11- 'En azından denediniz.'

3.1K 184 57
                                    

Azer ceketinin cebinden arabanın anahtarını aldığında Karaca'ya döndü.

"Hadi."

"Nereye gideceğiz?"

"Yalnız kalacağımız bir yere."

Bağırıp çağıracağım, rezil olmayalım diyorsun yani. Oldu paşam.

Azer ondan önce odadan çıktığında telefonunu alarak arkasından çıktı. Merdivenlerde Fadik'i görmesiyle selam verip Azer'e yetişti.

Arabadan indiğinde yediği ayazla ceketine sıkıca sarılırken tişörtle adeta Tarzan gibi dolaşan Azer bir şey hissetmiyor gibiydi. Etrafına bakındığında geldikleri yerin konuşmaktan çok adam öldürmeye uygun olduğunu düşündü. Azer'e selam veren birkaç kişiyi görmesiyle kendi mekanlarından birisine geldiklerini anladı.

Azer sola dönerek aniden yön değiştirdiğinde peşine takılarak sessizce takip etti. Ufak bir patika yolun sonunda bir tepeye çıktıklarında Karaca istemese de ufak kamelyada Azer'in karşısına oturdu.

"Evet, başla."

Sinirinden bir gram eksilmemiş ya, şaka gibi.

"Şey..." dedi Karaca Azer'in yüzüne bakmadan. "Karşıma oturmasan olur mu?"

"Niye?"

"Azer.."

Karaca başını yana yatırarak yalvaran gözlerle ona baktığında Azer direnmeden yanına oturdu.

"Seni dinliyorum." dedi sabırsızlıkla.

"Nereden başlayacağımı bilmiyorum."

"Neden kimseye haber vermeden hastaneye gittiğinden başlayabilirsin mesela, seçeneklerden en kolayı o gözüküyor."

"Söyleseydim gelecek miydin ki benimle?" Azer'in sessiz kalmasıyla devam etti. "Beni hastaneden aldıktan sonra kovdun biliyorsun değil mi?"

Azer dişlerini sıkarak ona döndü.

"Yine lafı karıştırıyorsun, ben sana neden haber vermediğini sordum."

"Lafı karıştırdığım yok, anlatmayacak olsam buraya kadar gelmezdim herhalde."

Karaca'nın söylediklerini dinledikten sonra sinirle gülümsedi.

"İstesen de istemesen de gelecektin buraya."

"Böyle yapacaksan konuşmamızın bir anlamı yok, geri dönelim."

"Kızım napıyorum ya napıyorum? Derdini sormak da suç oldu ya!"

"Sorguya çeker gibi konuşuyorsun. Böyle dertleşme mi olur?"

"Bininci kez soruyorum derdin ne diye de ondan!"

Azer'in sesi yükselirken Karaca soğukkanlılığını her zamanki gibi korudu.

"Bağırma, ben sana bağırıyor muyum?"

"Keşke bağırsan! Böyle sakin sakin konuştuğun laflar on gün kafamda yankılanıyor."

Azer'in itirafı ile Karaca ona döndüğünde kafasını karşıdaki ağaçlara çevirerek sesini alçalttı.

"Sinirleniyorum yani hatırladıkça, niye öyle dedi diye."

"Öyle dedirtme sen de o zaman. İzah etmeye çalışıyorum nasıl hissettiğimi ama sen de dinlemiyorsun işte adam akıllı."

"Ben de? Başka kim?"

Karaca boğazında hissettiği yumru ile gözlerini yere indirdi.

"Kimse değil, öyle lafın gelişi söyledim."

JazbaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin