"Jimin hemen uyuyacak mısın?" diyerek odanın içerisine doğru bakınan Yoongi bir yandan da önünde durduğu kapının kolunu tutuyordu. Üzerindeki tişörtü çıkararak odasının içerisinde bulunan koltuğun üzerine bırakan Jimin uyuşmuş olan kollarını açabilmek için uğraşırken Yoongi'ye doğru dönmüş ve "Biraz yorgunum ama uyuyacağımı sanmıyorum" dediği sırada odaya tam olarak girerek kapıyı arkasından kapatan Yoongi'ye bakmıştı.
"Biraz konuşsak olur mu?"
"Konuşalım tabi, aklına takılan bir şeyler mi var?" diyerek yatağın üzerine oturduğunda Yoongi de onun yanına yaklaşmış ve karşısına oturarak "Yok öyle bir şey değil" demişti. "Farklı şeyler hakkında konuşmak istiyorum sadece."
Saat gece yarısını geçmişken Yoongi'nin bir anda odasına girerek böyle bir şey isteyeceği aklına gelse dahi buna inanmazdı. Çoğu kez aynı odada saatler geçirdikleri olmuştu fakat genelde oturarak düzgün bir şekilde konuştukları söylenemezdi bu yüzden şu anda sessizce birbirine bakan ikili nereden başlamaları gerektiğini bilmiyordu.
"Sen" diyerek konuşma başlatmak için bir şeyler söyleyecek olan Jimin gerisinde ne söyleyeceğini bilemediği için sustuğunda bir süre daha sessizliğe gömüleceklerini bilen Yoongi istemsiz bir şekilde gülmeye başladığında eli ile ağzını kapatarak kendini durdurmaya çalışsa da bunu başaramıyordu.
"Normal bir şekilde konuşmayı bilmeyen iki salağız" diyerek en sonunda konuştuğunda Jimin de küçük bir gülümsemeyle başını sallarken "Bir şeyler bulacağım sabret" diyerek iyice geriye giderken sırtını da az önce kaldırdığı yastıklardan birine yaslamış ve elini omegaya doğru uzatmıştı. Yoongi onun elini tutarak yanına yaklaştığında başını Jimin'in omuzuna yaslamış ve elini bırakmadan kucağına çekerken bakışlarını odanın içerisinde gezdirmeye başlamıştı.
"İki aydır kimseyi öldürmüyoruz" diyerek saçma bir şekilde konu açan Yoongi sayesinde Jimin anlamsızca gülerken "Birilerini öldürmekten mi hoşlanıyorsun?" dediğinde elini bırakan Yoongi'yi engelleyerek bu sefer o ikisinin elini kucağına doğru çekmişti.
"Zarar vermek rahatlatıyor ama bazı zamanlarda mide bulandırıcı da olabiliyor bu yüzden yaraladığım kişilere ikinci defa bakmıyorum."
"Biliyor musun, aslında bu sıralar seni hiç görevlere falan götürmek istemiyorum. İlk başlarda o kadar da umurumda olan bir konu değildi fakat git gide daha çok kişiyi peşimize taktığımız için artık bu işlerde olmanı istemiyorum fakat bunun için artık çok geç." Jimin'in sözlerini duyduğunda "Korkuyorsun" diyerek fısıldadığında alfa onu onaylamak için başını sallayınca Yoongi sözüne devam ederek "Çünkü bir bebeğin olacak ve onun için endişeleniyorsun" dediğinde Jimin bu sefer başını iki yana sallamıştı.
"Hayır sadece onun için değil, sizin için endişeleniyorum."
Yoongi sessiz kalarak sadece kısaca başını salladıktan kısa süre sonra "Ben o kadar da zayıf biri değilim endişelenme" dediğinde Jimin kolunu kaldırarak Yoongi'nin omuzuna sararken onu iyice kendine çekmiş ve "Sorun senin zayıf veya güçlü olman değil Yoongi. Geçen gün söylediğin şeylerde haklısın, canını daha çok yakmak için uğraşıyorlar çünkü zayıf noktanı anlamak onlar için zor olmuyor" dediğinde Yoongi derin bir nefes vermişti.
"Neyse ne işte Jimin bunları konuşmayalım."
Bu sözü ile beraber Jimin konuyu değiştirdiğinde küçükken yaptı bir şeyi anlattığı için Yoongi'nin de aklına bir şeyler gelince bu sefer de saatlerce eskiden yaptıkları şeyleri anlatmaları ile geçerken ikisi de uzun süre sonra ilk kez bu kadar gülmüşlerdi ve uykuya ilk dalan kişi ise son yarım saattir sadece Jimin'in anlattığı şeyleri dinlerken daha fazla dayanamayan Yoongi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GIVE IT TO ME | yoonmin
Fiksi PenggemarKraliyet ailesinin varlığından bu yana şehri ve geri kalan birçok şeyi koruyan kıdemli ordusunun başında bulunan Park Jimin, şehrin göbeğindeki genelevde çalışan Min Yoongi ile geçirdigi gecenin ardından ona asla karşı çıkamayacağı bir teklif sunar...