26- 'Sevgi'

3.3K 179 153
                                    

"Noluyor lan burada?!" 

Azer evin önündeki kalabalıkla arasındaki mesafeyi azaltırken Karaca korkuyla takip etti onu. Hem elini bırakmadığı, hem de adımları Karaca'nınkilerden çok daha geniş olduğu için neredeyse koşturuyordu arkasından.

Şeyma'nın evin girişindeki merdivenlerde elini yüzüne kapatmış ağlıyor olduğunu görünce gözleri Azra'yı aradı hemen. Onu Ceylan'ın eteğinden tutunmuş, arkasında saklanıyor halde gördüğünde üzüntüyle dudaklarını birbirine bastırdı. 

Annesini ağlarken görmenin ne olduğunu maalesef iyi biliyordu.

"Abi" dedi Cahit Azer'den büyük olmasına rağmen. "Bacını bir kez uyarmadım, iki kez uyarmadım! Sizi ailem belledim diye saygımdan laf etmedim ama canıma yetti artık!" 

Yılmaz Cahit'in karşısına geçecekken Fadik'in onu durdurduğunu gördü Karaca. Azer elini bıraktığında kafası öyle çorba olmuş haldeydi ki kime dikkat etmesi gerektiğini kestiremiyordu. 

"Ne anlatıyorsun lan sen?" 

Azer'in bağırarak söyledikleriyle az çok olacakları tahmin ederken tekrar yanına gidip koluna sarılarak ilerlemesini durdurmaya çalışsa da elinden gelen tek şey onun hızını azaltmak olmuştu.

"Ben diyeceğimi dedim. Sor bacına anlatsın." 

Cahit'in tam karşılarına dikilip soğukkanlılıkla kurduğu cümleden sonra arabasına ilerlemesiyle Azer kolunu yine Karaca'nın ellerinden çekip Şeyma'ya yöneldi.

"Ne diyor bu Şeyma?"

Kendisi de duymuştu Cahit'in söylediklerini, inanmak istemiyordu sadece. Sorusunun cevapsız kalmasıyla evin girişindeki mermer kolona vurdu avucunu hızla. 

"Ne diyor Şeyma?! Sana soruyorum!" 

Soruları sadece onun daha şiddetli ağlamasına sebep olurken Karaca ellerinin titrediğini birkaç metreden de kolayca fark edebiliyordu. Azer'in Şeyma'ya doğru eğilip yüzüne bakmasıyla sakinleşmeye çalıştığını anladı.

"Kızım, anlat. Allah'ıma Kur'an'ıma çıldıracağım bak." 

Cümlesinin sonuna doğru kayan şivesiyle kısa süreli sakinliği sona ermiş gibiydi.

"Abi" Hıçkırmaya devam ederken ayağa kalkmaya çalıştı Şeyma. Ellerini Azer'in üstüne gelmesini istemeyerek kaldırdığında ağlaması bir nebze olsun kesilmemişti. "Yanlış anladı, yemin ederim yanlış anladı!" 

"Neyi yanlış anlayacak lan?! Kaç kez yanlış anlayabilir? Adam 'bir kez uyarmadım, iki kez uyarmadım' diyor?" 

 Azer'in neredeyse her sinirlenmesinde yaptığı hareketle durumun ciddiyetini kavrayıp Kadir ve Yılmaz'ın arasından sıyrılarak önüne geçti Karaca. Mevzuyu gösterir gibi iki yana açtığı ellerini indirirken göz göze gelmeye çalıştı onunla.

"Azra korkuyor." dedi ellerini göğsüne yerleştirerek hafifçe ittiğinde. "Annen de burada, sakin ol."

Sanki kısıtlı süresi varmış gibi hızlı hızlı konuştuktan sonra Azer'in kasılmış çehresi bir gram dahi yumuşamazken yardım ister gibi Yılmazlar'a döndü bu sefer.

"İçeri girelim abi." dedi Kadir Karaca'nın geriye çekildiği yere geçerek. "Sakin sakin konuşalım her ne olduysa."

Yılmaz da Azra'yı kucağına aldığında üst kata çıkardı direkt olarak onu.

Yalnızca Azer, Fadik ve Şeyma Fadik'in odasına girdiklerinde Azer kapıyı sertçe kapatsa da Şeyma'nın yatağa oturmasıyla tekrar açıldı. Karaca'nın uzattığı suyu aldıktan sonra içeriye merakla bakan kardeşlerinin yüzüne kapıyı kapatıp Şeyma'nın başına döndü yine.

JazbaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin