"Size çok güzel bir haberim var."
Bakışlarımı sınıftaki herkes gibi hocaya yönelttim.
Öğretmenimiz Kurenai neredeyse şeytani bir sırıtışla, "Hepinizin derslerine ne kadar çok çalıştığını fark ettim ve bir karara vardım. Bugün hepiniz sözlü olacaksınız."
Bu sözden sonra ne beklersiniz? Tabiki koro halinde hayal kırıklığı inlemeleri.
Sözlü olmanın tam yeriydi cidden.
Öğretmen sesten rahatsız olmuşçasına, "Tamam bu kadarı yeterli çocuklar. Ne kadar şamata yaparsanız yapın işe yaramayacak." Masadaki sınıf listesini eline aldı. "Rastgele seçeceğim. Bakalım ilk seçilecek şanslı kişimiz kim." Listeye bakmadan parmaklarını rastgele hareket ettirdi.
Tanrım, lütfen ben seçilmeyeyim!! Zil ne zaman çalacak!!
Ders daha yeni başladı salak nasıl çalsın hemen!
"Choji"
Öğretmenin ağzından çıkan isimle rahat bir nefes verdim. Şimdilik kurtulduk.
Choji'nin sıfatını görmek için arkama döndüm. Benim arkada, çaprazımda oturuyordu.
Bekle...
Yemek mi yiyor be o yine??
Kendisi abimle yarışacak kapasitede. Ikisi de pisboğazın teki. Tek fark abim ne kadar yese de kilo almıyor. Bu özelliğini kıskanmıyor değilim.
Choji boğuk bir sesle, "Bir sorun mu var hocam?" Dedi. Dinlememiş bile, resmen yemeğiyle aşk yaşıyor.
"Ben sana derste yemek yemek yasak demedim mi? Niye sürekli aynı şeyi yapıyorsun?"
Choji yemeği sıranın altına bırakıp ayağa kalktı. "Kan şekerim düşüyor hocam. Napayım öleyim mi?"
Ders bitimine kadar böyle tartışmaya devam ederlerse kesin yırttım.
"Her ders kan şekerin mi düşüyor oğlum senin?" Hocanın sesinden öfkelendiği belli oluyordu.
Choji'nin tepkileri o ladar komikki hocaya bakasım gelmiyor.
"Hocam arsız mide işte; Durmuyor."
"Dakikalarımı yedin choji saoll. Neyse bir daha görmeyeyim. Git hemen ellerini yıka. Beş dadika içinde gelmezsen sözlüne sıfır girerim, çabuk." Choji bunu duymasıyla şimşek gibi sınıftan çıkıverdi.
Haydi bakalımm.
Ayvayı yeme kısmına geliyoruz.
Kurenai-sensei, "choji gelene kadar başkasını seçeceğim." Dedi ve fekrar listeye döndü.
Ben olamayayım, lütfen ben olmayayım.
Tanrım, lütfen seçilmeyeyim eğer seçilmezsem söz bugün abimin çamaşırlarını toplayacağım.
"Sakura"
Söylediğime ben de inanmamıştım zaten.
Gergin bir şekilde ayağa kalkarak hocanın vereceği soruyu bekledim.
▪︎▪︎▪︎
Uzun bir günün ardından sonunda okuldan çıkmıştım. Kiba ve İno ile evin yolunu tutmuştuk. İkisi de anlaşmalı bir sessizlik içindeydiler.
Tuhaf...
Kişilikleri hiç birbirlerine uymadığından sürekli tartışma durumundaydılar. Yani eskiden öyleydi. Bu aralar pek görmedim.