bu bolumde az miktwrda smut var
yoeum yapmazsanız ağlarım*
perşembe
21.34
selim
ali"sonra ne olmuş?"
"kızın evlendiği adam yıllar önce ayrı kaldığı babası çıkmış." selim, yatakta ali'yle bağdaş kurmuş mandalinadan bir dilim daha alırken türk edebiyatının ilk romanı taaşşuk-ı talat ve fitnat'ı anlatıyordu. "sonra fitnat hem talat'a kavuşamamış hem de babasıyla evlendiğini öğrenmiş sonra intihar etmiş. ondan sonra talat da intihar etmiş, sonra da babası kahrından ölmüş."
"amına koyayım." dedi kül tablasında sigarasını söndüren ali. "hani romanın türkçe çevirisi talatla fitnat'ın aşkıydı?" sigarasını söndürdükten sonra ateşten doğan ince ışık söndü ve odadaki karanlığa karıştı. film izlemek için ışığı kapatmışlardı fakat muhabbet edelim derken film unutulmuştu. pencerenin önündeki sokak lambası ise içeriyi yeterince aydınlatıyordu.
"öyle zaten." dedi selim bir dilim daha alıp. "romanın çoğu ikisinin arasında."
"kalın mı kitap?" diye sordu merakla
"hayır." dedi selim mandalina çöplerini yatağın ortasındaki, ikisinin arasında bulunan tepsiye bırakırken.
"sen ne zaman okudun?"
"okumadım." dedi ali'nin telefonunda çalan müziği değiştirirken. bir sonraki şarkıya geçtiğinde "alarm sesimdi, gerçekten artık duymak istemiyorum bu şarkıyı." dedi.
"okumadan nasıl biliyorsun bu kadarını?" diye sordu.
"okumadan bildiğim daha ne kadar kitap olduğunu bilemezsin." diyerek eşit ağırlığı özetledi.
"vay amına koyayım." dedi kendisi de bir mandalina soyarken. "bu kitabın böyle olduğunu düşünemezdim."
selim, konunun buraya nereden geldiğini bilmiyordu. muhtemelen edebiyat hocalarının onlara sürekli şemsettin sami'den bahsetmesinden dolayıydı.
"sen bana ne anlatacaktın?" diye sordu selim sigara paketinden bir dal çıkarırken.
"ne anlatacaktım?" diye sordu bir dilim mandalina alıp. elindekinden selim'e de uzattığında selim kaşlarını kaldırarak itiraz etti. "neden sigara içiyorsun?"
omzunu silkti. "seviyorum galiba. sen ne anlatacaktın?"
"sigara sana yakışmıyor." dedi daha selim ağzına sigarayı koymadan onun azğına mandalina koyan ali.
mandalinasını yuttuktan sonra "sigara kimseye yakışmıyor." dedi gülerek.
"niye içiyorsun o zaman?"
"bilmiyorum ki."
"var mısın bırakalım?"
odadaki oksijenin yüzde altmışını kirleten gri duman açık pencereden usul usul dışarı süzülürken bunu düşünmesi biraz zordu.
"bırakalım." dedi. sesi aliye göre meydan okur gibi değildi ama yine de inandırıcıydı.
ali, uzanıp selim'in elinden sigarayı ve sigara paketini aldı. kendi sigara paketini de alıp uzanarak çekmecesinin en altına koydu. "şu an mı bırakacaktık?" diye sordu selim şaşırarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fatale
Short Storyali: mezuna kalmak zorundaydım ali: ama seninle aynı dört duvar arasında kalacağımı bilseydim tercih listemin en başına kars su ürünleri mühendisliği yazardım amk texting' boyxboy' küfür içerir hassas değerlere saygı minimum seviyededir #eşcinsel 1'...