5 🌼 Hayalim için gerçeklerimden soğuyabilirdim

314 58 24
                                    

Size buraya müükemmell bir şarkı bırakıyorum. Bunu dediğim yerde açıp dinleyebilirsiniz. Bana kalırsa benim dediğim kısımda açacaksanız 1.50'den sonraki kısmını dinlemelisiniz. O zaman daha anlaşılır olacağını umuyorumm~💚

~~~

"Bir insanı olduğu gibi sevince güzel her şey. Eksiğiyle, kusuruyla, doğrusuyla, yanlışıyla... Onu bütünüyle kabul ediyorsun. Kusurları bile tatlı geliyor zamanla. Bence sevmek o zaman anlam kazanıyor."

-Barış Akarsu 🌼💚

~~~

Abim Prens Yoo Chun da gösterisini büyük bir alkış tufanıyla tamamlarken yanımıza gelen saray görevlisini umursamadan hala tüm gösteri boyunca yaptığım şeyi yapıp Soo-Jang'ın görevlendirdiği cariyenin yanında oturan, baharı gülüşüne yansıtan o kızı izliyordum. 

Saatlerce burada kalıp Goeun'u izlemeye devam edebilirdim. Saatlerce onun o gülümsemesine, coşkulu  yerlerde heycanlanmasına, gösterideki ateş her harlandığında gözünde oluşan parlaklığa  dalıp gidebilirdim. 

Fakat yalnızca tehditle de kalsa boynumun vücudumdan ayrılmasını istemiyordum.  Aylardır planlanan bu gösteriyi mahvedip kendi canıma zarar verecek hatalar da yapmak istemiyordum.

Bu nedenle ayağa kalkıp pantolonumu düzeltmiş ve derin bir nefes alarak ellerimi cebime atıp önümüzden giden görevlinin arkasından ilerlemeye başlamıştım. 

Avucumda hissettiğim sertlikle Soo-Jang'ın odadan çıkmadan önce bana verdiği şekerlemeler aklıma gelmişti. Elime büyük şekerlerden bir tane alarak ikiye kırmış ve bir yarısını arkamdan ilerleyen Soo-Jang'a vererek göz kırpmıştım. O ne kadar istemesem de bir baş selamı vermiş ve yarım şekerlemeyi ağzına atıvermişti. 

Meydana yaklaştığımızı hissettiğimde bende şeker parçasını ağzıma atmış ve tadının oldukça garip olduğunu fark etmiştim. Bu şey kesinlikle mochi değildi. Ne mochi ne de başka bir şekerleme değildi.

Bunu Soo-Jang da fark etmiş olacak ki mimiklerini gizleyemeden bu acı tada yüzünü buruşturmuştu. Bu da neydi böyle? 

Ağzımdaki acı tattan kurtulmak adına tüküreceğim sırada gövevliler hemencecik üzerlerimizi son bir kez düzeltmiş ve bizi büyük, neredeyse tüm halkın izlediği meydana atıvermişti.

Kendimi içeride Goeun'u izlerken her ne kadar bu gösteriye hazırlasam da şimdi yine heyecanlanmıştım. Elimde değildi ve tüm gözler beni izlerken içimi rezil olma korkusu kaplıyordu. Yanımda yerini almış olan Soo-Jang'a baktığımda onun da benden farklı bir durumda olmadığını görmüştüm. 

Bakışlarımı ailemin oturuduğu büyük masaya çevirdiğimde annem bana gülümsemiş, hemen önlerinde bulunan Yoochun hyung ise yapabileceğime dair güven verici bir şekilde başını sallamıştı.

Müzik başlamadan saniyeler önce ise bakışlarım istemsizce parlayan gözleriyle beni izleyen kıza kaymıştı. Ona kendimi göstermek istiyordum. Yeteneklerimin farkına varsın, bununla ilgili benimle konuşsun istiyordum. Bülbülleri bile kıskandıracak güzellikte olan sesiyle beni tebrik etsin, ne kadar iyi yaptığımı samimi bir şekilde bana söylesin istiyordum.

Ona bakarken ağzımdaki acı tat bile uçup gitmişti. Fark ediyordum. Yüzümü istemsizce esir alan o aptal gülümsemeyi fark ediyordum. Bana attığı bakışlarda eridiğimi, ona bakarken kalabalık ortamdaki insanları kafamın içinde yok ettiğimi fark ediyordum.

Prince Of The Garden // Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin