Koreli olmadığı oldukça belli olan birçok omega muhtemelen sınırdan kaçak bir şekilde geçirilerek ülkeye sokulmuş ve pazarlanmak için bir araya tıkıştırılmıştı. Yoongi onların hangi vaatlerle kandırılarak bu krallığa getirilmiş olduğunu bilmiyordu fakat onlara söyledikleri vaatleri kimsenin gerçekleştirmemiş olduğunu anlaması zor olmamıştı.
Daha iyi şartlarda yaşayabilmek gibi bir hevesle ülkelerinden kaçmak isterken yanlış kişilerin ellerine düştükleri işin şu anda belki de eski hayatlarından daha beter bir şekilde yaşıyorlardı.
Küçücük odanın içerisinde, Yoongi'nin birkaç saniye içinde görebildiği kadar yatak veya herhangi bir şey yoktu. Omegaların üzerindeki kıyafetler de en az onların vücutları kadar pislenmişken Yoongi'nin sonradan fark ettiğine göre hiçbiri bazı ihtiyaçlarını giderebilmek için bile dışarıya çıkamıyordu ve odanın içerisinde bu yüzden oldukça yoğun ve berbat bir koku vardı.
Kim bilir ne kadar uzun süredir orada yaşamak zorunda bırakıldılar diye düşünen Yoongi yukarıda olan sesler bir süredir kesildiği için nereden geldiklerini çoktan unutmuş sadece zihnini daha çok boşaltmaya ve biraz da olsa sakinleşmeye çalışıyordu.
Gözünün görüp görebileceği her uygunsuz ve iğrenç şeye bir şekilde katlanabilirdi fakat şu sıralar kokular omeganın en büyük derdi olduğu için daha fazla yerde oturmaya dayanamayarak ayağa kalkmış ve bulundukları yerden çıkabilmek için yukarıya doğru açılan kapının bulunduğu yere ilerlemeye başlamıştı.
"Şimdi çıkman tehlikeli olabilir" diyerek yanına ulaşan Jimin'in ellerini geriye iterek yavaşça yürümeye başlamıştı çünkü bir an önce temiz hava soluması ve eğer birinden bulabilirse biraz da su içmesi gerekiyordu. Jimin yine de onun gitmesine izin vermemek için kollarını omeganın vücuduna sararken onu kendine doğru çekmiş ve yüzünü eğerek göğsüne gömmesini sağlarken "Önce benim bakmamı bekle, sonrasında çıkabilirsin" diyerek geriye çekilmişti.
"Her zaman arkamı kollayamazsın Jimin. Elbette benim de sen olmadan yapmam gereken şeyler olacaktır."
"Bırak da o zamana kadar ben yardım edeyim" derken omeganın yanından geçmiş ve en sona ulaştığında kapıyı aralayarak köşelerden destek alırken kendini yukarıya çekmişti.
Çıktığı an artık ışıklandırılmış olan odada gördüğü kadarıyla yerde birçok cansız beden uzanıyordu ve Jimin'in kendi askerleri dışında odada üç tanımadığı adam ayakta dikiliyordu. Tam karşısında olan uzun boylu alfa muhtemelen diğer ikisini yönetiyordu bu yüzden önce ona doğru bakmış sonra da onun arkasında kalan kişilere yönlendirmişti bakışlarını.
Esmer olan alfa beyaz gömleğini pisletecek şekilde kesilmiş olan kolunu tutarken onun yanında duran ve ondan daha kısa olan omega sert bir yüz ifadesi ile etrafına bakınıyordu.
Jimin'in karşısında bulunan kişiler hakkında bir tahmini vardı fakat şu anda onların neden burada olduklarını anlayamıyordu.
"Adamlarından biri benim en değerli adamımı yaraladı" diye söze başlayan alfanın soğuk sesi Jimin'in gülmesine sebep olurken hâlâ aşağıda kalan Yoongi bakışlarını bir an bile olsa koridorun sonundaki odadan ayırmıyor ve içerideki omegalar bakıyordu. Nedense arkasını döndüğü ilk an hepsi ona koşacakmış gibi bir his vardı içinde ve bu onu korkutuyordu.
"Yanlış bir şey yapmamış olsa zarar görmezdi" diyen Jimin'i duyan Yoongi onun kiminle konuştuğunu görebilmek için yanına yaklaşmaya başladığında bile sırtını asla geriye dönmemişti.
Jimin ise bacağına dokunarak dikkatini çekmeye çalışan Yoongi'yi uyarabilmek için bir kolunu aşağıya indirerek elini omeganın saçlarının arasına koyduğunda Yoongi onu iterek geriye çekilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GIVE IT TO ME | yoonmin
Fiksi PenggemarKraliyet ailesinin varlığından bu yana şehri ve geri kalan birçok şeyi koruyan kıdemli ordusunun başında bulunan Park Jimin, şehrin göbeğindeki genelevde çalışan Min Yoongi ile geçirdigi gecenin ardından ona asla karşı çıkamayacağı bir teklif sunar...