•19•

1K 116 56
                                    

༄༄༄

Lisa'dan;

"Hayatımda sizin kadar zarif bir kadın görmedim ben, Lalisa Manoban..."

Woo Bin Bey'in oğlu olduğunu öğrendiğim ve yirmili yaşlarının ortalarında olduğunu tahmin ettiğim Min Seok Bey'e karşılık hafifçe tebessüm ettim. "Çok kibarsınız, teşekkür ederim."

"Teşekküre hiç gerek yoktu aslında, ben gerçekleri söyledim çünkü."

Dedikleriyle beraber tekrardan tebessüm ettiğimde, bu sırada konukların da yavaş yavaş gelmeye başladıklarını fark etmiştim. Lansman birazdan başlayacaktı ve ben, şu anda oldukça heyecanlıydım.

Lansman için bayağı güzel ve de büyük bir mekan tutmuştum. İçini birçok kişinin hayran kalacağı bir şekilde dizayn etmeye çalışmış ve gelen kişilerin surat ifadelerine bakılırsa da bunda gayet başarılı olduğumu anlayabilmiştim.

Geçtiğimiz iki gün boyunca da Jennie, mankenlik ajansından ona yardım etmeleri için gönderdiğim kişilerle beraber çalışmış ve işi de oldukça güzel bir şekilde kavramıştı. Gerçekten de başarılı ve zeki bir kızdı, o yüzden bir şeyleri öğrenmekte de hiç zorlanmıyordu.

Bunların haricinde de bu iki gün bol bol koşuşturmayla geçmişti. Min Ji'nin yurt dışına gitmesiyle beraber ortalık da oldukça sakinleşmişti ve ne yalan söyleyeyim, gittiği için hiç üzülmemiştim.

Tabii ki de bunu diğerlerinin yanında belli etmemiştim ya da onlara böyle düşündüğümü söylememiştim ama yine de onun gitmesi beni hiç üzmemişti. Oldukça çekilmez olan bir insanın hayatımdan çıkmasına, üzülecek halim de yoktu açıkçası.

Şu anda da daha lansman başlamadığı için herkes başka bir yere dağılmış durumdaydı. Tahminimce Jennie'de Jimin'le beraber kuliste ve de elbisenin yanında olmalıydı. Ayrıca Jennie, dün gece heyecandan dolayı hiç uyuyamadığını da buraya geldiğimizde söylemişti.

"Duyduğuma göre siz organize etmişsiniz bu lansmanı, öyle mi Lisa Hanım?"

Daldığım düşüncelerden Min Seok Bey'in sesiyle beraber çıkarken gözlerimi de ona doğru çevirmiştim. "Evet, ben organize ettim fakat tabii ki de birçok insanın yardımlarıyla."

Hiç kimsenin hakkını yemeyi sevmezdim. Ayrıca, gerçekten de bir sürü insan benimle beraber burası için uğraşmıştı ve bu yüzden tek başıma yaptım demem de hiç doğru olmazdı.

"Zarifliğiniz karşısında bir de böylesine mütevazı olmanız, çok takdire şayan bir şey gerçekten Lisa Hanım."

Dedikleriyle beraber utangaç bir şekilde gülümseyerek -aslında utanmamıştım fakat arsız bir kız gibi görünmek de istemiyordum- teşekkür etmiş ve gözlerimi ondan çekmiştim.

Min Seok Bey önemli olmadığına dair bir şeyler mırıldandığında, bu sırada gözlerimin odağı haline gelen Taehyung ise bize doğru sinirle bakıyordu. Ona karşılık tek kaşımı kaldırarak bakmaya başlamıştım ki, o da benim bakışlarımı fark ettiğinde derin bir nefes alıp vermiş ve elindeki içkisiyle beraber bize doğru gelmeye başlamıştı.

Lansmandı ya da elbiseydi falan derken bu bir haftada doğru düzgün konuşacak fırsatımız da olmamıştı. Gerçi olsa bile, ya o benden ya da ben ondan kaçmıştım ve de böyle saçma bir döngünün içerisine girmiştik.

Tailed StarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin