Senatodan yankılanan sesler tüm binanın koridorlarında yayılıyor, çalışanlar gergin bir şekilde senato salonunun kapılarına bakıyor, gergin ve kasvetli hava herkesi etkisi altına almış, kaosu sürekli tetikliyordu. Ne mi olmuştu? Yuta dönmüştü. Dönmüştü dönmesine ama nasıl? Başarısız olmuştu ve bu basit bir başarısızlık değildi. Yüksek sınıflıların neredeyse tamamına göre bu başarısızlık rezil ve aşağılık türdendi. Yuta, istemeye istemeye gittiği gezegende elbette birine vurulmuştu, hatta vurulmaktan da fazlasıydı, gerçekten onun yanında olabilmek istemişti. Gerçekten onun kendisini sevmesini.. Ama o kişi onu sevmedi, en azından Yuta'nın istediği şekilde. Yuta dünyada geçirdiği zaman boyunca neredeyse hiçbir şey yapamamıştı. İlk olarak duruma adapte olamamıştı, daha önce hiçbir gezegene gitmemişti çünkü. O sadece evrenler arasında yolculuk yapardı. İkinci olarak duyguları daha önceden hissettiği duygulardan tamamen farklıydı ve bu yeni duygularla nasıl başa çıkması gerektiğini bilmiyordu. Üçüncü ve en zorlayıcı sebep ise karşısındaki kişi bir erkekti. Senato başkanı yüksek ve tok sesiyle herkesi susturdu.
''Müsaade ederseniz ben konuşacağım. Yuta.''
Yuta zaten hali hazırda önündeki herkese dik dik bakıyordu. Bakışlarını tamamıyla senato başkanına çevirdi.
''Görevinde başarısız oldun hem de yüksek sınıflı birine yakışmayacak bir biçimde. Bunun cezasının ne olduğunu biliyorsun değil mi?''
Biliyordu, kafasını sallamaya bile gerek duymadan bakışlarını sürdürdü. Bu kibirli tavrı senatoda tekrardan seslerin yükselmesine neden oldu. Bu sefer yüksek sınıflıları susturan Doyoung'un babası oldu. Aynı zamanda senato başkanının yardımcısı ve herkesin saygı duyduğu biriydi. Yuta'yı diğerlerine göre hoşgörüyle karşılayan nadir kişilerden biriydi, çünkü Yuta'nın babası, ölmeden önce onun en yakın dostuydu. Dostunun oğlunu biraz daha alttan alabiliyordu bu yüzden ama bu son hatası gerçekten alttan alınabilecek gibi değildi. Fazla beklemeden lafa girdi senato başkan yardımcısı.
''Bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Bu görevde başarısız olmanın cezası yüksek sınıflılıktan düşürülmektir. Sadece bununla sınırlı kalırsa mutlu olmalısın. Hem herkesin küçümsediği bir gezegene gittin hem de orada başarısız oldun. Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi?''
Gayet net bir şekilde anlıyordu. Bu senatodan onun ölmesini isteyecekleri bir karar bile çıkabilirdi. Yetkileri vardı ve zaten Yuta'yı cezalandırmak için her yolu denemeyi göze almıştılar. Öyleyse neden yapmayacaklardı ki? Yuta adı kadar emindi, tek ceza yüksek sınıflılıktan düşürülmek olamazdı. Senato başkan yardımcısı yeniden lafa girecekken oğlu söz istedi. ''Söz istiyorum, bende bir senato üyesiyim. Konuşmaya hakkım olduğunu düşünüyorum.'' Doyoung en sonunda sessizliğini bozmak istediğinde kimse ona karşı çıkmadı. Çünkü dediği gibi o da bir senato üyesiydi.
Doyoung: Yuta'nın yüksek sınıflılıktan düşürülmesine karşı çıkıyorum.
Tüm yüksek sınıflılar biliyordu ki Doyoung Yuta'yı savunacaktı. Tahmin etmişlerdi ama bunu bu kadar açık bir şekilde söylemesini beklememişlerdi. Herkes Doyoung'un kelimelerini anlamlandıramamışçasına birbirine baktı. Doyoung önemsemeden devam etti.
Doyoung: Evet biliyorum Yuta'yı savunduğumu düşünüyorsunuz ki haklısınız da onu savunuyorum. Ancak boş yere değil. Burada bir kural ihlali var bu yüzden bu cezaya karşı çıkıyorum ve vermeyi düşündüğünüz diğer tüm cezalara.
Yuta'da dahil herkes Doyoung'a odaklandı. Az önce koridorlarda yankılanan seslerin yerini ölüm sessizliği almıştı. Yuta o an bunun bir numara olup olmadığını düşündü önce, ama öyle olsaydı Doyoung ona bunu belli ederdi. Aksine Doyoung yüzündeki ciddi ifadeyi asla bozmuyordu, dolayısıyla bu herkesi meraklandırmıştı. Gerçekten bir kural ihlali varsa durum tamamen değişirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAPTIVITY | YuMark
Fanfiction"Daha önce karşılaştık değil mi?" "Bunu zaten biliyorsun Mark." "Hayır hyung.. biz gerçekten ilk defa 5 yıl önce mi karşılaştık?"