I'm Having your baby / ZAYLENA

'Malik'

Zayn'in ağzından

Mia'yı hasteneye bırakıp iyi olduğuna emin olana kadar yanında kalmıştım. Neyse ki bebek iyiydi ve Mia'nın atlatamayacağı herhangi bir fiziksel sorun da yoktu.

Tabi psikolojik olarak ne durumda olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu, herneyse.

Beyaz ışıkların aydınlattığı koridordan geçtikten sonra sonunda ulaşmak  istediğim yerdeydim, beklemeden içeri girdim.

İçeri girer girmez sandalyeye bağlı olan Jamie kafasını zorlukla kaldırıp bana bakmıştı, çocukların onunla fazladan ilgilendiği yüzündeki yarıklardan belli oluyordu. "Fiona nerde?"

Zorlukla sorduğu soruyu es geçip gülümsedim ve üzerimdeki ceketi çıkarıp arkamda duran Nick'e fırlattım ardından da gömleğimin kollarını sakince kıvırdım. Bir süre ellerimdeki yüzüklere baktıktan sonra omuz silktim.

Gülüşümü hiç bozmadan Jamie'nin yanında gittim ve elimi sertçe vurduğum omzuna koyup yüzüne eğildim. "Cehennemde."

Olduğu yerde hırçınlaştığı an yüzük dolu elimi sıkıp yüzüne sert bir yumruk geçirdim. Sesli bir şekilde inleyip sersemledi ardından da ağzındaki kanı yere tükürüp öksürdü. "Z-zayn, kişisel bir şey yoktu yemin ederim."

Bu olayın her zaman kişisel olduğunu biliyordum, yüzündeki yara ve diğer herşeyle birlikte beni suçluyordu. Eline benim canımı acıtma fırsatı geçince de hiç çekinmeden kullanmak istemişti ama her zaman olduğu gibi çuvallamıştı.

Tek fark şu an ölecek olmasıydı.

"Kim yaptırdı bunu sana?" diye sordum, hala omuzunu sıkmaya devam ediyordum. Kafasını zorlukla kaldırıp bana baktı berbat halini umursamadan güldü, tabi gülüşü sona doğru öksürük haline gelmişti. "En kötüsü de bu Zayn, düşünsene annen sevdiğin kadını öldürtmek istiyor."

Sinirle haykırarak yüzüne ardı ardına yumruk atmaya başladığımda kısa sürede bayılmıştı yüzüme sıçrayan kanı silip kanlı ellerimi umursamadan sigara yaktım ve ondan biraz uzaklaşıp derin bir nefes aldım. "Ayıltın."

Nick verdiğim emirle birlikte harakete geçerken ben sinirden titreyen ellerimle sigaramı içmeye çalışıyordum.

Annem.

Bu sefer gerçekten aramızdaki her şeyi yıkmayı başarmıştı.

Nick Jamie piçini ayılttığında sigaramın sonuna gelmiştim. "Jamie... bayılmak yasak. Bunu zaten biliyorsun seni ilk dövüşüm değil."

İçtiğim sigarayı onun elinin üzerine söndürdükten sonra odanın bir köşesine fırlatıp tekrar ona döndüm ve çenesini sertçe tutup yüzündeki yarayı kendime çevirip biraz düşündüm. "Nick, sence de bu yara biraz eskimemiş mi?"

Jamie'nin korku dolu gözleri yüzümde geziniyordu ama umursamadım, tek istediğim canını acıtmaktı. "Eskimiş efendim, bence tazelemek lazım."

Kafamı olumlu anlamda sallayıp boşta olan elimi Nick'e uzattım, vakit kaybetmeden bana istediğim şeyi vermişti. Öfke dolu gözlerimi Jamie'ye çıkardım. "Benim olana zarar verirsen ne olur Jamie?"

"Ö-ölürsün." diye yanıtladı zorlukla. Kafamı olumlu anlamda sallayıp bıçağı önceden yaptığım yaraya bastırdım. "Nasıl ölürsün?"

Benden kafasını çekmeye çalışırken bir yandan da sık sık nefesler alıyordu. Cevap vermediğinde bıçağı zevkle bastırıp yanağının içine geçirdim. Öyle güçlü haykırıyordu ki kendi sesimi bile duyamazdım. "Y-yavaş yavaş."

Bıçağı hızlı bir şekilde yukarı çekip yanağının 'tekrar' yarılmasını sağladım. Ağzı yüzü kan içindeydi. "Acı çekişini izlerken zevk alacağım."