5-"Eskimişti, yenisini aldım ben de."

3.1K 173 60
                                    

Karaca soğuk avcunun içinde Azer'in kaynayan kanını hissedebileceği kadar sıkı tutmuştu elini. Akın'ın yadırgayan bakışlarını arkalarında bırakarak arabaya binene kadar elleri ayrılmadı.

"Ne yapmaya çalışıyorsun? Amacın ne senin amacın?" 

Azer eve sürerken bir taraftan Karaca'ya bağırıyordu. Karaca'nın onu pek salladığı söylenemezdi tabi.

"Anam deliye döndü, gitti kız diyip duruyor sabahtan beri. Tansiyonu oynadı, sakinleştiremedik bile! Bunu ona yaşatmaya ne hakkın var senin?" 

Karaca bir an ona her şeyi söylemeyi düşünse de ağzını açtığı an vazgeçti. Destek verecek, yardım edecek değildi sonuçta Azer ona.

"Doğru, haklısın."

"Alışveriş merkezine baktırıyorum, yoksun. Çevreye baktırıyorum, yoksun. Bin kere arıyorum, yoksun. Bela oldun lan başıma!"

Karaca buna da başını salladı. 

"İnsan biraz normaline, safına, saygılısına denk gelmez mi! Yok, denk gelmiyorum." 

"O da mı itaat etmiyor sana?" dedi Karaca Azer'e dönerken. 

"O?" 

"Sevgilim demiştin ya, o." 

Karaca Azer'in 'sevgilim' diye bahsettiği insan olmanın nasıl bir şey olabileceğini düşünse de bir türlü adam akıllı bir görüntü, olay, davranış gelmiyordu aklına. Muhtemelen bakımlı, güzel vücutlu, alımlı bir kadındı.

"Ne durup durup açıyorsun bu lafı?"

Karaca histerik bir kahkaha attığında Azer ilk kez yüzüne baktı o gün içinde. Gözleri şişmiş, yanaklarında hala gözyaşlarının bıraktığı izler görünüyordu. Sürekli yediği dudaklarının içleri kenarlarına göre daha beyaz, neredeyse tamamı ise kupkuruydu. Onu evlendikleri günden beri ilk kez bu kadar halsiz gördüğünü fark etti. 

"Tanıştıracaktın hani, bahsetmek istemiyor musun ondan? " 

"Bahsederim, neden etmeyeyim." dedi Azer yola dönerken. "Sakin bir insandır, laf dinler bir kere. Öyle her dediğime karşı gelmez, uyumludur. En önemlisi de burnumu kırmaya kalkmaz."

"Kendine barbie mi alıyorsun, hayat arkadaşı mı arıyorsun Azer?" dedi Karaca alayla.

İkisi de arabadan indiklerinde bahçede kaldıkları yerden devam ettiler.  

"Sana ne? Seni ilgilendiren bir şey var mı?" 

"Yok canım, tabi yok da. Bak sana ne vereceğim." Karaca parmağındaki yüzüğü çıkararak Azer'in avucuna bastırdığında yaklaşarak gözlerinin içine baktı. "Başkasına şerefsiz demeden önce, kendine de bir bak bakalım." 

Azer tam ağzını açıp avazı çıktığı kadar yüksek sesle bağıracak gibi olduğunda Karaca arkasını dönerek eve girdi. 

"Fadik anne!" dedi seslenerek. "Anne? Neredesin?" 

Yılmaz Fadik'in odasından çıkararak dinlendiğini söylediğinde koşarak yanlarına gitti. 

"Özür dilerim." dedi Fadik'e sarılırken. "Ben düşünemedim. Çok özür dilerim." 

Fadik gözleri dolan Karaca'ya sıkıca sarıldıktan sonra iyi olduğunu söyleyerek onu sakinleştirmeye çalıştı. 

JazbaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin