*Uyarı: +18, rahatsız edebilecek içerik*
Israrcı bir şekilde çalan telefonuna son anda yetişmişti. Arayan Johnny'den başkası değildi, aceleyle açtı Yuta telefonunu.
Johnny: Bir an açmayacaksın diye korktum.
Yuta: Son anda yetiştim dostum.. Her neyse nasıl gidiyor?
Johnny: Sana gerçekten ihtiyacım var.
Güldü Yuta.
Johnny: Ve sen bunun farkındasın o yüzden gülüyorsun. Şirkette işler çok yoğun, sizin bu tatiliniz biraz fazla uzamadı mı?
Yuta: Biz halimizden memnunuz, ayrıca sen değil miydin istediğiniz gibi yapın benden size sınırsız izin diyen. Ben mi yanlış hatırlıyorum?
Johnny: Bunu söylerken 10 gün falan ortalıkta olmayacağınızı düşünmüştüm ben, 1 ay değil. 1 aydır ne yapıyorsunuz cidden?
Yuta: Tatil?
Johnny: Beni daha fazla sinirlendirmeye mi çalışıyorsun sen?
Yuta: Tamam, tamam kızma. Ama bir süre daha ortalıkta olmayacağız gibi görünüyor. İşler o kadar yoğun mu gerçekten?
Johnny: Tek başıma idare edemeyeceğim kadar. Birkaç dosya yollasam bari onlara baksan, fikirlerine de ihtiyacım var.
Yuta: Mark gizlice çalışmamı istemiyor.
Johnny: Ona onunda patronu olduğumu unutmamasını söyle o zaman.
Kıkırdadı.
Yuta: Pekala, bunu mutlaka ileteceğim. Bahsettiğin dosyaları gönder ama ne zaman bakabilirim bilmiyorum, şirket kadar olmasa da bizde yoğun sayılırız.
Johnny: Ne konuda?
Yuta: O imalı soruş tarzı da ne öyle? Gezebildiğimiz kadar çok yer gezmeye çalıştığımızı kastediyordum.
Johnny: Ah, eminim öyledir.
Yuta: Johnny.
Johnny: Anladım, anladım demiyorum bir şey. Her neyse şimdi kapatmam gerek, ikiniz birbirinize dikkat edin olur mu?
Yuta: Merak etme ve sen de kendine dikkat et. Görüşürüz.
Johnny: Görüşürüz dostum.
Telefonu kapattı Yuta ve ardından ne olur ne olmaz diye yanına aldığı iş çantasını kurcaladı. Tatile çıkmadan önce üzerinde çalıştığı dosyalar içinde olduğu için rahatlamıştı, Johnny bunlarla ilgili bir şeyler yollarsa kolayca inceleyebilecekti. Dosyaların altında Mark için bir süredir hazırladığı hediyenin olduğunu fark etti. Şimdiye kadar çok iyi bir şekilde gizlemişti bunu. Hazır Mark etrafta değilken eline alıp şöylece bir bakmak istemişti. Öyle çok abartılacak bir şey değildi ama bunu hazırlamak gerçekten hoşuna gidiyordu, henüz bitmemişti. Bakınırken Mark'ın aniden gelen sesiyle irkildi ve elindekini arkasına saklayıp Mark'a doğru döndü.
Mark: Geçen gün aldığımız tişörtümü bulamıyorum diyecektim.. Bir şey mi oldu?
Yuta: Hayır.
Mark: Sanki bir şey saklıyor gibisin.
Kafasını hızlıca iki yana salladı Yuta. Konuyu değiştirmek için tişört meselesine döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAPTIVITY | YuMark
Fanfiction"Daha önce karşılaştık değil mi?" "Bunu zaten biliyorsun Mark." "Hayır hyung.. biz gerçekten ilk defa 5 yıl önce mi karşılaştık?"