GIVE IT TO ME | yoonmin

18- Kraliyet ailesi ile öğle yemeği yemek

"Biz neden Baekhyun ile birlikte kalamıyoruz acaba?" diye söze girdiği sırada yanında yavaş adımlar ile yürüyen alfaya da göz ucuyla bakmıştı. Asker olma fikrini Baekhyun bizzat kendisi isteyerek kabul ettiği için şu anda sarayda uygun bir konum olmasa dahi Jimin bir şekilde onu asker olarak saraya almıştı fakat Yoongi'nin hoşuna gitmeyen kısım da tam bu noktadan itibaren baş göstermişti çünkü iki omega da farklı birliklerde görev almak zorunda kalacaklardı.

"İkinizin beraber sarayı bile ele geçirebileceğinizi düşündüğüm için geceleri farklı odalarda kalmanız çok daha iyi olur ama asıl mesele tabii ki bu değil." Alfanın iki yanında sallanmadan düzgünce duran kollarının aksine Yoongi ellerini önünde birleştirmiş ve avucunun içerisinde kalan kurumuş papatya yaprakları ile oynarken hiç hoşnut olmadığını belli eder bir nefesi dudaklarının arasından verirken "Öyle bir şey yapmayacağımız konusunda söz versek olmaz mı?" diye sormuştu. "Bunun işin şakası olduğunu biliyorsun Yoongi, asıl mesele sizin birliğinizde hiçbir açığın olmaması. Diğer birlik daha alt düzey askerlerden oluşuyor bu yüzden arkadaşının en rahat edeceği yer orası."

"Tamam bu kararından dönmeyeceğini biliyorum bu yüzden bunları konuşmak yerine bir şeyler yemeye ne dersin?" Parmaklarının arasından süzülerek düşen papatya yapraklardan birini almak için yere eğildiği sırada onunla beraber yürüyen alfa da yürümeyi keserek yere eğilmiş olan omeganın ne yaptığına bakabilmek için önüne geçmiş ve bir yandan da az önce kendisine yöneltilen soruyu cevaplamak için "Canın istiyorsa yeriz bir şeyler" demişti.

Yoongi başını salladıktan sonra ayağa kalkmadan avucunun içerisinde duran papatya yapraklarını gösterebilmek için iki elini de Jimin'e doğru uzatmışken "Bunlar ölmüşler, bu yüzden bana tekrar çiçek vermelisin" demişti çünkü tabii ki de birkaç gün önce at arabasına bineceği sırada oturacağı yerde olan papatyayı kimin koymuş olduğunu biliyordu. Tam anlamı ile kurumuş olan yaprakları bir avucuna alırken diğer elini alfaya doğru uzatmış ve elinin tutulması ile beraber ayağa kalktıktan sonra elindeki kurumuş yaprakları tuttuğu elin avucuna bırakmıştı.

"Komutanım." Yanlarına yaklaşan askerin sesini duyduklarında geriye doğru dönerek ona baktıkları sırada yanlarına ulaşmış olan asker öncelikle selam verirken "Kralımız sizi çağırmamı emretti" diyerek tam anlamı ile göz temasından kaçınmaya çalışmıştı. "Daha yemek yiyecektim ama ben" diyerek kısık bir sesle kendi kendine söylenen Yoongi'nin üzerine karşılarında duran alfa asker omegaya doğru dönmüş ve "Aslında sizi de çağırmam istendi" demişti.

Jimin başını sallayarak sırtını tekrar alfaya dönerek yürümeden önce "Tamam ben nedenini biliyorum sen geri dönebilirsin" demiş ve ardından yürümesi için yanındaki omegaya kısa bir bakış atmıştı. Arkalarında bıraktıkları alfadan her adımda biraz daha uzaklaştıkları sırada Yoongi yavaş adımlarla Jimin'in arkasından ilerlerken "Ben hiçbir şey anlamadım" diyerek hemen önünden yürüyen alfanın giydiği eski tarz ayakkabıya basmıştı.

Jimin ayağını kendine çekerken üzerindeki üniformanın omuzlarından dökülen kumaş parçalarını geriye savurarak omegaya doğru dönmüş ve sadece, "Biliyorlar" dedikten sonra babasının odasına doğru ilerlemeye başlayarak Yoongi'nin de umursamazca omuz silkmesini ve önündeki alfanın peşinden yavaşça ilerlemesini sağlamıştı.

Genelde sonunu düşünerek yaşayan biri olmadığı için kralın veya başka birinin bir şeyleri öğrenmesi durumu da omegayı pek sarsan bir gerçek olmamıştı. İşler kötüye giderse de en fazla babasının yanına gider ve orada bir yerlerde onun ile tekrar buluşmuş olurdu. Fazla büyütmeye değecek bir şey değildi sonuçta.

Diğer tarafta kalan koridorun sonunda bulunan ve iki yana doğru açılan kocaman kapının önünde bulunan iki muhafıza doğru ilerlediklerinde orada bulunanlar kapının iki kolunu da tutarak iki yana açarken gelenleri içeriye almış ve aynı şekilde tekrar kapatmışlardı.