Medyadaki şarkıya bayılıyorum öneririm :)
Sabah burnuma gelen enfes korkularla yatağımdan kalktım ve adımlarımı lavobaya doğru ilerlettim.
Lavobada kişisel işlerimi hallettikten sonra direkt mutfağa geçtim.
Lucas, elinde krep tavasıyla krepleri havaya fırlatıyordu.
"Kafana bir şey falan mı düştü?"
"Günaydın demeyi öğrenmelisin Yuqi." dediğine gözlerimi devirip ağzıma bir tane ceviz attım.
"Karşımda sen gibi biri olunca demek içimden gelmiyor maalesef." elinde krepleri olduğu tabakla masanın yanına geldi.
"Ne var yani, illa bir şey olması mı gerekiyor?" Ben bu durumu kesinlikle
deliye anlatmalıydım.Tam karşımda olan sandalyeye oturdu.
"Bugün beni beklemezsen sevinirim. Seni ölü gibi görmek istemiyorum."
dediğine boğazımda kalan peynirle cevap verdim. Tanrım, şuan ölüyor olabilirdim!
"İyi misin?" diyerek ayaklandı. Mutfaktan hızlı bir şekilde su getirip önüme koydu ayrıca hafif hafif sırtıma vuruyordu.
"Kötü bir şey mi dedim?" dalga geçiyordu sanırım.
"Yok canım, sadece yerde böcek gördüm sandım ama değilmiş." sahte bir gülüş atıp kahvaltıma devam ettim.Aradan sadece 15 dakika geçmişti. Masadaki çoğu şeyden azar azar kalmıştı.
"Ben hazırlanıp çıkacağım."
Kafamı sallayıp masayı toplamaya başladım.Kapı sesini duyduktan sonra direkt odadan telefonumu alıp Shuhua'yı aradım.
"Acil bize gelmen gerek çok garip şeyler oluyor."
"Günaydın Yuqi."
"Yoksa Lucas'ı mı aradım?" telefonuma kimi aradığımda baktığımda Lucas'ı aramadığımı fark edince içime bir rahatlık gelmişti.
"Neden öyle dedin şimdi. Bende mi eve geç geliyorum?" ha ha ha komik şey.
"Hayır sabah o da aynı şeyi söyledi bir an korktum."
"Tamam 1 saate ordayım."
Telefonu suratına kapatıp masayı toplamaya devam ettim.Masayı topladıktan sonra yatak odasına gidip yatağı topladım. Dolabımdan basit bir tişört ve şort alıp giydim. Saçlarımı da düzleştirdikten sonra tamamdım.
Zilin çalmasıyla düzleştiriciyi fişten çıkartıp dolabın içine koydum.
Kapıyı açtığımda yüzümdeki gülümseme bir an solmuştu.
"Kimi bekliyordun?" Ben Shuhua'yı beklerken Lucas gelmişti.
"Shuhua'yı bekliyordum sadece."
Bir şey demeden kafasını sallayarak içeri geçti. Umarım 5 dakika içinde giderdi. O burdayken Shuhua'ya bir şey anlatamazdım ki.Televizyonun karşısında tırnaklarımı yiyordum. Shuhua'nın gelmesine çok az kalmıştı, hatta gelmiş bile olabilirdi.
Çalan kapının sesiyle hızlı hızlı kapıya koştum. Kapıyı açıp Shuhua'yı içeri aldım.
"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum, bana ne söyleyeceksen söyle gelene kadar çatladım resmen."
Bu kız bütün ortamı mahvedebilirdi.
"Lucas burda sessiz ol" dişlerimin arasından konuşmuştum duymaması için.Biz balkonda, Lucas ise yatak odasındaydı.
Bilerek havadan sudan konuşuyorduk gidene kadar. Ama onun gitmeye hiç hevesi yoktu.
"Ya kızım kalk git hazırlan dışarı çıkalım dışarda anlat ne anlatcaksan"
"Aynen yoksa gideceği yok onun."Hızlı hızlı yatak odasına gittim ve içeri girdim.
"Noldu bekleme demiştin. Baya erken geldin?"
"Hiç hevesim yoktu gitmeye bende gitmedim." beyefendinin hevesi yokmuş. Bak sen şu işe!
Kafamı sallayıp dolabımın önüne geldim. Sadece şortumu değiştirecek ve çanta alacaktım.Siyah düz bir şort ve en sevdiğim beyaz çantamı alıp odadan çıkıyordum.
"Dur, ben arkamı dönerim burda giyin." ona bir bakış atıp odadan çıktım ve üstümü banyoda değiştirdim."Hadi çıkalım."
Shuhua'nın kafa sallamasıyla evden çıkıp en yakın alışveriş merkezine gittik.Alışveriş merkezine geldiğimizde rastgele bir kafeye oturup milkshake sipariş ettik.
"Lucas bana çok garip davranıyor"
"Ne yani bir kaç gün önce söyleniyordun şimdi ne oldu?"
"Ya ne bileyim ben ne oluyor? Bir iyi bir kötü anlamıyorum ki bende." derin bir nefes verip konuşmama devam ettim.
"Ayrıca konuşmamızı dinlemiş olabilir."
"Dinlesin, senin onun hakkında düşüncelerini bilmesi iyi olur."
"Pek sanmam."
"Niye bu kadar dert ediyorsun ki bunu?" gergince gözlerimi etrafta gezdirdim.
"Dert falan etmiyorum Shu. Ben o tam artık iyi oldu bana karşı desem bir anda bir şey oluyor ve davranışları değişiyor. Pek ümitlenmemek lazım yani. "
"Ondan ümit falan beklenmez kızım boşver artık davranışlarını. " gülerek içeceğimden bir yudum aldım.
"Ama bu sabah kahvaltıyı o hazırladı."
"Beğendin galiba güldüğüne göre?"
"Hiçte bile!" diyerek kollarımı 'çiçek ol Yuqi' demişler gibi bağladım.
"Tamam inanıyorum şuan bekle"
"Gıcık!"
Gülerek arkama yaslandım.Kafede yaklaşık 1 saat oturduktan sonra kendimize bir kaç parça eşya alıp evlerimize dağıldık.
Eve geldiğimde Lucas evde yoktu. Biz gittikten hemen sonra çıkmış olabilirdi.
Lucas~
"Bugün işe gelmeyeceğim haberin olsun Miyeon."
"Ama bugün çok önemli toplantınız olduğunu söylemiştiniz?"
"İptal ettim. Şirkette olan biten ne varsa mesaj olarak yazarsın." diyip telefonu yüzüne kapatıp arabamı evime doğru sürmeye başladım. Bugün işe hiç gidesim yoktu. Bu yüzdende gitmedim.Eve gidip dinlenmeyi planlıyordum. Dinlendikten sonra da dışarı kafamı dağıtmaya gidecektim.
~
İg:@taejaelis
ŞİMDİ OKUDUĞUN
umursamaz adam ve aşığı, luqi.
FanfictionGece 12'den sonra eve gelirdi. O geldiği zaman eve yoğun bir içki kokusu yayılırdı. En çok canımı yakan da boynunda hep kırmızı ruj izleri olurdu. #luqi 1 #lucas 1 🥳