༄༄༄
Lisa'dan;
"Hepinize afiyet olsun!"
Üvey babamın yani Park Woo Jin'in dedikleriyle beraber yavaş yavaş önümdeki yemeklerden tatmaya başlamıştım, tıpkı masadaki diğer kişiler gibi.
O kadar kalabalık olmamıza rağmen hiç kimseden çıt çıkmıyordu. Sanki sofrada büyük bir sessizlik yemini edilmiş gibiydi. Benim için bu sessizlik elbette ki sorun değildi yani onlarla konuşmaya çok meraklı değildim fakat ister istemez geriliyordum.
Sessizlik ve belirsizlik, kesinlikle beni en çok geren iki kavramdı.
"Buyurun efendim..." Birinin gelip Namjoon'un tabağına bir şeyler koyması ile beraber ortamdaki sessizlik kısa bir süreliğine son bulurken bu sırada gözlerim de istemsizce gelen kişiye yani yeni hizmetliye doğru kaymıştı.
"Teşekkürler." Namjoon, nezaketen ona teşekkür ederken ben ise baştan aşağıya bu kızı süzmeye başlamıştım. Geçenlerde yaptığı yanlış yüzünden az kalsın kovulacaktı fakat elbette ki, Min Ji'nin böyle bir şey yapmasına izin vermemiştim ve bu durumu bir şekilde önlemiştim.
Aslında sadece Min Ji'ye gıcıklık olsun diye yapmamıştım bunu. Bazen her ne kadar sinir bozucu bir insan olup, bağırıp çağırsam da yine de bir insanın kovulmasına hem de bu kadar basit bir sebep yüzünden kovulmasına asla göz yumamazdım.
Sütten çıkmış ak kaşık olmadığımı ben de biliyordum ama en azından Min Ji kadar da acımasız değildim.
"İşler nasıl gidiyor çocuklar?"
Üvey babamın sorduğu soru üzerine birkaç saniye boyunca kimse hiçbir şey dememişti fakat en sonunda artık bir şeyler söylenmesi gerektiğini Jin fark etmiş olacak ki konuşmaya başlamıştı.
"Gayet iyi gidiyor babacığım. Şu anlık hiçbir problem yok. Yakında da çok önemli bir iş alacağımızı umuyoruz. Az kaldı zaten, bir tamamlansın sana daha detaylı aktarırız neler olup bittiğini."
Üvey babam, keyfinin yerinde olduğunu belirtmek istercesine gür bir kahkaha atmış ardından da kafasıyla onaylayarak önünde duran peçeteyi eline almış ve ağzını hafifçe silmişti.
"Harika! Aferin size, gurur duyuyorum hepinizle. Size afiyet olsun tekrardan, bugünlük bu kadar yeter bana."
Dedikleri üzerine hepimiz hafifçe gülümserken, o ise ayağa kalkmış ve birkaç adım uzağında duran annemin oturduğu yere doğru ilerlemişti.
"Tatlım, şaraplarımızı açık havada yudumlamaya ne dersin?"
Annemin yüzünü kocaman bir gülümseme kaplarken anında ayağa kalkmış ve üvey babamla beraber bahçeye doğru ilerlemeye başlamıştı. Onun bu gülümsemesi ister istemez beni de mutlu etmişti.
Annemin Park Woo Jin ile evlenmesini ilk başlarda hiç istemesem de şimdi onun mutlu olduğunu gördüğüm için ben de mutluydum. Ayrıca Park Woo Jin'in öz babama nazaran bana daha çok babalık yaptığı da sugötürmez bir gerçekti.
"Gülersin tabii, bakalım Nadia'dan sonra gelecek kadın için de böyle gülebilecek misin Lalisa?! Ah, ama doğru ya... Zaten o zaman, sen de bu evde olmayacaksın!"
![](https://img.wattpad.com/cover/224839144-288-k342177.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tailed Star
Fanfiction"Bu elbisenin üzerindeki desenlerde de olduğu gibi ışıl ışıl parlaması için, elimizden gelenin en iyisini yapacağız kesinlikle." ༄ Kuyruklu Yıldız • Bts❦Bp ༄ Jenmin • Rosékook • Taelice • Namsoo ༄ Başlangıç Tarihi: 27.06.2020 ༄ Bitiş Tarihi: 28.07.2...