Şehrin tam ortasında kocaman bir arena bulunuyordu. Arena kırkbin kişiyi alabilecek kadar genişti. Kai Arenanın etrafında toplanan insanlardan birine '' akademi seçmeleri burda mı yapılıyor'' diye bir çocuğa sordu. Çoçuk on iki yaşlarında siyah saçlı siyah gözlü biriydi. Çoçuk kai'nin sorusunu duyunca ona bakıp '' evet burda yapılıyor. Burdaki sıraya girip kayıt ücretlerini ödemen gerekiyor ama 18 yaşından büyükler giremez.'' Diye cevapladı çoçuk.
Kai çoçuğa teşekkür edip onun arkasında sıraya girdi. On dakika sonra sonunda sıra kai'ye gelmişti. Kayıtları yapan adam kai'ye bakıp '' giriş ücreti bir altın ve eğer ücreti ödersen ve içerde ölürsen sorumluluk bize ait değildir kabul mü '' dedi.
Kai hiç birşey demeden yüzügünden bir altın çıkarıp adama uzattı. Adam altını alıp kai'ye bu kapıdan içeri girmesini söyledi.
Kai kapıdan içeri girince arenanın meydanına çıktı. Meydanda bir sürü kişi vardı. Bir saat geçtikten sonra arenada bir ses yankılandı '' burdaki on bin kişiden sadece bin kişi ikinci aşamaya gecicek. Öldürmek serbesttir ve pes etmek isteyenler bunu sesli bir sekilde söyleyip arenadan ışınlanabilirler. Savaş başlamıştır herkese bol şans'' dedi ve herkes birbirine saldırmaya başladı. Kai kılıçını çekip önündeki on altı yaşlarındaki çoçuğun kafasını kesti tek darbede.
O ses öldürmek serbest demiş olabilir ama burdaki herkes sadece sakat bırakmayı düşünüyordu ama kai'nin hiç tepki vermeden birini öldürdüğünü gördüklerinde hepsi donup kaldı.
Kai hiçbir şey söylemeden önüne gelen herkesi ya yaralıyordu yada öldürüyordu. Artık kai'nin bulunduğu kısımdaki toprak kan rengini yavaş yavaş almaya başlıyordu. Seyircilerin hepsi on yaşındaki bir çoçuğun nasıl olurda böyle soğukkanlılıkla insan öldürebildiğine şaşırmışlardı.
Kai etrafındaki herkes ondan uzak durmak için geri çekilmişti ve aralarına on metre koymuşlardı. Kai kimsenin ona saldırmadığıni görünce arkasındaki duvara yürüyüp sırtını oraya yasladı. Toplu savaş başlayalı bir saat gecmisti ve bin kişi ya ölmüştu yada sakat bırakılıp pes etmişlerdi. Bir doksan boylarında sarı saçlı arkasından bağlanmış on sekiz yaşlarında gözüken üzreinde eski kiyafetler olan bir çocuk kai'nin sırtını duvara yaslamış gözleri kapalı bir şekilde orda durduğunu görünce sinirlenip kai'ye
'' hey veled sen hangi öz güvenle bu kadar rahat olabilirsin. Nasıl olurda bu şekilde davranıp bize hakaret edebilirsin çabuk gel ve ayaklarıma altında secde et ve özür dile. bende seni sadece sakat bırakıyım'' dedi aurasını etrafa salmış bir şekilde.
Etraftaki insanlar bu aurayı hissettiklerinde duraksayıp akılarından ne ölümcül bir aura diye geciriyolardı. Kai adamın aurasını hissedince gözlerini açıp bir kahkaha attı ve ellerini havaya kaldırıp alkış yapmaya başladı. Gözleri sarışın çoçuğun gözleriyle kesişince ona '' sen buna öldürmemi diyorsun. Ben eğer auramı salarsan burdaki herkes bayılır ama ben sadece ağlamanızı sağlatıcak kadar auramı yayıcam ve size sadece üç saniye bunu gösterecem . On sekiz yaşlarında gözüküyorsun ve seviyen temel alemi 5.seviye mi ahh tam bir rezaletsin. Sana gerçek güç neymiş gösteriyim'' dedi ve aurasını saldı.
Arenadaki tüm herkes bu aurayı hissetti. Herkes neden diye sarışın çoçuğa bakmaya başlamıştı yerde ezilmiş ve ağlamaklı bir yüz ifadesiyle. Üç saniye arenadakiler için bir ömür gibi gelmişti. Aurasını geri çeken kai sarışın çoçuğa bakıp '' ayaklarında secde edicektim öyle mi'' yerden zorlanarak kalkmaya çalışan sarışın çoçuk. Kafasında neden ona bulaştım ki neden diye geçirip duruyordu.
Kai çoçuğun yanına gelip kalkmasına izin vermeden ayagını kafasının üzerine bastırıp onu yere düşürdü ve herkese bakıp '' başkalarına güçlü gözükmek için bu şekilde davranyın '' dedi ve eliyle üzerinde bastığı çoçuğu gösterip '' yoksa bu duruma düşersiniz '' dedi ve kılıcını çekti ve sarışın çoçuğun kafasını kesti. Kafasını saçlarından tutup tekrar sırtını yasladığı duvara götürüp tekrar eski pozisyonunu aldı. Seyirciler bir bariyerle korunmuş olsada o auranın gücünü hissettiler azda olsa ve hepsi bunun daha gerçek gücün onda biri bile olamadıklarını biliyolardı ve akılarından kaç kişiyi öldürmüş olabilir diye düşündüler.
Dört saatin Sonunda toplu savaş bitti ve arenada tekrar o yaşlı sesin '' toplu savaşlar bitmiştir. Ikinci tur yarım saat sonra yapılıcak'' dedikleri duyuldu. Herkes dinlenmek için bir yerlere oturmuştu. Sahaya görevliler gelip ölenlerin cesedini götürmeye başladı. Herkesin gözü kai'nin üzerindeydi. Kai lotus pozisyonunda olsada insanların ona baktığını biliyordu ve bu sırada arkasından kai diye selenen bir kız sesi duydu. Kafasını çevirip ona bakan kai bu kişinin hazel olduğunu gördü ve ona gülümseyerek
'' naber hazel. Tebrik ederim seni ikinci tura geçneyi başarmısın '' dedi. Hazel kai'nin onu tebrik ettiğini görünce oda yüzüne bir gülümse yerleştirip '' teşekkürlerde auranı salmasaydın daha rahat kazanırdım'' dedi hazel. Kai mahcup bir şekilde gülerek elini kafasının arkasına koydu ve '' özür dilerim. Bazı kendini bilmezler yüzünden kendimi tutamadın'' dedi.
Kai hayatı boyunca pek fazla insanla konuşmadıgı için hazele başlarda çok soğuk davraniyordu ama daha sonra ona alışmaya başlayınca yıkın bir arkadaşmış gibi davranmaya başlamıstı. Hazel kai'ye bakıp '' boş ver. geçtim zaten önemli olan bu.'' Dedi. Kai hazelin konuşmasından sonra hazele '' hazel ikinci turun ne olduğunu biliyor musun'' dedi kai. Hazel elini iki yana açıp '' malesef kai bu sene seçmeler çok farklı hiçbir fikrim yok'' dedi. Kai tamam anlamında başını salladı.seyirciler kai'nin az önceki psikopat halinden nasıl bir anda utangaç birine dönüştüğüne şaşırdılar. bu sırada hazelin arkasından on üç yaşlarında gözüken siyah saçlı yeşil gözlü üzerinde gümüş bir zırh bulunan kız hazele '' hazel burda ne işin var ve sen bu çoçuğu nerden tanıyorsun '' dedi.
Hazel kızı görmesiyle kai'nin gözünden kaçmayan bir nefret belirdi ve yok oldu. Hazel kıza bakıp '' bu beni kaybolduğum zaman kalos'a geri getiren arkadaşım. Kai bu togu klanının liderinin üçünçü çoçuğu lisa '' dedi. Lisa kai'nin önceki savaşını görmüştü ve onun yanına gidip gitmeme konusununda kararsız kalmıştı ama hazelin onunla konuştuğunu görünce Bunu bir fırsat bilip kai ile konuşma yapabilecegini düşündü. Lisa kai'ye elini uzattı '' merhaba ben lisa togu sizin adınız nedir '' dedi nazi bir şekilde. Kai kızın kendini tanıtmasını hiç umurasamadan '' sana benimle konuşabileceğini kim söyledi. Burda hazelin arkadaşı olduğun için sana bir sey demicem ama bir daha benimle konuşursan şimdiki gibi bazik davranmam o yüzden hadi burdan git '' dedi buz gibi bir ifade ve sesiyle kai.
Lisa bu durum karşısında çok sinirlensede çok sesini çıkarmadı ve arkasını dönüp gitti. Hazel kai'nin bu hareketine minnet duyucak bir şekilde baktı.
Kai hazelin bakışlarında ona teşekkür eder gibi baktığını anladı ve bir sey değil dedi. Bir kaç dakika sonra saha bir platform kuruldu ve platforma yaşlı biri çıktı ve '' ikinci tur için herkes numara çekmek için sıraya girsin. İlk kavanozdan çekilen numaralar çekileçek. Ikinci kavonzda eşleşmeler yapılacaktır.'' dedi duyuruları yapan sesin sahibi yaşlı adam. Herjes numarasını çektikten sonra eşleşmeler başladı. Kai'ye 679. Sıra gelmişti ve Rakibi 54. Olmuştu. Yaşlı adam tekrar sahneye çıkıp '' ilk müsabakalar bugün yapılacak ikinci ise yarın. Son iki yüz elliye kalan kişiler okula alınacaktır.
-----------------------------------------------------------
1040 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAO MUHAFIZI
FantasíaKan kokusunun hava da net bir şekilde alındığı geniş bir ovada iki kişi hâlâ çarpışmakta idi. Etrafta sayısız ölü cesetler ve toprağı kırmızıya boyamış kan bulunuyordu. '' NEDEN... NEDEEEN'' Dedi. İhanete ilk kez uğramamıştı ama bu en acı vereni o...