fatale

otuz

bu son:*

*
perşembe
12.13
selim
ali

aptal.

"aptalsın, ali."

karanlık odada, küçük aynaya öylece bakarken kendi zihniyle başbaşa olmasının tedirginliğini yaşıyordu.

"ne sikime buraya geldin ki?"

kafasına vurdu.

"gittikçe salaklaşıyorsun."

çatık kaşlarıyla aynadaki aksine bakarken göğüs kafesindeki ağrı da baş göstermeye başlamıştı.

"sus." dedi göğsüne bakarak. sonra kendi kendine atarlanıp kendini geriye doğru ittirdi göğsüne bakarak. "sen de aptalsın."

aynaya tekrar bakıp kaşlarını sanki olabilirmiş gibi daha çok çattı.

eliyle aynaya kafa tutarken "sen bana demedin mi kal evde diye?" diye kızdı. "hani iyi hissetmiyordun abicim sen kendini? ne sikime dışarı çıktın? hadi çıktın, buraya niye geldin amına koyayım?"

"ali?"

ali, aynadaki siyahi silüetle yerinde sıçradı.

arkaya dönerek titrekçe gülümsedi ve kolunu arkadaki komodine yaslamaya çalıştı fakat komodin geride olduğu için onu ıskaladı ve sekerek geri gitti. başını aynaya çarpınca eliyle kafasını tutarak geriye baktı. bir sıkıntı olmadığını kısa sürede teyit etti ve yine aynı sahte, sakat tebessümle selim'e döndü. pürüzlü bir sesle "efendim?" dedi.

"iyi misin sen?" dedi gülerek.

başını salladı hızla. "neden olmayayım ki?"

yavaşça ali'nin yanına gidip aynaya baktı. "anlaşamadığın birileri var sanırım."

yutkunarak aynaya döndü. önce selim'in yansımasına sonra da kendi yansımasına baktı. yan yana gördüğü bu iki sima ona garip hissettirmişti. "sayılır."

selim, komodinin üzerindeki ali'nin telefonuna uzandı. kilit tuşuna basıp saati öğrendikten sonra geri dönüp elini eşofmanının cebine koydu. "dershaneye gidecek misin?"

ali, kaşlarını çatıp ona baktı. "sen gidecek misin?" daha sonra gözlerini irice açtı. "annemin burada olduğumdan haberi var mı amına koyayım?"

başını salladı selim. "ozan'a falan söyledim, annene söylemiş onlar da. sarhoş olduğunu söylemedik."

gözlerini kapayıp kafasını yukarı kaldırdı. "hay sikeyim ya."

"ne oldu?"

"ben niye buradayım?"

omuz silkti. "bunu senin bilmen gerekiyor."

"bir bilsem." dedi gözlerini kaşıyarak.

"kahvaltı yaptın mı?"

başını iki yana salladı. "eve uğrayıp bir şeyler atıştırırım."

arkasına uzanıp kanepeden çantasını aldı. "poğaça falan alacaktım ben. istiyorsan gel." dedi ona bakarak.

"ne zaman gideceksin?"

"sence?"

gülerek başını salladı. "yüzümü nerede yıkayabilirim?"