Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayın hepsini okuyorum❤️
Ertesi gün sonra annem ve babamın yanına kafa dağıtmaya gitmiş ve 2 gün kalacağımı söylemiştim. Ondan sonra da kafamda planladığım bir planı yapacaktım. Umarım başarılı olabilirdi.
"Yuqi kızım, ne düşünüyorsun böyle?"
Şimdi ise babamla bahçemizde oturuyor, karşılıklı kavga içiyorduk. Annem ise içerde temizlik yapıyordu.
"Hiç, sadece dalmışım baba." hafifçe gülümsemiş ve yanıma gelmişti.
"Kelimenin altında yatan her şeyi biliyorum Yuqi. Senin uzun zamandır böyle dalgın olduğunu anlamıştım. Seni küçükken hep ben oyun oynatırdım hatırlıyor musun? O zaman sen annenin oynatmasını isterdin. Annen çalıştığı için eve geç geliyordu, senin isteğini reddettiğinde o düşen yüzünü görüyordum. Ama sen mutluymuş gibi gösterip gülümsüyordun. " gözümden akan yaşı itmiş diğerleri gelmesin diye ellerimi yellemeye başlamıştım.
"Oyun oynarken mutluymuş gibi davranıyordun ama anlıyordum seni. İlla bir farklılık oluyordu yüzünde." boşta kalan elimi tutmuş ve dolu gözlerle bana bakıyordu.
"Söyle bana Yuqi söyle de bu içini yiyen acıdan kurtul kızım." aynı şekilde ben ona bakıyordum ama bu sefer yaşlarım ardı ardına kesilmeden akıyordu ve başımı babamın omzuna koymuştum.
"Ama ben sana ağlaman için demedim bunu, hadi kaldır o başını." elleriyle kafamı kaldırmıştı.
"Onu bulamıyorum baba. Canımı çok yakıyor ama ben onsuz yapamam. Uzun zamandır böyleyiz ama ben onu canımdan çok seviyorum." başım tekrardan omzuna düşmüştü. Gözyaşlarım hala akıyordu. Babamda ben burdayım dermişçesine sırtımı patpatlatıyordu. Elimde olsa burada gün boyunca ağlardım. Ama buna gerek yoktu.Biz annem gelene kadar o şekilde kalmıştık. Annem gelince de hiçbie şey olmamış gibi devam etmiştik.
Babamla son konuşmamızdan beri gün boyunca konuşmamıştık. Şuan küçükken kaldığım odamda yatıyordum, gözlerimi her kapatışımdaysa gözümde anılarımız geliyordu. Ona kötü bir şey olcağını düşünmüyordum. Düşünmek istemiyordum. Gönlümü hep iyi taraftan, onu bulacağımı ümit ederek rahatlatmaya çalışıyordum. Ama insanın içinde ufakta olsa ukte kalıyordu.
Düşüncelerim arasında uykuya dalmış, annemin dürteklemesiyle sarsılmıştım.
"Yuqiiii!! Hadi kalk sabah oldu." geldiğimden beri açmadığım perdelerimi bir çırpıda açmış sevinçle bana bakıyordu.
"Baban seni lunaparka götürecekmiş. Hadi kalk hazırlan hemen!" hızlıca söylemiş ve odadan çıkmıştı. Bense hala odanın içine giren güneş ışınlarından kaçmaya çalışıyordum. Ama annemin tekrar gelip üstümden yorganı almasıyla yataktan kalkmıştım.Elimi yüzümü yıkamış ve dün kahve içtiğimiz yerde şimdi kahvaltı yapıyorduk. Sanılanın aksine kimse bir şey konuşmuyor, sakince yemeklerini yiyorlardı. Şuanlık.
"Beni nereye götüreceksin baba?"
babam kestiği peynir parçasını ağzına atmış ve alttan alttan anneme bakıyordu.
"Ağzımdan kaçtı napayım ama?" sorar gözlerle ikisine bakıyordum ama ikisi şuan tartışmakla meşguldü.
"Seni lunaparka götürecektim ama annen hemen söylemiş bile Yuqi."
"Yok ya? Ne varmış bunda? Kızım bilmeye hakkı var!"
"Bilmeye hakkı var ama süpriz yapacaktım ona!" şaşkınca onlara bakıyordum.
"Tamam sakin olun, ben şimdi hiç öğrenememiş gibi yapacağım ve babamın en sevdiği beyaz elbiseyi giyip geleceğim. Anlaşıldı mı?" ikisi memnun olmuş gibi mırıltılar çıkarmış, bense vakit kaybetmeden odama gitmiştim.Tek askıda olan eşyam sadece oydu. Ona çok değer veriyordum çünkü annem ve babam onu giydiğimde hep çok güzel olduğumu söyleyip dururlardı.
Saçlarımı salmış, ve bol bir şekilde örmüştüm. Beyaz elbisemi giyip yanımda belki soğuktur diye getirdiğim ceketimi üstüme geçirmiştim. Makyaj olarakta hafif bir kırmızı ruj ve rimel sürüp hazırlanmamı tamamlamış, aşağıya annemlerin yanına inmiştim.
Çok vakit kaybetmeden lunaparka gitmiş, çoğu aletlere binmiş, pamuk şeker eşliğinde çok uzağa bıraktığımız arabaya doğru gidiyorduk.
Uzun bir süre sonra ilk defa bu kadar eğlendiğimi hissetmiştim. Yani, o kadar eğlenmiş sayılmazdım sonuçta insan hep yanında mutlu, rahat hissettiği birini ister. Ama bir yandan da iyiydi uzun zaman sonra babamla gezmeye çıkmıştım.
Arabada müzik eşliğinde birlikte bağırarak şarkı söylüyorduk. Babama bilerek yolu uzatmasını söylemiştim.
Gülen yüzüm karşıdan Lucas'a benzer birini görmemle solmuştu. Emin olmak için camın içine kadar girmiş iyice ona bakıyordum. En sonunda duramayıp tam yeşil ışık yandığında arabadan inmiş, arabaların ve babamın bağırışlarına aldırış etmeden koşa koşa ona doğru gidiyordum. O ise ben geldikçe daha daha hızlanıyordu. Adımlarımı daha da hızlandırmıştım. Artık koşuyordum.
"DUR LÜTFEN DUR!" durmuyordu.
"Lütfen dur seni bir daha kaybetmek istemiyorum lütfen dur." en sonunda ceketinin ucunu yakalamış ve bir çırpıda kendime çevirdim. Ama o değildi. Ağlayan gözlerle 17-18 yaşlarında kulaklıkla son ses müzik dinleyen çocuğa bakıyordum. O ise bana anlam veremediği gözlerle bakıyordu.
" YUQİ!" dizlerimin üstüne çökmüş, babamın bana seslenmesiyle başımı ona doğru çevirmiştim.
"Hadi kalk oradan, iyi misin? Bak dizlerin yar-"
"Beni kendi evime götür baba." ellerinden destek alıp, arabaya gitmiştik.Beni eve bırakmış, anneme herhangi bir şey söylemeyeceğine söz vererek kendi evine gitmişti. Bende şuan soğuk duş almış, geceliklerimi giymiş ve gözlerime çöken ağırlıkla çabucak uykuya dalmıştım.
~
Yuqi'nin psikolojisi elden gidiyor Lucassssss 🤦🏻♀️
2 hafta boyunca sınavım var şans dileyin lütfen :(
instagramda bu ikili için tweet hesabı açtım takip eder misiniz?
@/luqitweets ---> instagram
ŞİMDİ OKUDUĞUN
umursamaz adam ve aşığı, luqi.
FanfictionGece 12'den sonra eve gelirdi. O geldiği zaman eve yoğun bir içki kokusu yayılırdı. En çok canımı yakan da boynunda hep kırmızı ruj izleri olurdu. #luqi 1 #lucas 1 🥳