Kai raiden'ın ne kast etiğini anlamdı ve kapıyı açıp dışarı çıktı. Kai çıktığı gibi yüzüne gelen bıçaktan yerede yuvarlanarak son anda kaçtı.
Kai burda neler olduğunu anlamadı ve hemen kılıçlarını yüzüğünden çıkardı ve savaş pozisyonunu aldı. Kai rakiplerine bakınca karşısında tam on iki kişi olduğunu gördü ve seviyelerininde en düşüğünün temel alemi 5.seviye ve en yükseklerinin temel alemi 9. seviye olduğunu gördü.
bunların kim olduğunu bilmiyordu ve açıkçası hiçte önemsemiyordu çünkü şuan kendisine saldırmışlardı ve buda bir tarafın ölmesi gerektiğini gösteriyorduKai hemen kılıçlarından birini yan tarafında bulunan adama salladı ve adam kai'nin bu ani saldırısının geleceğini tahmin etmemişti ve tek saldırıda kafası kesildi. Kai diğerlerinede saldıracağı sırada ileriden ona doğru bağıran bir adamın sesini duydu
'' ben zen jin .aot jin'in abisi... sen kai artık jin klanın düşmanısın ve ölüm artık senin bir nefes uzağında. '' dedi on dokuz yaşlarında gözüken siyah saçları üç numara kesilmiş şekilde olan bir seksen boylarındaki iri yapılı çoçuk.
Çoçuk diğerlerine geri dönüyorüz anlamı taşıyan elini havaya kaldırıp geriye savuran el hareketini yaptı. Korumalar ölen adamıda alıp burdan gitmeye başladılar. Kai içinden bu jin klanı bana sorunlar yaratıcak belli. gelecekte bunlar ile ilgili bir şey yapmalıyım diye geçirdi. Kai diğerlerinin gitiklerinden emin olduktan sonra etrafta toplanan kalabalığa aldırış etmeden müdire hanımın odasına doğru seri adımlarla gitmeye başladı
On dakikalık bir yürüyüşün sonunda binaya vardı. müdire hanımın odasının kapısının önündeki kapıya yavaşca tıklatı ve içerden '' gir'' sesini duyduğu gibi yavaşca kapıyı açarak ıçeri girdi. Müdire helen kai'nin geldiğini görünce '' hoş geldin kai. Ne oldu'' diye güler yüzle sordu müdire helen. Kai yüzüne sahte ama dışardan çok sıcak gözüken bir gülümseme takıp '' müdire hanım ben okuldan bir süreliğine ayrılmak istiyorum '' diye söyledi. Helen kai'nin söylediklerini duyduktan sonra bir süre düşündü ve '' ne kadar süreliğine gideceksin kai'' diye sordu yüzünde hiçbir duygu belirtisi olmadan. Kai kendiside içinden bu soruyu raiden'a sordu. Raiden kai'ye ilgisiz bir şekilde '' iki ay söyle bu böceğe'' dedi. Kai raiden'ın böcek olarak andığı müdire helene bakıp '' efendim iki ay gibi bir süre ve efendim ne için bu izni istediğimi sormasanız sevinirim çünkü bunu ustam bana söyledi.'' Dedi kai raiden'ın böyle bir şey söylemediğini bildiği halde . Bunu söylemesinin sebebi helennin kendi ustasından ne kadar çekindiğini bildiği için bu izni hemen vericeğini düşünmesi.
Helen usta kelimesini duyması ile hiç teredüt etmeden '' izin verilmiştir. Bu belgeyi kapıdaki gırevlilere göstermen yeterli'' dedi çekmeçesinden bir kağıt çıkarıp kai'ye uzatarak. Kai belgeyi aldığı gibi hemen odayı terk etti ve akademi çıkış kapısına yöneldi.
bir kaç dakikalık yürüyüşünün sonunda kai çıkış kapısına vardı. Kapıdaki görevli daha kai'yi durdurmadan kai elindeki belgeyi ona gösterdi. Görevli belgeyi gördükten sonra hemen surların içindekileri çıkış kapısını açmasını söyledi. Kai kapıdan çıktıktan sonra hemen içinden raiden'a '' nereye gideceğiz raiden'' diye sordu. Raiden bir süre sessiz kaldıktan sonra '' kuzey yönünde altı saat boyunca git ve karşına çıkan ormana gir'' dedi. Kai raiden'ın nasıl bunları bildiğini merak edip sorucağı sırda raiden bu sorunun gelecegini tahmin edip '' ben enerjimi bütün krallığa yaydım ve o ormanın senin için en uygun olan olduğunu buldum. Bence hemen yolla çık'' dedi. Kai raiden'ın bunu nasıl yaptığını merak etsede hiç itiraz etmeden hemen enerjisini ayaklarında toplayıp koşmaya başladı.
6 SAAT SONRA...
sonunda ormanın ağaçlarını görmeye başlamıştı kai ama ondan önce önündeki köyden geçmesi gerekiyordu. Köy çok küçüktü ve anca yirmi ev falan vardı. köyün agaçtan surlarının yanına gelen kai surların en fazla dört metre olduğunu ve burayı zıplayarak atlayabilceğini biliyordu ama bu şekilde köylüleri kendine düşman edinebilirdi. Kai surlardan girmenin daha iyi bir tercih olacağına karar verip surlara doğru yürümeye başladı kalan az enerjisi ile kapının girişine geldi.
Surlardaki görevlilerden biri kapının yan tarafında bulunan konrtol kulübesinden kai'nin geldiğini gördü bağırarak '' buraya ne için geldin veled'' dedi. Kai hiç ona aldırış etmeden '' köyden kendime bir kaç eşya alıcağım'' dedi. Muhafız kai'ye sırıtarak '' 1 gümüşlük giriş ücretini ödemen gerekiyor yoksa giremezsin'' dedi. Kai adama bakıp aurasını yayarak '' hadi bunu bir daha desene '' dedi şeytani gülümsemesi ve aurası ile. Muhafız temel alemi 2.seviyedeydi ve bu aurayı sanki bir ölmün habercisymiş gibi hissetirdi kendisine ve kai'nin bir uzman olduğunu zanneti ve ona secde ederek '' özür dilerim yüce efendim. Lütfen beni bağışlayın'' dedi hüngür hüngür ağlıyarak.
Kai ona hiç dikkat etmeyerek aurasını geri çekti ve muhafıza '' kapıyı aç ve bende seni öldürmiyim'' dedi duygusuz sesi ile. Muhafız bu ölüm hissinin kaybolduğunu görünce hemen kapıyı açmak için elini sırtındaki anahtara attı ve kai'nin geçmesi için kapıyı açtı. Kai kapıdan geçtikten sonra hemen hiçbir şeye ilgi göstermeden ormanın bulunduğu yolla doğru gitmeye başladı. Kai'yi gören Köy halkı hepsi içinden bu yabancıda kim diye benzer cümleler kuruyolardı. Kai içinden enerjim çok azaldı bu şekilde ormana giremem biraz dinlenmem gerekiyor diye düşünüyordu. Kai bu düşüncelere dalmışken bir han gördü ve oraya doğru yürümeye başladı.
Kai handan içeri girmesiyle içerde bulunan herkes gözlerini kai'ye çevirdiler. Kai gelen bakışlara hiç aldırmadan hancı olarak tahmin ettiği
Ellili yaşlardaki siyah saçlarında beyazlar çıkmış şişman adama doğru yürümeye başladı. Kai hancıya bakıp '' iki saatlik oda istiyirum '' dedi ve daha hancı cevap vermeden yüzüğünden bir altın çıkarıp ona uzattı. Hancı ve handaki herkes bir altını gördüğü gibi bir sesizlige kapıldı. Kai hancının dilinin tutulduğunu anladı ve aurasından küçük bir parça ile sert bir şekilde '' acele et '' dedi. Hancı hissettiği ölüm hissi ile kendine gelsldii ve kai'ye bakarak '' tabiki efendim'' dedi ve hemen ayaklanarak merdivenlerden çıkmaya başladı ve kai'ye bir oda gösterdi. Kai hiç birşey söylemeden odaya girdi. Oda derme çatma birşeydi ve sadece bir yatak bulunuyordu. Kai odanın ortasında meditasyon yapmaya başladıIki saat sonra gözlerini açan kai enerjisinin çogunu toplamıştı ve hemen odadan çıkıp hanın salon kısmına indi ve hanı terk etti. Kai handan çıktığı gibi ormana doğru ilerlemeye başladı. Kai yarım saat sonra ormanın giriş kısmına varmıştı ve içinden '' artık burda mı kalıcam raiden'' diye sordu kai. Raiden onu onayladıktan sonra kendini bir dejavuda hisseti ve iki yıl önce yaşananlar aklına geldi ve biraz duygulandı ama kısa süre sonra tekrar kendine geldi ve ormanın içine doğru yavaş adımlarla yol alamaya başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAO MUHAFIZI
FantasyKan kokusunun hava da net bir şekilde alındığı geniş bir ovada iki kişi hâlâ çarpışmakta idi. Etrafta sayısız ölü cesetler ve toprağı kırmızıya boyamış kan bulunuyordu. '' NEDEN... NEDEEEN'' Dedi. İhanete ilk kez uğramamıştı ama bu en acı vereni o...