Oy vermeyi ve yorun yapmayı unutmayın hepsini okuyorum 💘
"Sana kaç defa anlatmamı bekliyorsun Jungwoo?" başımı ellerimin arasına almış Jungwoo'ya bakıyordum.
"Ben bir şey demek istemiyorum sana Lucas, belki de ayrılmanız en doğru karardır?" dediği şeyle gözlerimi olabildiğince açmıştım.Flashback~
Yuqi'nin dün gece çiçeklere daldığını görünce bu akşam işten eve giderken ona çiçek almam gerektiğini aklıma not etmiştim. Papatyaları çok seviyordu. Evlenmeden önce gittiğimiz her parkta bulduğu papatyaları koparır, kendine taç yapmaya çalışırdı. Bende onun bu hallerine gülerdim.Akşam saat 8 gibi işten çıkıp ilk olarak çiçekçiye gidip sabah sipariş ettiğim çiçekleri alıp eve gittim. Ama Yuqi evde yoktu. Evde her yere bakmıştım ama yoktu. En sonunda Shuhua'ya mesaj atıp sorduğumda en çok gittiği yerin sahil olduğunu öğrendim. Fazla vakit kaybetmeden arabamla sahile gittim.
Uygun bir yer bulup park ettikten sonra yan koltukta olan papatya buketini alıp arabadan indim. Shuhua'nın dediğine göre Yuqi denize en yakın yere otururmuş. Öyle yakın olan bir bank vardı ve orada da başka çift oturuyordu.
Sahili olabildiğince dolaşmıştım. Ama ilk gördüğüm bank dışında denize hiç yakın olan bank yoktu. Geldiğim yere geri döndüğümde olduğum yerde kalmıştım. Bunlar Mark ve Yuqi'ydi. Bedenim kaskatı kesilmiş, salmıştı kendini. Onun etkisiyle aldığım buketi de yere düşürmüştüm.
Ben onları izlerken Mark beni görmüştü. Beni görmesiyle Yuqi'nin belini tutuşu daha da sıkılaşmıştı. Ellerimi sıkıyor, kaskatı olmuş bedenimi daha da kasıyordum. Bir yanım yanına gitmek istese de, diğer yanım bunun mantıklı bir fikir olmadığını söylüyordu.
Yere düşürdüğüm buketi hızlıca yerden alıp çöpe attım. Sonra da adımlarımı arabama yönlendirip kendimi Jungwoo'nun olduğu bara gittim.
Barda bulduğum bütün içki şişelerini almış, sırayla hepsini içip içtikten sonra yerde kırıyordum. Biliyordum, benim yaptıklarım onun yanında bir hiçti ama Jungwoo'nun dediklerini düşününce... Bu hiç mantıklı gelmiyordu.
"Lucas, nasılsın sevgilim?" gelen sesle kafamı arkaya çevirdim ve gelen Yiren'e baktım. Sanki bugün bir ayrı güzeldi sanırım?
"Bugün neden bu kadar güzelsin?" dediğim şeye kıkırdamış ve elini dudaklarımın üstüne koymuştu. Hoşuma gitmişti bu hareketi.
"Şş, senin için hazırlandım sadece." ağzımı açmama izin vermeden konuşmaya devam etti.
"Hadi gel, seni küçük bir gezintiye çıkartacağım." dediği şeye gülmüş ve bana doğru uzattığı eli tutmuştum.
Flashback End~"Sen ne dediğinin farkında mısın? O benim karım!"
"O senin karın ama hala ortaokulda olan eski aşkına sarılıyor Lucas? Ha bir de, senin ilişkiye girdiklerin de eski arkadaşların mıydı?" gerilmeye başlamıştım. İstemsizce bacaklarım titremeye başlamıştı. Dedikleri doğruydu ama ikisi de bambaşka şeylerdi.
"Evliliğinin ilk senesi hiç evinde kaldın mı ya da ne bileğim hiç Yuqi ile ilişkiye girdiniz mi? Tüh, siz daha birbirinizin elini bile tutamıyordunuz ki! Ama buraya gelince kızları-" sözünün devamını getirmesine izin vermeden kafasını duvarla buluşturmuş, ellerimle de boğazını tutmuştum.
" O sikik çeneni toplamalısın yoksa iyi şeyler olmayacak Jungwoo. "
" Tch tch tch, gerçekler küçük Yukhei'nin canını acıttı bakıyorum!" sesi beynimi tırmalıyordu. Bu da son damlası olmuştu.Yakalarından tuttuğum gibi onu yere atıp tekmelemeye başladım. Vurdukça vurasım geliyordu. Öyle bir dolmuştum ki bütün sinirimi ondan çıkarmaya çalışıyordum ama yetmiyordu. Eğer elimden gelse onu şuracıkta dövmekten öldürebilirdim.
"Yeter!" yerden nasıl kalktığını anlamamış bir şekilde ona bakarken kendimi bir anda duvarda yüzüme yumruk yerken bulmuştum. Dudağım patlamış, gözüme vurmasından dolayı gözümü açamıyordum. Donuk bir heykel gibi beni dövmesine izin veriyordum. Enerjim çekilmişti. Elimi kaldıracak halim yoktu.
"Sen aptal bir piçsin Wong Yukhei! Kızları becerdikten sonra karının yanına gidip aynı yatakta yatıyorsun. Bu mu evlilik ha?!" benim onu döverken ki yaşadığım zevki şuan o benim üzerimde yaşıyordu. Her bir kelimesinden sonra yüzüme ve karnıma yumruk yiyordum. Durmuyordu.
"Becerdiğin kızların sayısı evliliğinde Yuqi'yi mutlu ettiğin sayıdan azdır Yukhei."
"Jungwoo, yeter artık! Çık odadan." duyduğum son ses buydu. Kimden geldiğini öğrenmek için kafamı çevirdiğimde gözlerimin önüne siyah bir perde inmişti bile...&
Uyandığımda kendimi yine o pislik yerin yatağında bulmuştum. Üstümde pijamalar vardı. Ayaklanıp gitmeye çalıştışım sırada başıma vuran keskin acıyla kalktığım yatağa geri düşmüştüm.
"Dur kalkma ordan." kapının eşiğinden seslenen Yiren'e baktım. Keşke o seslenen Yiren değil de Yuqi olsaydı. Neler vermezdim ki onun için?
"Sen hastalıklısın Yukhei, daha fazla kıza zarar vermeden ayrılmalısın ondan. Seni bir tek ben iyileştirebilirim sevgilim. " gözlerimi yummuş, bir şeyler söyleyen Yiren'i duymamaya çalışıyordum.
"Seni yalnız bırakacağım, yarın akşama kadar süren var. Kararını ver." hızlı bir şekilde yataktan kalkıp Yiren'in peşinden gittim, ama o çıkmış arkasından da kapıyı kilitlemişti.Aynanın karşısına geçmiş yüzümün haline bakıyordum. Alnımda, burnumda ve dudağımda çok sayıda yara bandı vardı. Nasıl vurduysa artık yüzümün her tarafını bok etmişti.
Koltuğa yavaşça oturup düşünmeye başlamıştım. Aklım hala ondaydı. Onu çok seviyordum ama yaşadıklarımız, birbirimize yaptıklarımız aklıma gelince duraksamadan edemiyordum. Gerçi kim böyle düşünmezdi ki?
Biliyorum bir sarılmadan bunları çıkartmamalıydım ama ilk olan bir şeyde değildi. Ya benden gizli gizli buluşuyorlarsa? Ya da sevgililerse? Aklımda tonlarca soru vardı ve düşündükçe beynime bir acı giriyordu. Konudan bir türlü çıkamıyordum.
Ama vereceğim karar kesindi bunu söylemek için geç kaldığımı da biliyordum.
~
Kitabı kötü sonla bitirme kararı aklımdan çıkmıyor :DLucas tam bir aptal.
-söylemediğim bir şey eklemek istiyorum, Mark ve Yuqi ortaokul aşıkları. Lucas'ın Mark'tan hoşlanmama sebeplerinden biri de bu önceden söylemedim🤭-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
umursamaz adam ve aşığı, luqi.
FanfictionGece 12'den sonra eve gelirdi. O geldiği zaman eve yoğun bir içki kokusu yayılırdı. En çok canımı yakan da boynunda hep kırmızı ruj izleri olurdu. #luqi 1 #lucas 1 🥳