Uzun geçen saatlerin, kötü kokuların ve yorgunluklarının ardından en sonunda tünelden çıkmayı başardıklarında askerlerin geri kalanı tünelin girişini kapatmaya çalışırken Yoongi temiz havanın da kendisine verdiği cesaret ile birlikte tünelin içerisinde bulunan kötü koku yine aklına geldiği için ağaçlardan birine tutunurken yavaşça yere eğilmek zorunda kalmıştı.
Nerdeyse dakikalar içerisinde doğacak olan güneşin yaydığı hafif kızıllık sık ağaçların arasından çok iyi görünmüyordu fakat gecenin karanlığı da üzerlerinde hâlâ bulunduğu için çok iyi bir görüşe sahip olmasalar da yanlarındaki insanların yüzlerini seçebiliyorlardı bu yüzden Yoongi sırtına elini koyarak vücudunu kendine çeken Baekhyun'u görünce başını arkadaşının omuzuna yaslamıştı.
Daha öncesinde defalarca kez berbat hissettiği durumlar olmuştu ama şu an yaşadığı şey lanet derecede kötüydü. Havanın sıcaklığı bir yana bir de üzerindeki kıyafet yüzünden terliyordu, midesi tünele girdikleri ilk an olduğu gibi hâlâ çok kötüydü, başı dönüyor ve anlam veremediği bir şekilde dizleri gerçekten çok canını yakıyordu.
Bir an için kızgınlığa gireceğini bile düşünmüştü fakat bundan da tam olarak emin olamıyordu.
Diğerlerine biraz daha dinlenebilecekleri hakkında bir şeyler söyleyen Jimin'i duyuyor olsa bile o yanına gelerek omeganın omuzlarını tuttuğu gibi yüzüne bakabilmek için geriye çekmeye çalışana kadar başını kaldırmamıştı.
Alfanın gözlerine doğru bakarken Baekhyun'un elini tutuyor ve gözlerini iyice örten saçlarını küçük bir baş hareketi ile geriye atıyordu. Bu surada Jimin elindeki matarayı açmış ve omeganın eline tutuştururken onun asla yerinde durmayan saçlarını tutarak geriye doğru almış fakat tekrar bırakmamıştı.
Pek fazla içmemiş olmasına rağmen iki eli ile tuttuğu matarayı yere bıraktıktan sonra Jimin'in elini tutarak saçlarından uzaklaştırmış ve dengesini kaybederek düşmemek için yere oturduktan sonra tüm saçlarını güzelce geriye aldığı gibi bileğindeki lastiği topladığı saçlarına geçirmişti.
Çok sevdiği saçları böyle anlarda kendini zorladığı için bazen en kısa şekilde kesmek istiyordu fakat tabii ki bu düşüncesinden vazgeçmesi de sadece saniyelerini alıyordu çünkü uzun süredir kendini hiç o kadar kısa saçla görmemişti ve bu yüzden de ileride bir gün saçlarını keserse bile tekrar çok kısa olacaklarını hiç sanmıyordu.
"Daha iyi misin?" diyen alfanın sesini duyduğunda yalan söyleme gereği duymadan başını iki yana sallamış olsa da ayağa kalkmış ve "Devam etmeliyiz, ben önemli değilim" dedikten sonra tünelin girişinin yakınlarında oturan askere doğru ilerlemişti çünkü tünelden çıktıklarında yanında olan kişi o olduğu için atının dizginlerini onun ellerine bırakmıştı.
"Adın neydi?" diye sorduğu sırada karanlıkta oldukları için kendisinden ürküp ses çıkarmasın diye atının kendi kokusunu almasına izin verirken ayağa kalkmış olan alfaya bakınmıştı. "Adımı daha önce de söylememiştim zaten."
"Neden beni yoruyorsun ki?" diye sızlanarak atına yöneldiğinde sırtını döndüğü alfanın güldüğünü duyunca kaşlarını çatarak tekrar geriye dönmüş ve "Şaka yapıyorum sadece, bu kadar gergin olmana gerek yok" diyen alfaya bakarken gözlerini devirmişti. Alfa tekrar konuşmaya başlarken elini uzatmış ve "Sehun" dedikten sonra bir süre boyunca omeganın elini sıkmasını beklemişti.
Yoongi ise bilerek beklemiş ve alfa tam elini indirecekken ellerini birleştirdikten sonra hafifçe sallarken "Şakaya gerçekten çok ihtiyacım vardı" diyerek dalga geçtikten sonra kendi ismini söylemeden atının üzerine çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GIVE IT TO ME | yoonmin
FanficKraliyet ailesinin varlığından bu yana şehri ve geri kalan birçok şeyi koruyan kıdemli ordusunun başında bulunan Park Jimin, şehrin göbeğindeki genelevde çalışan Min Yoongi ile geçirdigi gecenin ardından ona asla karşı çıkamayacağı bir teklif sunar...