0.2

1.2K 99 41
                                    

Oy vermeyi ve düşüncelerinizi yazmayı unutmayınnn~

Gece saat neredeyse ikiye geliyordu ve ben hala Lucas'ı bekliyordum.

Gözlerime fil oturmuştu ama umrumda değildi. Onu beklemek alışkanlık yapmıştı bende artık.

Tam koltukta uyuya kalacağım sırada kapı sesiyle yerimden sıçradım. Salondan çıkıp kapının oraya geldim.
"Nerede kaldın bütün gece seni bekledim?"
"Bekle demedim sana?"
Ceketini kollarıma fırlatıp umursamaz tavırlarla koridorda yürüyordu. Bende onun peşinden gidiyordum.
"İstersen birlikte tuvalete girelim?"
Elimde ceketiyle ona bakıyordum. O da bana gülerek tuvalet kapısını suratıma kapattı.

Yatağımıza gidip bilerek ona sırtımı çevirdim. Ama o bunu anlamaz, o da sırt çevirip telefonuyla oynardı.
"Yuqi, yarın beni erken kaldırır mısın?"
"Hayır, kaldıramam kendin kalk" ona doğru dönmüştüm.
"Bütün gün evde olacaksın zaten, erken kaldırsan ölür müsün yani?"
"Evet ölürüm, sende bir kere eve erken gelip benimle ilgilensen nolur Yukhei!?"
"Bunlar aynı şey değil Yuqi, birisi zorunluluk birisi istek." birde istek diyor utanmaz.
"Tanrı aşkına Lucas, bir kere de benimle ilgilensen olmaz mı? Diğer evli çiftler gibi?" evli kelimesini bilerek bastırarak söylemiştim belki unutmuştur, aklına getireyim diye.
"Yuqi, çok uykum var kaldıracak mısın kaldırmayacak mısın?"
"Tamam, kaldıracağım uyu." Ne yaparsa yapsın kıyamıyordum işte. Kalbimi almak için çırpınmıyordu ama olsun.
"Kaçta kalkacaksın?"
"7"
Alarmımı yediye kurup kendimi uykunun kollarına bıraktım.

&

Alarmın sesiyle uyandığımda Lucas'ı dürtmek için elimi onun tarafına attım. Ama onun tarafı boştu. Hem benim uyandırmamı istiyor, hem de benden önce kalkıp gidiyordu.

Yatağımın kenarındaki pandufları giyip, yatağımdan kalktım.
"Lucas?"
Banyodan başlayıp bütün odaların kapılarını açıp içeri bakıyordum. Çünkü oturduğu yerde uyuya kalma gibi bir huyu vardı.
"Ben şimdi nasıl uyuyacağım öf!"
Uykumdan uyandım mı, bir daha çok zor uyuyordum.
"En azından koşuya falan çıkarım uzun zaman oldu."

Elimi yüzümü yıkamak için tuvalete girdiğimde görmek istemediğim bir manzarayla karşılaştım. Lucas bildiğiniz klozetin üstüne uyuya kalmıştı!

Çığlığımı bastığımda sıçrayarak uyandı.
"Ya sen manyak mısın sen!? Hem beni kaldır diyorsun, kendin kalkıyorsun ama kalkmayı da beceremiyorsun!"
Ellerimle gözlerimi kapatmaya çalışıyordum. Olduğum yerde takılı kalmıştım resmen.
"Yuqi sabahın yedisinde bağırcağına çıkta çişimi yapayım!"
Kendime geldiğime hemen tuvaletten çıktım. Görmek istemediğim manzarayı çoktan görmüştüm bile.

Kahvaltılıkları masaya bıraktığımda Lucas'ta üstünü değiştirip gelmişti.

Hiç konuşmadan kahvaltımızı yaptık. Sanırım artık uzun bir süre konuşmayız bu olaydan sonra.

"Ne zaman geleceksin?"
Kafasını telefonundan kaldırıp bana baktı.
"Ben sana her gün beni bekleme demek zorunda değilim Yuqi. İşimin ne zaman biteceği belli olmuyor."
Ne İŞİ acaba yaptığı?
"Acaba hangi işle uğraşıyorsun da bu kadar geç geliyorsun?" bilerek sessiz söylemiştim. Yoksa işine gitmeden önce baya azar işitirdim.
"Ne dedin?"
"Dedim ki hava çok hoş"
Kafasını sallayarak telefonuyla ilgilenmeye devam etti.

Aslında şirkete gittiğini biliyordum ama zengin aileden gelen şımarık çocuktu. 18 yaşlarının çoğu kulüplerde, barlarda geçmişti. Yani bu onun için alışkanlık falandı. Evlendikten sonra azalır sanmıştım ama sandığım gibi olmamış, her gün gitmeye başlamıştı. Sanki evde onu boğuyordum.

"Ben çıkıyorum" O kapıya giderken bende peşinden gidiyordum.
"Tamam görüşürüz erken gelmeyi unutma!"
Kapıdan dönüp bana baktı sonra da suratıma kapıyı kapatıp gitti.

Koşa koşa balkona çıktım. Arabasıyla gözden kaybolana kadar ona baktım. Karizmanın öz evladıydı resmen.

Odama gidip uzun zamandır giymediğim spor kıyafetlerimi giydim. Saçımı da tepeden bağlayıp evden çıktım.

Tam 1 saattir sahilde koşuyordum. Eğer 5 kilo vermediysem benim adımda Yuqi değildi.

İskelenin basamaklarını oturmuş hem suyumu içiyor, hem de denize bakıyordum.
"Yanına havlu almadan koşuya çıkmışsın." kafamı söyleyen kişiye çevirip baktığımda ortaokuldan beri görmediğim en yakın arkadaşımı görmemle ağzımda olan bütün suyu denize doğru püskürtmem bir olmuştu.
"MARK!" diye bağırdıktan sonra direk üstüne atlamışım.
"Tamam Yuqi, boğulacağım şimdi dur artık. "
"Ama nabayım kaç seneden beri seni görmüyorum. İnsan özlüyor."
Gülmüştü. Onun gülüşünü özledim diyebilirdim.
"Ee nabıyosun? Lucas'la evlenmişsin ölsem evlenmem diyordun?"
"Bazı düşünceler değişebiliyor napabilirim ki?"
"Bir şey yapamazsın tabii."
Kafamı sallayıp suyumdan bir yudum aldım.
"Telefonun yanında mı?"
"Ha, evet iyi ki hatırlattın bak." diyerek telefonumu ona verdim.
"Tamamdır, haberleşiriz."
"Görüşürüz"
"Görüşmek dileğiyle Yuqi."

Mark gittikten sonra 5-10 dakika kadar iskelede oturdum ve denizi izledim.

&

Eve geldiğimde üstümü çıkartıp kısa bir duşa girip çıkmıştım.

Saat akşam yediye geliyordu. Normalde Lucas bu saatlerde işten çıkmış olurdu ama eve gelmezdi.

Kendime hızlı bir şekile bibimbap hazırlayıp televizyon karşısında yemeğe başlamıştım.

 Umarım beğenirsiniz! LucasxYuqi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarım beğenirsiniz!
LucasxYuqi

umursamaz adam ve aşığı, luqi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin