[11.5]

208 29 42
                                    

*Uyarı: +18, rahatsız edebilecek içerik🔞*


Kapının açılma sesini duydu. Bir süredir bekliyordu ve her ne kadar kendini rahatlatmaya çalışsa da gergindi. Oturduğu koltukta bacağını ritmik bir şekilde sallayıp duruyor, onu bıraksa parmaklarıyla oynamaya başlıyordu. Sesi duyunca kafasını o tarafa doğru çevirmişti. Mark salona geldiğinde Yuta kendisinden önce evde olduğu için biraz şaşırmıştı. Çıkarken ona işi olduğunu söylediğinden uzun sürecek bir şey olduğunu düşünmüştü.

Mark: Benden önce gelmişsin. Uzun bir iş sanmıştım.

Gülümseyip çantasını bir kenara bıraktı Mark, henüz sevgilisinin gergin halini fark etmiş değildi.

Mark: Yeni mi geldin? Kıyafetlerini değiştirmemişsin.

Yuta: Aslında biraz oldu.

Mark: Öyleyse-

Yuta: Seni bekliyordum. Konuşmamız gereken bir şey var Mark.

Gözlerindeki bakışı net bir şekilde gördüğünde Mark şimdi yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anlamıştı. Koltuğa geçip ona dönük bir biçimde yanına oturdu.

Mark: Bir sorun mu var?

Yuta: Ne kadar sorun sayılıp sayılmayacağına emin değilim. Ne şekilde anlatsam bunu da bilmiyorum. Yine de bir şekilde bir yerden başlamalıyım.

Yuta'nın ellerini tuttu Mark.

Mark: Gerginsin, rahatla biraz. Ne olduğunu bilmiyorum ama öncelikle sakin ol, seni dinleyeceğim ve zamanımız var değil mi? İstediğin yerden başlayabilirsin.

Derin bir nefes aldı ve lafa girdi.

Yuta: Sen haklıydın Mark.. Ama o zaman sana söyleyemezdim yani hala bilmediğim şeyler vardı bu yüzden söyleyemedim ve bu yüzden yapamadım. Sana karşı dürüst olmak istiyorum ben, her zaman da böylesini istedim ama bunu ne zaman yapmam gerektiğine gerçekten emin olamadım. Çünkü zor, nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum, şuan da bilmiyorum. Bana inanıp inanmayacağın konusunda da kesinlik yok. Ben olsaydım diye kendimi senin yerine koymaya çalışıyorum, eğer her şey sana saçma gelirse haklısın farkındayım bunun. Bu konuşmanın sonunda ne olacak bilmiyorum Mark, sadece sana karşı dürüst olmayacaksam tüm bunların ne anlamı var ki..

Aslında o bunları söylerken Mark'ın aklından geçen bir şeyler vardı. Buna rağmen sessiz kaldı onun söylemesi için.

Yuta: Bana sorduğun şeyi hatırlıyorsun değil mi?

Olumlu anlamda kafasını salladı Mark.

Yuta: İlk defa 5 yıl önce karşılaşıp karşılaşmadığımız.. O zaman beni gördüğünde ne düşündün?

Mark: Sanki seni daha önceden tanıyor gibiydim. Sadece bir his, tanıdık gelen bir şeyler vardı.

Yuta: Doğru bir his.

Mark: Öyleyse ilk kez ne zaman karşılaştık biz?

Yuta kafasını önüne eğdi. Bundan sonra söylemesi gereken şey her şeyin kilit noktası olandı.

Yuta: Bana güveniyor musun Mark?

Mark: Aksini mi düşünüyorsun?

Yuta: Bana inanacak mısın peki?

Elleriyle onun önüne eğdiği kafasını kaldırdı Mark. Yanağına bir öpücük bıraktı ve ardından sarılıp saçlarını okşadı.

Mark: Belki bilmiyorsun ama bir şeylerin farkındayım. Son zamanlarda daha çok emin oldum hatta. Taeyong hyung'un verdiği tablo.. O bazı şeyleri anlamamı sağladı. Kendim çözmek istedim bu yüzden biraz zorlandım. Beni aşacak kadar karışık değil mi? Zaten istediğim her şeyi senden duymak, sadece söyle bana. Seni yalnız bırakmayacağım.

CAPTIVITY | YuMarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin