39- Yanlarında kimse kalmayacak olsa bile birbirlerine sahipler

1.7K 212 134
                                    

Yedi ay. Bir bebeklerinin olacağını düşündükleri ilk günün üzerinden koskoca yedi ay geçmişti. Hatta şu anda altıncı ayının da ortalarındaydı ve artık karnı giydiği şeylerden de belli oluyordu. Bir süredir yüz üstü yatamıyor, sırtı ağrıyor ve bazı anlarda gerçekten çok huysuz olabiliyordu ama genel olarak iyi gibiydi. Saraya geldiği ilk zamanlar kaldığı odaya uzun süredir uğramıyordu ve Jimin'in odasını çoktan işgal etmişti zaten. Kral o odanın küçük olduğunu düşündüğü için ikisine kendi taraflarında kalan başka bir yeri hazırlatmaya başladığında kimse buna itiraz etmemişti fakat Yoongi için Jimin'in eski odası da yeterli oluyordu zaten.

Jimin bir süredir tüm şu görev saçmalıklarını erteliyor ve bu konuyu açmıyordu bile, çünkü hem artık Yoongi yanındayken tehlikeli olan bir şeye bulaşmak istemiyor hem de onu tek başına sarayda bırakmaktan hoşlanmıyordu. Birkaç ay öncesinde şehirdeki tüm pazarları denetlemek için yola çıktığında iki gün boyunca saraya dönememişti ve bu durum ikisinin de hiç hoşuma gitmemişti. Hâlâ -oldukça tuhaf olsa da- mühürlü olmasalar bile birbirlerinden ayrı kalmak farklı bir şekilde canlarını yakıyordu.

O iki gün boyunca Yoongi hiç odasından çıkmamış ve ne yapacaksa orada yapmakta karar kılmıştı çünkü Jimin yanında olmadığı zamanlar saray gerçekten hiç çekilmiyordu. Her kafadan bir ses çıkıyor olması omegayı bazen o kadar çok geriyordu ki o zamanlar yanlarına koşarak hepsini boğazlama isteği ile dolup taşıyordu.

İkisinin arasındaki durum bir süre önce oldukça da hızlı bir şekilde sarayın her bir köşesine kadar duyulmuştu, herkes ikisini konusuyor, herkes kendi fikirlerini söylüyor ve herkes aklına ne geliyorsa Yoongi'ye söylemekten çekinmiyordu. Jimin onlar için yüksek bir mevkide olduğundan dolayı onunla konuşmak hepsi için zor gelirken Yoongi sanki kendi arkadaşlarıymış gibi ona gereksiz şeyler söyleyerek saçma sözsel şakalar yapabiliyorlardı bu yüzden muhtemelen aralarından biri en yakın zamanda Yoongi tarafından öldürülecek ve sarayın geniş bahçesinin orasına atılacaktı çünkü omega gerçekten bu durumdan çok sıkılmıştı.

Bir süredir neden artık askerler ile aynı odada kalmıyorsun sorularına yanıt vermeye çalışırken gerçekler ortaya çıktığında yanıtlaması gerek çok daha fazla soru ile karşılaşmıştı. İnsanlar Jimin'e bir şeyler söylemeye çekindiği için ise her şeyi Yoongi'ye söylüyordu, hiçbiri gerçekten onu tanımadıkları için aslında çekinmemesi gereken kişinin Jimin değil de Yoongi olduğunu bilmiyorlardı çünkü Yoongi daha şimdilik kimseye zarar vermemişti.

Soru sorulduğunda kulaklarını elleri ile tıkayarak ilerlemeye devam ediyor ve asla artık kimseyi dinlemiyordu.

Birkaç ay içerisinde saraydaki herkesten sıkılmıştı ve sıkılmaya da devam ediyordu çünkü şu anda herkesin gündeminde olan konu onları hiç ilgilendirmiyor olsa bile evlenme hatta daha da özel hayata girecek olursak mühürlenme meselesiydi. Mühür bu dünyada bir kişinin kendinde koruması gereken en önemli şey olduğu için insanların bunun hakkında kendi fikirlerini söylüyor olması Yoongi'yi çıldırtıyordu.

Biri ile mühürlü olmak demek o kişiden başka kimse ile olamamak demekti. Onun canı yandığında, üzüldüğünde, sevindiğinde ve daha birçok şey hissettiğinde aynı şeyleri hissetmek demekti. İki ayrı beden olsa bile tek bir ruhu taşımak gibi önemli bir olaydı ve en kötüsü o kişi öldüğünde belki de hissettiğin sevgi ve acıdan ölmek bile denebilirdi bunun için. Hiç basite alınacak bir şey değildi.

Hele de mühürlendiğiniz kişi tehlikeli ve kötü birinin tekiyse her şey sizin için çok daha can yakıcı olurdu.

Yoongi'nin Jimin açısından hiçbir sorunu yoktu, istedikleri her an bu işi gayet kısa bir süre içerisinde halledebilirlerdi ama Yoongi sırf şu sarayın içerisinde dolanarak onların özel hayati hakkında konuşan insanlar yüzünden bunu ne kadar erteleyebiliyorsa o kadar erteleyecekti. Onlar yüzünden bu iş koskoca bir mesele olup çıkmıştı.

GIVE IT TO ME | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin