Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ❤️
Sabah kalkmış, Lucas'ın genelde gittiği yerlere gitmiş ve Lucas'ı sormuştum. Her yerde onu soruyordum ve kimse de doğru dürüst cevap vermiyordu. Bende işin içine biraz para katıyordum ve öyle alabildiğim kadar bilgi alıyordum. Zor oluyordu ama tehdit girince ortaya değişiyordu.
Çoğusu en son barda gördüğünü söylüyordu. Bende bu gece kılık değiştirip oraya gidecektim. Umarım yakalanmazdım, zaten kılık değiştirecektim.
Akşam 7 gibi hazırlanmaya başlamıştım. Bu sabah yeni aldığım sarı kahküllü bir peruk takıp kıvırcık yapmış, normal makyajımın çok üstüne çıkmıştım. Siyah dumanlı bir makyaj ve borda bir ruj sürmüştüm. Kıyafet olarakta fileli bir çorap ve etek, üstüne de beyaz düz bir crop geçirmiştim. Az kalsın unutuyordum, mavi lenslerimi takmayı da ihmal etmemiştim. Eyeliner ile gözümün altıma ve dudak kenarına ben yapmış, geçici dövmelerimi sağ omzuma ve sol koluma yapmıştım. Kendi tarzımın tamamen dışına çıkmıştım ama böyle de hoş duruyordu.
Aynanın karşısına geçmiş son kez kendime bakıyordum. Kusursuzdum. Gerçekten başka biri bu şekilde böyle bir şey yapsa bende anlamazdım.
Gelene kadar çoğu kişiden "Iy" sözcüğünü duymuş ve garip bakışlara sahip olmuştum. Bende bana öyle bakanlara orta parmak çekiyordum. Sonuçta kişiliğimi de değiştirmem gerekiyordu değil mi anlamamaları için?
Kapının önüne gelmiş, üstümü arattırdıktan sonra boş bulduğum ilk masayı kapmıştım. Şuanlık bir şey içmeyecektim. Etrafı süzmem gerekiyordu.
Yanıma bir kaç erkek gelmişti. Çoğusunu reddetmemiş, birazcık flört etmiş ve göndermiştim. Aslında buna flört de denmezdi sadece "selam" ve "merhaba" diyip geçiyorlardı. Bende içtenlik barındırmayacak şekilde selam verip kafamı dans eden kızlara çeviriyordum. Güzel dans ediyorlardı.
İşte beklediğim zamandı. Merdivenlerden Jungwoo ve yanında bir kaç arkadaşı ile aşağıya iniyordu. Merdivenin başından aşağıya kadar bakışlarımı ayırmadan ona bakmış, en sonunda göz kırpmış ve içecek almak için barmenlerin yanına gitmiştim. Yanıma gelmesini bekliyordum. Ama beklememe gerek kalmamıştı, çoktan gelmişti yavrucak. Yeme hemen de aslıyor garibim.
"Her zamankinden." yanımdaki sandalye gibi bir şeye oturmuş ve barmeni izliyordu. Bende pipete eziyet çektiriyor, dişlerimle eziyordum.Uzun bir süre kaçamak bakışlar attıktık birbirimize. Son 5 dakikadır da tanışmış, ismimi Soyeon olarak değiştirmiştim.
Nasıl öğreneceğimi bilmiyordum ama bir şekilde öğrenecektim. Umarım beni anlamazdı.
"Sana soru sorabilir miyim?" 32 diş sırıtarak bana döndü. Eğer kendim olsaydım şuan yüzüne tükürüyor olurdum.
"Sor tabii." vakit kaybetmeden söze atıldım.
"Siz tam 11 kişi geziyordunuz. Merdivenlerden inerkende 2 kişi eksikti. Onlar nerde?" kafasını sağa döndürüp merdivenlere bakmış, geri bana dönmüştü.
"Neden soruyorsun bunu?" hah işte şimdi sıçış. Bir şey bulup söylemem gerekiyordu.
"Uzun süredir gözlemliyorum da ondan." ay sıvıyorum şuan galiba.
"Seni daha önce hiç görmedim ama?"
5 cm olan topuklu ayakkabılarımı göstermiştim. Normalde spor ayakkabı giyecektim ama ayakkabımı bile tanıma ihtimalleri vardı. Bende uzun süredir giymediğim dolabımda sakladığım ayakkabılarımı giymeye karar vermiştim.
"Ha anladım." aldığı cevaptan memnun olmuş gibi kafasını sallamıştı. Ama ben hala sorumun cevabını alamamıştım.
"Cevabımı alamadım?"
"1 kişi şuan müsait değil. Diğeri de cezalı. Yeterli oldu mu sana?" cezalı derken? Küçük çocuk gibi bir de ceza mı veriyordu bunlar??Planım şuan çok güzel ilerliyordı. Gelmeden önceki gece sahte bir telefon uygulaması indirip, rastgele bir isim kaydetmiştim. Böylece işim çıktı diyerek yanından kalkacaktım. Şuan biraz daha konuşuyordum çünkü her şeyin eksiksiz olması gerekiyordu.
"Seni bir yerden çıkarıyorum ama?" kaşlarımı kaldırarak ona bakmıştım.
"Nerden çıkartıyorsun?" ne kadar saçma bir soru bu Yuqi.
"Aslında çok dışarı çıkan biri değilim. Sadece buraya geliyorum arada." cevap vermesine izin vermemiştim. Ne soru sorarsa tersine ya da soruyla karşılık veriyordum. Böylece konuşmalar kosa sürüyor, açıklamak zorunda kalmıyordum.
"Anladım." kafamı sallayarak bitmiş olan içeceğimi tekrar yenileyerek içmeye devam etmiştim.Sahte aramam son 5 dakikadır çalıyordu. Çoğunu reddediyormuş gibi yapıyordum ama uygulama ayarlı olduğundan tekrar çalıyordu.
En sonunda açıp konuşuyormuş gibi yaptım.
"Ne arıyorsun işte? Açmıyorum arama bu yüzden." kapattım ve tekrar masanın üstüne koydum. Ama hala tekrar tekrar çalıyordu.
"Tamam geliyorum. Söyle neresi?" bıkmış gibi gözlerimi devirmiş, derin bir nefes vermiştim. Ayaklanıp, arkamı dönüp gideceğim sırada da bileğimi tutmuş, gitmemi engelliyordu.
"Nereye gidiyorsun? Daha seni gezdirecektim?"~
Luqi'den başka shipleriniz var mı?
15. bölüm ve 15 oy olur muu 🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
umursamaz adam ve aşığı, luqi.
FanfictionGece 12'den sonra eve gelirdi. O geldiği zaman eve yoğun bir içki kokusu yayılırdı. En çok canımı yakan da boynunda hep kırmızı ruj izleri olurdu. #luqi 1 #lucas 1 🥳