Bölüm çok geç geldi. Her zamanki gibi jdbdhdhd.
Yazarken çok eğlendiğim bir bölüm oldu. Umarım aynı duygular size de yansır.
Neyse. Az çok demeyelim oysuz geçmeyelim.
Yukarıdaki şarkıyı dinlemeyi unutmayın!!!
*
Eylül: Nasılsınız gençler hshdhd?
Berfin: Eylül, kanka bazen aklından şüphe ediyorum ya. Hadi grup kurdun da adını random koymayı çok mu düşündün?
Arif: Öyle deme Berfin'im fena mı oldu sanki. İki eğlence çıktı bize de.
Yağız: Arif eğlence anlayışın mükemmel kardeşim. Yoğun uğraşlarla bu sonuca ulaştın eminim ki.
Berfin: Yağız'a sonuna kadar katıldığımı belirtmek isterim.
Arif: Aman, özelden yazıp delireceğimize birlikte çıldıralım işte.
Eylül: Arif'e sonuna kadar katıldığımı belirtmek isterim.
Ayy! Eylül' e de bakın hele. Benim sözlerimi konuşup kinâye yapacak güyâ.
Yağız: Neyse biz hâlâ yoldayız. Evlere dağılınca konuşalım.
Berfin: Ok.
Eylül: Ok.
Arif: Ok.
Böylece 3 "ok'la" sohbeti sonlandırdık.
Konuşmadan biraz daha yürüyüp benim evin önünde durduk.
"Yarın görüşürüz." Dedi Yağız.
"Görüşürüz." Dedim ben de.Yağız tam gidecekken konuşmaya başladım.
"Ee e Yağız yarın kitabı unutma."
Hafifçe tebessüm ederek " Tamam unutmam." Dedi.
Kafamı sallayıp eve doğru dönüp apartmandan içeri girdim.Annem hâlâ eve gelmemişti. Onu arayıp döndüğümü söyledim. Üzerimi değiştirip alt üst takım olmayan pijamalarımı giydim. Kütüphaneden aldığım kitapları girişten masama koyup yatağa yayıldım. Evet uzanmak değildi benim yaptığım. Kelimenin tam anlamıyla yayılmak.
Bir yarım saat sonra yatağıma son kez baktım eğer şimdi kalkmazsam bir daha buna cesaret edemeyecektim. Hemen benden bir şey beklemeyen hattâ bir üniversite dahi kazanamayacağımı ön yargılı bir şekilde iddia eden akrabalarımı gözümün önüne getirdim. Eğer o sınavda güzel bir üniversite tutturmak istiyorsam çalışmam lazımdı.
Aslında geçen sahneden beri birçok konuyu halletmiştim fakat eksiklerim çok fazlaydı ve şuanki çalışmam katiyyen yeterli değildi. En azından hedefim için.
Kalkıp telefonumu sessize aldım. Masanın başına geçip testleri çözecektim ki aklıma ödevlerim olduğu geldi. Önce onları yapıp sonra teste geçmeye karar verdim.
*
Saat 01.00' di artık bu kadar çalışmanın kâfi olduğunu düşünüyordum. Telefonumu elime aldığımda gruptan mesajlar birikmişti.
Eylül: Geldiniz mi geçler.
Yağız: Geldik. Yani ben geldim Berfin de eve girmişti.
Arif: İyi bakalım. Biz de günden sonra dağıldık. Merak etmeyin Esma Teyze Berfin'e aldı biz de sana kalanları veririz yarın.
Yağız: Sağ ol kardeşim. Berfin demişken o nerelerde?
Vayy Yağız beni sormuş demek. Niye sordu ki. Merak etti de sordu herhal. Neyse mesajları okumaya dewamke.
Eylül: Onu bulamazsın Yağız. Berfin bu saatlerde telefonu sessize alıp 12'ye 1'e kadar bakmaz. Şimdi test çözüyordur o.
Ay canım kankam ne kadar muq tanıyo beni.
Arif: Arkadaşlar farkında mısınız bilmiyorum ama aslında bizim de yapmamız gereken bu. Sınava ot gibi girip ot gibi çıkağız bu gidişle.
Eylül: Kendi adına konuş Arif'im, senle ben neyse de Yağız mı ot gibi çıkacak. Yağız'dan derece bekliyoruz hayırlısıyla.
[Yazar üstteki mesajda ironinin derecesini kaçırmış. Âdeta dış dünya ile arasındaki bağı koparmıştır.]
Yağız: Eylül, istersen abartmayalım arkadaşım. Derece falan. Neydi o yeniyor muydu?
Eylül: Yav he he.
Arif: Hadi arkadaşlar Berfin gibi daha kaç rakibimiz şuan gözünü kırpmadan teste abanmış durumda. Bizse anca lak lak. Haydin ders başına.
Eylül: Doru diyon.
Yağız: Yes.
Arif: Abi şaka gibi kız kılını kıpırdatmadan bizi psikolojik olarak ders çalışmaya yönlendirdi. Üstüne üstlük bir de kendimizi suçlu hissettirdi.
Yağız: KAJSNSJWJDDNSJJSSJKAJS
Eylül: Ay şaka maka öyle. Befo bu mesajı ne zaman okursun bilemem ama görünce yaz kanka. Bir de Allah razı olsun.
Artık mesajı gördüğüme göre cevap yazmaya koyuldum.
Berfin: Cümlemizden Eylül hsbsbsjshs. Neyse görüşürüz. Uyuyacağım.
Attığım mesajı Yağız görmüştü.
Berfin: Çünkü neden uyumayım¿
Yağız: Mantıklı konuşmada Berfin gibi olun jehdheje.
Berfin: jqjsjsjwjsjsjw.
Yağız gönderdiğim mesaja görüldü atıp çevrimdışı oldu. Ben de artık uyumam gerektiğini kendime hatırlatıp telefonu elimden bıraktım.
Son düşündüğüm şey ise günün çoğunda masa başında olmama rağmen eğlenmiş hisstememdi.