[7.0]

227 34 37
                                    


*Uyarı: Rahatsız edebilecek içerik*


Oturduğu masadan dikkatini çekmek istercesine deli gibi el sallıyordu. Tabiki de onu görmüştü ama önce diğerleriyle konuşmalıydı. Herkese nazaran ayık olan çalışana diğerlerini evlerine bırakıp bırakamayacağını sordu Yuta. Pazarlama departmanı çalışanı sorun olmayacağını, bir taksi tutup gidebileceklerini söyledi. Bunun ardından Mark için gerçekten yardıma ihtiyacı olup olmadığını sordu Yuta'ya. Yuta halledeceğini söyledi ve dikkatli gitmelerini istedi onlardan. Çalışanlar bardan ayrılırken Yuta'da hemen biraz ön tarafında kalan Mark'ın oturduğu masaya yöneldi. Mark sendeleyerek de olsa ayağa kalktı o yanına gelince ve ona sarıldı. Resmen kendinde değildi. Yuta ilk olarak biraz şaşırdı ama çok sarhoş olduğunu fark edince durumu garipsemedi. Mark'a ''hadi eve gidelim'' dediğinde o bunu duymamış gibi sarılmaya devam etti.

Yuta: Mark.

Yuta'nın göğsüne doğru yasladığı kafasını hafifçe yukarı kaldırdı Mark. Oldukça kısık bir sesle söyledi, ''Oppa.. bir an gelmeyeceksin sanmıştım.'' Yuta bu sefer onun ağzından bu kelimenin çıktığına emindi. Yakın oldukları üniversite zamanlarında Mark ara sıra eğlencesine ona böyle seslenirdi ve bu Yuta'nın fazlasıyla hoşuna giderdi. Uzun zaman sonra yeniden duymak onu gülümsetse de şuan bunun hakkında düşünmenin zamanı değildi. Beline sarılmış olan Mark'ın kollarını indirdi ve onu yerine oturttu. Kendisi de yanına oturdu ona doğru dönük bir şekilde. Mark masadaki içkilere uzandığında elinden çekip aldı.

Yuta: Eve gidelim diyorum, neden duymazlıktan geliyorsun?

Mark: İçmek istiyorum.

Az önce Yuta'nın elinden çekip aldığı içkiyi geri aldı ve kafasına dikledi. Yuta onun şuan neden bu kadar inatçı olduğunu anlamıyordu.

Yuta: Mark, ben gelmezsem gitmeyeceğini söylemişsin. Geldim işte, neden böyle davranıyorsun şimdi? Ayrıca neden bana barda takılacağınızı söylemedin? Ya kimse beni aramasaydı, o zaman ne olacaktı?

Mark'ın ağzından tek tek çıktı kelimeler.

Mark: Eve. Geç. Gelecektin.

Yuta ne dediğini anlamamış gibi bir ifadeyle onun suratına baktı.

Mark: Ne konuştuklarını biliyor musun? Senin hakkında konuşuyorlar.

Yuta: Kim?

Mark: Kim oldukları önemli mi? Senin hakkında sürekli rahatsız olacağım şeyler söylüyorlar. Şu temsilci.. Otele sen bırakmışsın.

Yuta şimdi meseleyi anlamaya başlamıştı. Demek ki çoktan bir dedikodu yayılmış ve Mark'ta bunu duymuştu.

Yuta: Bıraktım ama farklı bir şey düşünmüyorsun değil mi?

Mark hayır anlamında kafasını iki yana salladı.

Yuta: Öyleyse ortada bir sorun yok Mark.

Elini uzatıp onun yanağını okşadı Yuta.

Yuta: Eve gidelim mi artık?

Mark onun elini ittirdi ve kafasını tekrardan olumsuz anlamda salladı. Bu sefer ne vardı? Temsilci kadınla ilgili mevzuyu da yanlış anlamadığına göre sorun neydi? Mark tam olarak ne istiyordu Yuta gerçekten bilmiyordu.

Yuta: Bu sefer ne oldu Mark? Neden gitmiyoruz?

Mark: Eve gitsem ne olacak ki hyung? Yarın yine yalnız olacağım değil mi? Bu yeni proje saçmalığı bitene kadar sürekli çalışacaksın. Ve benim aklım sürekli sende olacak. Neden sürekli seni düşünmeme sebep oluyorsun ki?

CAPTIVITY | YuMarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin