Okula geldiğimizde direk gözüm Kiba'yı aradı. Merakla onu ararken arkamdan birinin beni dürtmesiyle hızla arkamı döndüm.
Arkamı dönmemle Kiba'yı görmem bir oldu. Bana kocaman gülümseyip, "Birileri beni arıyordu galiba?" dedi.
Kafasına bir tane yumruk geçirdim. Sahte bir sinirle, "Sennn!! Kaç yıldır ortalarda yoksun! Aradığın da yok!! Ne o benden daha iyi kankalar mı edindin yoksa!?"
Onun fazla meşgul olduğunu biliyordum. Açıkçası ailesi çok baskıcı. Bu yüzden liseye başladığından beri sıkı bir şekilde Kiba'nın eğitimini yürütüyorlardı. Hâlâ da öyle olduğundan eminim.
Ondan dolayı arada bir dersleri kırıp okuldan kaçıyorduk.
Vurduğum yeri ovdu. Dudaklarını büzüp, "Ya gelir gelmez niye vuruyorsun kızım?! Özledik de geldik herhalde!"
Sesimi yükseltip, "İnsan bir arar beh!" Dedim.
Elini kafasından çekerken, "Ailemi biliyorsun Sakura. Okul bitmeden salmazlar beni." kollarını iki yana açıp, "Eee artık sarılacak mısın yoksa gideyim mi?"
Kollarımı açıp ona sıkıca sarıldım. O da deli gücüyle sıkıca sardı beni.
Kiba'dan ayrıldıktan sonra "Ne zaman gitmeyi planlıyorsun?" Diye sordum.
"Üzgünüm ama fazla kalmayacağım. Ailemin birkaç işi yüzünden geldim. Tahmini 1-2 hafta buradayım."
Biraz somurttum. Kiba harika bir dost ve ben ondan ayrılmak istemiyordum. Ama çokta mühim değil. Sonuçta seneye üniversiteli olacağız. Kim bilir belki aynı okulda veya yakın okullarda okuruz. Eğer öyle olursa Kiba bana yeterince vakit ayırabilir.
Onu sarsarak, "Burada olduğun sürece yanımdan ayrılmak yok ona göre." Dedim.
Sahte bir gerginlikle, "Hadi ya. Senden kurtuluş yok mu şimdi?"
"Yok tabiki. Bulmuşum seni bırakır mıyım? Okuldan sonra..." diyecekken aklıma Gaara'nın gelmesiyle duraksadım. Anlaşılan bugün okuldan sonra Kiba ile olamayacağım. "Aaa şimdi hatırladım. Bugün okul çıkışı takılamayacağız. Önemli bir işim var. Ama yarın boşum."
"Beni geri plana atıp özledim deme Sakura." Dudak büzüp somurttu.
Ellerimi önümde birleştirdim. "Ya ama bu çok önemli. Ne olur ki bir günden? Lütfen kızma."
Hafif kıkırdayıp, "Salak mısın? Dalga geçiyorum. Hem ben de yeni geldim. Kendimi hazırlamam gerekli seninle geçireceğim vakitlere. Fazla yoruyosun be karşiim." dedi.
Ben de kıkırdadım. Kiba sonradan omzumun üstünden arkaya baktı. Sonra bana dönüp, "Sarışın fena kıskandı galiba. Baksana topuklarını vura vura gidiyor." dediğiyle arkama döndüm. Ino'yu konuştuğumuzdan beri hiç fark etmemiştim. Bana fena trip atacağı kesindi.
Tekrar Kiba'ya dönüp, "Sorun değil ben onun gönlünü alırım bir şekilde."
Bir anda sinsice sırıtmaya başladı. Ne diye böyle davrandığını anlamazken o konuştu. "Aklıma gelmişken senin şu Sasuke'ne ne oldu? Kapabildin mi bari sonunda?"
Dediğiyle kızarmaya başladım. Içimde bir yandan da hayal kırıklığı vardı.
Kafamı başka tarafa döndüm. "H-hayır. Hâlâ aynı noktadayım. Değişmedi."
Bana gülmeye başladı. "Vay be. Ben de gittiğimden beri her şey değişti sanıyordum. Ama hala değişmeyen şeyler varmış." Gülmesi bir anda durdu. Herhalde yüzümün aldığı hali fark etmişti.