Ormanda on yaşlarında gözüken bir çoçuk sakin ve yavaş adımlarla elinde tuttuğu odunlarla kendisinden beş metre uzakta bulunun odun yığınlarına doğru yüruyordu.
Tam iki buçuk ay olmuştu ve kai bu sürede tam 840 kaynak kristali toplamıştı. Her gün element cisimleştirme egtimlerini hiçbir şekilde aksatmadsn yapan kai mükemmel bir kontrol seviyesine ulaşmıstı. Karanlığın fedaisi kerberus tekniğinde ise kai artık eskisi gibi gücünün %100'nü kulanmıyor onun yerine %25'ni harcıyor ve bu ona fazladan üç sefer daha çağırma şansı vermişti. Her çağırışında en fazla on dakika kalabiliyirdu kerberus. Bu ne kadar az görünsede savaş anında yüz yıllara denk bir süre idi. Kai odunları yıgınların yanına bıraktıktan sonra kafasını eğip
'' raiden ne zaman biticek bu eğitim(!)'' Dedi kai eğitim kısmını imalı bir şekilde söyleyerek. Bu iki buçuk ayda hiç seviye atlamamıdştı ve bu onun canını sıkıyordu ama gelin görün ki burda patron raidendı ve kai onun sözünde çıkamıyordu.Kai'nin sesini duyan raiden gelen soruya '' ben sana ne zaman bitti dersem o zaman biter kai ve SAKIN BENİ SORGULAMA'' dedi her zamanki gibi konuşmasını bağırarak bitiren raiden.
Kai bu cevabı bilmem kaçıncı seferdi alıyordu ama sormaktan asla vazgeçmemişti ve geçmiyecek gibi görünüyordu. Bu konuşmanın bir yere varmayacağını anlayan kai yere oturup meditasyon yapmaya başladıGüneş tam tepeyi bulunca kai meditasyondan çıktı ve '' raiden ben bugünkü kristal avına çıkıyom ve bide bugün dağın bulunduğu taraflara gidicem. Orda hiç kaynak canavarı görmedim bu iki buçuk ayda. Nedenini merak ediyom'' dedi kai içinden yükselen büyük bir merak dürtüsüyle.
Raiden kai'nin konuşması sırasında ruhsal algisını dağa doğru yönlendirdikten bir süre sonra tam kai'nin yola çıkaçagı sırada '' kai dağda hayat aleminde bulunan bir kaynak canavarı bulunuyor'' dedi.
Kai duyduğu cevap ile kendisini tumayıp '' NEEEEE'' diye bağırdı ve şoka girdi. Bir süre sonra kendini toplayan kai aklından o kaynak kristalini ele geçirme planları kurmaya başladı ve raiden'a '' raiden o kaynak kristalini ele geçirmeliyim '' dedi büyük bir heycan ve tutkuyla. Raiden duduğu cevap ile bir an duraksadı ve hemen bağırarak '' seni salak veled. Daha temel alemindesin ve hayat alemindeki bir kaynak canavarını mı yeniceksin... veled sen sandığımdanda aptal çıktın. Onun kaynak kristalini almak yerine kendine ortak yapsan daha iyi değil mi seni gerizekalı'' dedi raiden.Kai duyduğu cevap ile biraz utansada hemen kendini toparladı ve
'' tamam ama onu nasıl yapıcam ki. Ben daha temel alemindeyim ama o kaynak canavarı hayat aleminde'' dedi kai. Raiden gelen soruya hiç beklemeden '' kerberusu kullan o her kaynak canavarının korkulu rüyası. onun gerçek formu olmasa bile onun bilincini taşıyor. Bu bile o çöp kaynak canavarını yenmen için yeter'' dedi raiden. Kai bu açıklamayı hiç itiraz etmeden kabul etti ve dağa doğru yol almaya başladı.Yol boyunca karşısına hiç kaynak canavarı çıkmayan kai bunu hayat aleminde bulunan kaynak canavarının çok güçlü olduğuna yorumladı ve daha fazla tetikte olmaya başladı. 2 satlik yolu yarım saatte gelen kai bunu gölge adımları tekniğinde edindiği kontrol ve hızla kendi hızını çok artırmıştı.
Dağın tam en dip kısmında bulunan kai içinden raiden'a '' şimdi nereye gidiyorum '' diye sordu ve cevabın gelmesini beklemeye başladı. Bir dakika sonra raiden '' dağa doğru çıkmaya başla ve 2 kilometre ilerde bulunan bir mağra görüceksin. Kaynak canavarı orda bulunuyor şuan.'' Dedi raiden duygusuz bir sesle. Kai gelen cevapla hemen gölge adımları tekniğini kullanarak dağa çıkmaya başladı.
Beş dakika sonra mağrayı ve yerden yana egilmiş üst tarafı dümdüz olan kayayı ve onun üstünde uzanmış olan kurdu gören kai bu manzaraya hayran kaldı. Kai kendini hazırladıktan sonra yavaş adımlarla saklandığı çalıların arasından çıktı ve kurdun görüş mesafesine girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAO MUHAFIZI
FantasyKan kokusunun hava da net bir şekilde alındığı geniş bir ovada iki kişi hâlâ çarpışmakta idi. Etrafta sayısız ölü cesetler ve toprağı kırmızıya boyamış kan bulunuyordu. '' NEDEN... NEDEEEN'' Dedi. İhanete ilk kez uğramamıştı ama bu en acı vereni o...