Not: Bu bölümü medyadaki şarkıyla okumanız önerilir 🤍
○
Patlamış mısırından bir tane daha alıp usluca ağzına attı. Lokmasını usulca çiğniyor, sevdiği adamla film izlemenin mutluluğunu kalbine kazımak istiyordu.
Onun da kendisi kadar bu andan keyif aldığını onaylamak ve gülümseyen ifadesini görmek için kafasını çevirip yanı başındaki kişiye kaydırdı bakışlarını. Fakat beklentileri suda çözünen bir tuz gibi eriyiverdi gözlerinin önünde. İki parmağının arasındaki mısır usulca ait olduğu kovaya düşerken şok olmuş bir şekilde bakakaldı. Gülüşüne aşık olduğu adam... Ağlıyordu!
Bu kesinlikle onaylamayı düşündüğü şey değildi. Bu, ihtimal bile veremeyeceği bir şeydi. Film acıklı değilken ve hayatlarındaki her şey yolundayken ağlaması için hiçbir sebep yoktu çünkü.
Bakakalmıştı ve sevdiği adam da Yibo'nun bu bakışlarının farkındaydı. Buna rağmen acele etmeden buluşturdu yaşlı gözlerini. "Beni hiç bırakmayacağını söylemiştin." Derken ses tonu oldukça incinmiş bir şekilde çıkmıştı.
Wang Yibo hızla "Bırakmadım." Diyerek karşılık verdi. Sözlerinin samimi olduğunu kanıtlamak istercesine telaşla kendini işaret etti. "Buradayım bak. Tam yanında oturuyorum."
Fakat söylediği hiçbir cümle, yaptığı hiçbir hareket onu ikna etmeye yetmiyor, kırgın gözlerle bakmaya devam ediyordu. Ses tonunu ciddileştirerek "Yalan söylüyorsun." dedi en sonunda. "Verdiğin sözü bozdun sen."
Başını iki yana salladı Yibo. Kendisini açıklamak istiyordu. Açıklamaktan da öte savunmak istiyordu. "Seni gerçekten bırakmadım." Varlığını hissetsin diye koluna dokundu. Çaresiz hissediyordu. "Bırakmıyorum da."
Ardı ardına yinelediği tek sözcük onun yaşlı kahverengi gözlerinde hiçbir inanç kıpırtısı oluşturmazken Yibo'nun ses tonu gittikçe kısılmaya başlamıştı.
"Bırakmadım."
○
"Hayır! BIRAKMADIM!!"
"Yibo? Yibo?!"
Genç adam kulağına gelen uğultulu sesleri zar zor duyuyordu. Birkaç telaşlı adım sesi, aceleyle açılıp kapanan kapılar, birinin yanlışlıkla masaya çarpıp kalemliği devirmesinden çıkan o gütültü... Bir şeyler oluyordu. Bu kadarından emindi fakat bedeni nispeten işleyen bilincine bir türlü ayak uydurmadığı için kafasını kaldırıp ne olduğuna bakamıyordu.
Feiyu'nun sesini işitti bir ara. "Yibo kendine gel!" gibisinden bir şeyler söylüyordu. Omuzlarından tutup kendisini sarsıyor bile olabilirdi. Bu, tüm vücudunda hissettiği deprem etkisini açıklardı böylece.
Feiyu "Wang Yibo!" Diyerek yüksek tonda bir kez daha seslendiği sırada genç adam da "Bırakmadım!" Diye karşılık verdi ve uyanır uyanmaz bir elini her zamanki gibi boynuna götürdü.
Chen Feiyu arkadaşını bırakmadan "İyi misin?" Diye sordu ama bu soru bütünüyle formalite icabıydı. Yibo rüyasında o kadar çok çırpınmış ve ağlamıştı ki yüzü gözü hiç olmadığı kadar şişmiş, saçı darmadağın olmuştu. Kelimenin tam anlamıyla berbat görünüyordu.
Ne yapacağını bilemez ve sıkıntılı bir halde etrafa bakan Yibo "Bilmiyorum." diyerek yanıtladı arkadaşını.
Bu tek kelime Feiyu'da yıldırım çarpması ile eşdeğer bir etki yaratmıştı çünkü Yibo'nun bir soruya belirsiz ifadeler kullanarak cevap vermesi mümkün değildi. Kendinden emin tipik aslan burcu karakterine uymuyordu bir kere. Dehşete düşmüş bir yüz ifadesi ile "Sana noldu böyle?" diye sordu. "İş yerinde asla uyumazdın. Dahası kolay kolay rüya da görmezdin."
Aradan geçen saniyelerle gerçeklik bilincini tekrar kazanan Yibo, önce -hangi ara tuttuğunu anlamadığı- Feiyu'nun kolunu bıraktı. Ardından içinin geçtiği o lanet koltuktan kalkıp pencereye doğru yürüdü. Sağ eli ile hala boynunda olmayan bir kolyeyle oynuyordu ve bu yaptığının farkında bile değildi.
Bir müddet sessiz kalıp gördüğü rüyayı düşündü hızlıca. Uyanınca gerçek olmadığına emin olduğu ama uyurken ondan daha gerçek hiçbir şeyin yaşanmadığını hissettiği o rüyayı...
Umutsuzca yalvarışını, onun derin hayal kırıklıkları ile dolu olan bakışlarını, onun...
O?
Düşünceleri tehlikeli sulara kaymaya başlayınca rüya yordama işini bırakıp üstüne başına çeki düzen verdi. Arkadaşına cevap olarak ise başını iki yana salladı sadece. Bir kez daha bilmiyorum kelimesini kullanmak istemiyordu.
○
Nasıl buldunuz bölümü? Kafanız karışıyor mu?
Valla parçalar bir araya gelecek ileride bu ne böyle diyip bırakmayın kitabı nolur 😁
Feiyu'yu da Yibo'nun arkadaşı yaptım çünkü neden yapmayayım 😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIND ME •yizhan•
FanfictionOna ihanet ettiğinde iki dünyada da cezalandırılacağını hiç düşünmemişti fakat sonuç buydu: Elinde yeşim taşından bir kolye, kulaklarında pürüzsüz tınıda yankılanan o ses... Bul beni!