıllı bir erkek ol"
Umursamaz bakışlarla koşmaya devam ettim.Aksi halde annem olamayacak kadının dırdırını çekmek bu koşudan daha zordu
Öncelikle aşkuşlarım kitabı okuyan hayalet okuyucularım lütfen bu konuda yorum yaparsanız sevinirim.
Bölümler Jungkook'un ağzından mı?
Yoksa Ji Chan'ın ağzından mı?
Veyahut 1 bölüm birinden 1 bölüm birinden mi olsun?
Karar sizin bu konuda en az 10 tane yorum gelmezse yeni bölümde yayınlamayacağım.
Sağlıcakla kalın kendinize dikkat edin 💜
Bir sonraki bölümde görüşürük <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hanımefendi✔
Fanfiction*Bu kitap kesinlikle berbat bir kitaptır benim gözümde. Her türlü hata vardır. Düzelt imalarınızı görmek istemiyorum ilk kitabım ve eğer düzeltmeye kalksam cümleler başka yere gider, yorumlarınız da farklı görünür.O yüzden oku geç "Onu bir hanımefen...