''Görkeeeeeem''

52 2 0
                                    

Yarışma günü geldi çattı. Yarışma Güney Kore'de yapılacakmış. Uluslar arası bir müsabaka. Çok güzel olacak.


Gara geldiğimizde ben, görkem ve burak hoca vardı. Burak hoca beni ve görkemi karşısına alıp konuşmaya başladı..
'' beni iyi dinleyin. Şimdi ben uçakla gidiyorum tek bilet kalmış onu da ben aldım. Şimdi burdan otobüs ile istanbula geçiceksiniz. Otobüs sizi Sabiha Gökçen havalimanında indirecek. Siz taksiyle Atatürk havalimanına geçeceksiniz. Atatürk havalimanında buluşacağız. Telefonlarınızın şarjını otobüste fulleyin özel olarak şarj yapabilmeniz için seçtim''

''Hocam otobüs ne zaman kalkar peki''
'' aa oğlum beş dakikası var binin hadi. Koltuklarınız yan yana değil sistem kız ve erkek yan yana vermiyor.''
''Tamam hocam biz binelim'' dedim en son. Lan bi sus kına geldi anasını satıyım.

Cümlemi bitirdikten sonra otobüse ilerlerdim. İki katlıydı otobüs ben üst katta görkemde benim üç, dört koltuk arkamdaydı. Benim yanım boştu onunki ise dolu. Otobüste yerime geçtiğimde koca bir cam önümdeydi en öndeydim ve önüm tamamen camdı. Yol tutmazsa iyi.

Yerime yerleşir yerleşmez ellerimle ipodumu aramaya başladım. Müzik benim için değerliydi, önemliydi. Benim için nefes almak neyse müzik de öyleydi. Türkçe, ingilizce, fransızca, arapca, ibranice, italyanca hepsi. Hepsi benim için ayrı şeyleri ifade ediyordu.

Cebimde ipodumu ve kulaklığımı bulduğumda derin bir oh çektim. Cam kenarına kendimi atıp direk kulaklıklarımı kulağıma taktım. Ardından Lana Del Rey- Fan Div açtım. Beynimdeki basınçla rahatladığımı hissettim. Otobüs harekete geçtiğinde tam on saatlik bir yolumuz vardı. Arkama son kez dönüp görkeme baktım ve gülümsedim. Ardından tekrar daha yeni mayıştığım yere pıstım.

Dört saatin ardından mola verilmişti. 'Sonunda' dedim içimden çünkü altıma etmek üzereydim.

Otobüsün kapıları açilınca merdivenlerden ikişer üçer inip kendimi dişarı attım. Mola alanında dört gözle tuvaleti aramaya başladım.

Tuvaleti bulduğumda koşarak ilerledim. Kapıyı açtığımda içeride kimse yoktu. Güzeeeeellllll....

Lavabodan çıktığımda otobüsü aramaya başladım. Bir otobüs, iki otobüs, üç otobüs? Üçüncü nerde lan. Otobüsten inerken yerin, sırasına ve rengine bakmıştım hatta pilakası bile ezberimdeydi. Telefonum çaldığında hemen cebimden çıkardım. Kaybolmaktan korkuyordum hem de çok. Ekranda görkemin adını görünce korkum bir anlığına gitti amaa...

''Nerdesin sen ece otobüs kalktı''
''Neeeee!!"
''Evet biz yola çıktık kaldın sen orda''
''Görkeeeeeem'' dedigimde sesim ağlamaklıydı. En korktuğum şeylerden biriydi kaybolmak.

''Ece dur dur ahahahha dur şaka yaptım. Ahahhhahahah lan zor tuttum kendimi ahhaha, mola alanının ahahahah çıkışına bak ahaha'' dedi. Gülmekten konuşamıyordu bile.

''Görkem seni-''
''Hey hey sus da gel otobüs cidden gidecek şimdi hadi'' dediğınde gözümde biriken yaşları silip otobüse doğru ilerlemeye başladım. Çok nadiren ağlardım. Canım pektir mesela düştüğümde ağlamam hatta küçükken olan kazada dikiş atılırken bilincim yerindeydi ve ağlamamıştım sadece korkuyordum, annem için. Bütün korkum ve endişem ne benim için ne de vücuduma atılan onca dikiş içindi tek endişem annem içindi. Zaten endişelerimde de haklı çıktım.

Otobüse yetiştiğimde millet kıkırdıyordu, şöförde öyle. En son bir genç kız kendini tutamayıp anırdığında herkes ona eşlik etti. Ne var ki gülünecek hiç kaybolduğu için ağlayan 17 yaşında bir kız görmediniz mi?

Yukarıya çıktığımda da durum farklı değildi. Eğer mümkün olduğunu bilsem utancımda gözlerimdeki rengin yok olduğunu ve beyaza döndüğünü düşünebilirim.

Kafamı yere eyip görkemin yüzüne bakmadan en öne yerime oturdum ve köşeye pıstım. Bunun hıncını görkemden uçakta alacaktım şimdi değil.

Otobüs harekete geçtiğinde kulaklıklarımı kulağıma takmış dışarıyı izliyordum. Yanım boş olduğu için rahatca yayılmıştım.

Yanıma bir ağırlık çöktüğünü hissettiğimde gözlerim kapalıydı. Kim olduğu belli olduğu için bakmama gerekte yoktu zaten. Yanımdaki ağırlık kıpırdandağımda o tarafa doğru uzattığım ayaklarımı sürüyerek geri çektim. Ardından bacaklarımı bir şey tutup kendine çektiğinde artık gözümü açmamın vaktinin geldiğini anladım. Gözümü aralayıp kulaklığı çıkarttım. Tahminler doğru çıktı. Görkem yanımda oturmuş, benim ayaklarımıda kucağına almıştı.
''Görkem geç yerine otur''
''Adam horluyo''
''Banane''
''Banane''
''Taklidimi yapma''
''Banane'' dediğinde sinirden gülmeye başladım.

''Görkem görevliler kızacak kalk yanımdan, yoksa ben kaldırcam ona göre''
''Ya aman be bir şaka yapalım dedik''
''Salak arkadaşım benim. Kusura bakma bu eşşek şakası oluyo. Bütun otobüse rezil ettin beni ya''
''Eee''
''Ökuz ya kalk yanımdan hadee''
''Banane''
''Vallaha avazım çıktığı kadar bağırırım''
''Bağır herkes seni benim nişanlım sanıyo''
''Mal yüzükler nerde ''
''Yanımdaki teyzede aynısını sordu sonrada zihgirleri nişan yüzüğü sandılar ahahahah''
''Vay pislik hesaplamış herşeyi ya Allahım''
''Tamam tamam bak beş saat yol kaldı yat zıbar hadi''
''Bak dokunma bana cidden bağırırım, tikime de elleme bağırmam direk boğarım ona göre''
''He he ondan tamam yat zıbar'' dedi. A-a adama bak ya. Ne kadar sevgili olmasakta karşı koyamıyordum. Gine suçlu o olduğu halde üste çıkıyordu. Nasıl yaptığı hakkında bir fikrim yoktu ama yapıyordu işte. Bir şekilde üste çıkip beni suçlu durumuna sokmasa bile eziyor yumuşatıyordu. Onu seviyordum ama tanımıyordum. İşte bu aramızdaki buzdağının suda kalan yüzde doksanlık kısmıydı, ama farklı olan bir şey vardı. Bunu ikimizde biliyorduk. Yani bu artık ikimizinde birbirimize söylemekten çekindiği bir şeyden çıkmış, ikimizinde artık kabullenmek zorunda kaldığı bir gerçekti. Apaçıktı, gün yüzündeydi,artık kabullenmiştik. Geriye tek bir şey kaliyordu;
O buzları sevgiyle eritmekti.....

•••••••••••••••×××ק×××ו•••••••••••••
Selaaaam:-) :-) 700 civarı olmuşuz. Kitabi silme konusunda mesajları aldim kırka yakın mesaj geldi. geneli silme diyor geri kalanı sileceksen final yap diyor. Silmiyoruum.
Ben en başta kitabi biraz ailemden biraz derslerden uzaklasmak icin yazmaya başlamıştım. Okumak isteyenkere teşekkur ederim. Okudugunuzda en azında biraz daha iyi geliyor yorum ve voteyi gectim okuyan sayisının artması benim içimdeki ölü kelebeklerin canlanmasinı sağlıyor. Teşekkür ederim :') ve klasik sözümüz...
Öpüldunüz gençlik :-) :*


BİR TUTAM AŞK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin