'Some people deserve to die'

4.5K 213 166
                                    

Zayn'in ağzından

"Onu hala bulamadın Zayn! Nasıl bu kadar sakin kalıyorsun anlamıyorum ya öldüyse...."

Roden'ın lafını tamamlamasına izin vermeden saatlerdir koruduğum ya da korumaya çalıştığım sessizliğimi bozdum. "Yapma! Senin kadar bende korkuyorum ama sakin kalmazsam deliririm anladın mı? Şimdi kapat çeneni!"

Ona bağırmamla oturduğu yerden kalkıp parmağını tehditkar bir şekilde bana salladı, ondan korkmadığını bilse bile o kadar çaresizdi ki bunu umursamıyordu.  Tabi şu an onun kadar bende çaresiz hissediyordum çünkü günlerdir uyumadan her yerde  Mia'yı aramış ama bulamamıştım.

Delirmeme az kalmıştı.

"Eğer Mia'ya senin yüzünden bir şey olursa seni sikerim Zayn! Sen ve senin cani annen olmasaydı bunların hiç biri başımıza gelmezdi."

Bana çığlık atarcasına bağırırken şakaklarımı ovup ofladım. "Kaç kere diyeceğim sana! Annem böyle bir şeye kalkışamaz."

Alayla güldü. "Tabi ya! En son annen Mia'yı zehirlemedi mi? Nereden biliyorsun belki de yine onun işidir!"

Herkesin bana bir şeyler demesine artık katlanamadığımdan olsa gerek sinirden elimdeki telefonu kırarcasına sıkmaya başlamıştım. "Annem böyle bir şey yapamaz çünkü benden korkuyor, sende korkmalısın çünkü sinirlerimi bozuyorsun."

Gözlerinden akan yaşları silip burnunu çekti ve çaresizce omuzlarını düşürüp tekrar koltuğa oturdu. "O benim her şeyim Zayn, tek ailem."

Nefesimi sesli bir şekilde dışarı verip saçma davranışlarım için kendime kızdıktan sonra kollarımı Roden'a doladım. Ben ona sarılır sarılmaz sesli bir şekilde  hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. "Korkma, onu bulmam an meselesi."

Bir süre kollarımda hıçkıra hıçkıra ağladıktan sonra uyuyakalmıştı. İkimiz de uyumamıştık bu yüzden dikkatlice onu koltuğa yatırıp üzerini örttüm. Ben de en az Roden kadar perişan durumdaydım sadece belli edemiyordum. Bir yanım akıl almaz bir öfkeyle yanıp tutuşurken diğer yanım deli gibi korkuyordu.

Aslında ona kızgındım ama yine de onun için her şeyi yapmaya da hazırdım. Yemek bile yiyemiyordum, aklımda onun aç olup olmadığı geliyordu. Eğer ona bir şey olursa kendimi hiç bir zaman affedemezdim ve bu omuzlarımdaki yükü iki katına çıkarıyordu.

Kafamı iki yana sallayıp kötü düşünceleri aklımdan uzaklaştırmaya çalıştım, güçlü olmalıydım hatta hiç bir zaman olmadığım kadar.

Stresle saati izlerken telefonumun çalmasıyla hiç vakit kaybetmeden telefonu açıp kulağıma dayadım. "İyi haber vermeyeceksen sesini boşuna yorma Nick."

"Efendim Mia hanımı bulduk, isterseniz hemen gidip alabiliriz."

Telefonun diğer ucundan gelen sesle oturduğum yerden heyecanla fırladım. "Hayır, konum at ve beni bekleyin."

Telefonumu kapatıp sehpanın üzerinde duran silahı aldım ve belime sıkıştırıp Roden'ı uyandırmadan hızla evden çıkıp arabama geçtim. O kadar heyecanlıydım ki kalbim deli gibi atıyordu.

İtiraf etmem gerek onu çok özlemiştim.

Hızla Nick'in attığı konuma doğru sürerken elimde olmadan sinirle direksiyonu sıkıyordum, damarlarımda saf öfke akıyordu.

Buna sebep olan herkesi tek tek cehenneme göndermeden de rahat edemeyeceğimi biliyordum, özellikle de Jamie denen orospu çocuğunu. Uzun bir yolu o orospu çocuklarına yapacaklarımı düşünerek geçirdikten sonra sonunda depo gibi bir yere gelmiştim.

I'm Having your baby / ZAYLENA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin