~4~

1K 75 76
                                    

Bir süre bekledim. Fazlasıyla gerildim. Arkamda Sasuke-kun'un olduğunu düşündüğüm için yanaklarımın yanmaya başladığını hissettim.

Sağ elini tezgahın köşesine koydu. Yüzümdeki kızarıklığı umursamadan yavaş hareketlerle arkamı ona döndüm.

Gördüğüm şeyle şok oldum. Şuan karşımda gerçekten Sai duruyor olamaz değil mi!? Yoksa iyice kafayı mı sıyırdım da hayal görüyorum? Yavaşça bana yaklaştığını fark ettim. Galiba dilimi yutmuştum. Ne yapacağımı bilemez halde öylece duruyordum. Sai tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken kapı zilinin sesini duymamla kendime geldim. Hızlı bir hareketle tezgah ile arasından çıktım.

Tek kelime etmeden mutfaktan çıktım.
Mutfaktan çıkmamla Sasuke-kun'u görmem bir oldu. Onu görmemle yerimde kalakaldım.
Acaba daha demin olanları görmüş müydü? Lütfen görmemiş olsun!

Bana tiksinirmiş gibi bakıyordu. Biribirimize öylece bakıyorduk ki abimin sesini duydum. "Sakura şu kapıya baksana!!" Deyiverdi.

Hemen hareketlenip kapıya koştum. Hızlı bir şekilde kapıyı açarak İno'nun gülümseyen suratıyla karşılaştım.
"Sakura nerde kaldın ya! Hiç açmayacaksın sandım!" Bana kocaman sarıldı. Ben de ona zoraki bir sarılmayla karşılık verdim.

Biraz önceki olaylar hiç doğal şeyler değildi. Fazla gergin hissetmeye başladım.

Benden ayrıldıktan sonra omzumun üstünden arka tarafa bir bakış attı. Sonra tekrar bana bakarak fısıltıyla "Sai ile şu huysuz niye birbirlerine öldürecekmiş gibi bakıyorlar?" Konuştu.

Gerçekten öyle mi bakışıyorlar? Ani bir hızla arkama döndüm. Cidden de öyle gözüküyordu. Gerginliğim artarken abim kurtarıcım gibi koridora geldi. Sasuke-kun ile Sai'ye garipçe bakarak bize döndü. "Niye burda put gibi bekliyorsunuz? Gelsenize be!" diye çıkıştı.

İno yanıma geçip kafasını bana doğru eğerek "Sai ile tanıştırsana kızım beni."
dedi. Sesi heyecanlıydı.

Üzgünüm İno ama ben kendimde değilim.
Anlamıyorum, Sai niye bana o kadar yanaştı. Umarım düşündüğüm şey değildir. Çünkü eğer oysa ben İno'ya açıklama yapamam.

Derin bir nefes alarak onu salona sürükledim. Bu yaptığıma biraz kızsa da arkadan Sai'nin de geldiğini fark edince normale döndü. Diğerlerini karşıma alarak "Bu İno okuldan arkadaşım." İno da elini kaldırarak selam verdi. Herkes Ino'ya kendini tanıttıktan sonra abim içeriden biraz içki getirdi.

Abim bana bakarak "üzgünüm kardeşim ama İno ile senin içmen gerektiğini düşünmüyorum. Hem biraz küçüksünüz ondan dolayı çabuk etki yapar. Ve emin ol ailemin seni öyle görmesi hiç hoş olmaz."

Biraz sertçe "Evet abi haklısın. Ailemin sarhoş çocuklar görmesi hoş olmaz. Peki ya siz?! Sarhoş olursanız annem senin kafan güzel diye bana köpürür!" Kollarımı birleştirdim. "Bu riski göze alamam."

"Azıcık içersek bir şey olmaz." diye böbürlendi.

Gözlerimi devirerek onun diğerlerine içki dağıtmasını izledim. Bir süre sesizce oturup konuşmaları dinledim. Ya da çalıştım. Çünkü aklıma mutfakta olanlar gelip duruyordu. Lütfen Sai saçma şeyler düşünme! İno Sai'yi seviyor. En azından öyle gözüküyor. Eğer İno bunu öğrenirse benim üzerime çok gelir.

Sai'ye bakamıyordum. Yaptıgı şey saçmalık. Ama şuan için tek dileğim Sasuke-kun'un olanları görmemiş olması.

Temari beni dürterek "Pembe kafa niye sesin çıkmıyor?" Konuştu. Bende düşüncelerimden sıyrılıp ona şaşkınca bakarken ağzımdan bir "ha?" kaçtı.
"Anlaşılan fena dalmışsın." diye kıkırdadı.

Aradaki mesafe //sasusaku//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin