Sabah uyandığımda omuzumun üstündeki ağırlık kolumun uyuşmasına sebep oldu. Kafamı çevirip baktığımda görkemin kolunu gördüm. Dün akşamdan beri hiç haraket etmemişti ben de aynı şekilde. Odada bir koku vardı , sigara kokusu? Nerden geldi ki. Yatakta rahatsızca kıpırdanınca görkem beni kendine daha çok çekti.
''Uyu ece uyu'' dediğinde saate baktım 11 mi? Ohaa! O kadar uyuduk mu yhaa.
''Görkem kalk geç kaldık antremana kaaaalk!!! ''
''Aman uyu bir şey olmaz yat zıbar''
''Görkem kalk dedim sana. Şimdi!"
''Tamam be amaan bi cumartesimiz var onun da ağzına -''
''Görkem!"
''Tamam tamam kalkıyorum.'' o yatakta tepelenirken kalkıp elimi yüzümü yıkadım.''Odadan çık evine git üstünü giy. Bende giyineceğim. Acele et daha stada otobüsle gidicez ya offf servis de kaçtı''
''Merak etme otobüsle değil arabayla gidicez''
''Nasıl ya''
''Yolda anlatırım.'' dedi. Ne arabası şimdi, araba nerden çıktı?''Sen giyin binanin önüne çık ben de evden giyinip geleyim.''
'' tamam ama görkem ne arabası ben anlayamadım''
''Sabret ece, vee bu arada dün akşam uykuya her ne kadar erken dalmış olsam da dediklerini duydum ve-''
''Görkem sonra konuşalım''
''Hayır hayır tam zamanı ece. Sen haklısın. Bu gün sıra bende beni kısmen tanımana izin vereceğim bu gün göreceksin''
''Peki'' dedim. Demek zorumdaydım diyebileceğim başka bir şey yoktu ki.''Alo görkem ben aşşağıdayım bekliyorum.''
''Tamam geliyorum beş dakikaya''
''Tamam'' dedikten sonra telefonu kapatıp cebime tıkıştırdım. Görkem aşşağıya indiğinde altında siyah kot pantolon, üstünde de gri 'v' yka bir tişort vardı.''Görkem antremana gideceğimizi sanıyordum. Sen kot pantolonla mı atış yapmayı düşünüyorsun?" dedim. Bir şey demeden önümden yürümeye başladı. Arkasından gidiyordum ama nereye gittigimizi bilmiyordum. Tüm ilgimi elimdeki telefona yöneltmiştim.
''Geldik'' dediğinde kafamı telefondan kaldırıp arabalara baktım.
''Görkem garaja geldiğimizin farkımda mısın''
''Evet. Şimdi al şu anahtarı ve arabayı bul bakalım hanım efendi.'' elime tutuşturduğu anahtara baktım Audi anahtarımı cidden mi?''Arabayı bulana kadar soru soramazsın '' dediğinde elimdeki anahtarın tuşuna bastım, bir yerlerden kapı sesi geldiğinde o yöne ilerledim. Tekrar bastım bu kez kilitlenme sesi. O yönde ilerlemeye devam ettim. Son kez tuşa bastığımda ise arabayı buldum. Siyah bir Q5 O.o
''Görkem bu ne''
''Araba''
''Ben at zannetmiştim saol ya. Nerden çıktı bu görkem.''
''Arabaya bin''
''Hayır''
''Bin ece''
''Hayır''
''Ece bin yoksa ne sen beni tanıyabilirsi ne de ben seni şimdi bin şu siktiğimin arabasına''
''Tamam'' dedim yine mecburen. Sesini yükseltmişti, kavga çıkmasındansa bu daha iyiydi. Arabaya binip kapıyı kapattım. Görkemde arabanın sürücü koltuğuna oturdu.''Gidecegimiz yer 15 dakika uzaklıkta, gidene kadar tek bir soru sorma, düşün sadece oraya gittiğimizde konuşacağız, antreman akşama kadar var bir saat daha geç gideriz.''
''Tamam'' dedim. Görkem arabanın kontağını açtı. Ben de radyoya yöneldim. Radyo kanallarında bir sey bulamayınca USB bağlantısıyla benim telefonumdaki 'Muse --resistance' çalmaya başladı yola onunla başladık yol boyunca da Muse,Cem Adrian ve Eminem dinledik.Araba durduğunda etrafımıza baktım. Yemyeşil bir alandı, babamla daha önce gelmedigimiz bir yerdi. İlk defa Ankarada böyle bir yer göruyordum. Arabadan inmek için emniyet kemerimi çıkardım. Arabanın kapısını açıp dışarıya çıktığımda o tertemiz kokuyu içime çektim.
''Beğendin mi''
''Evet havası çok güzel''
''Gel seninle yürüyelim biraz konusalım.''
''Tamam hadi'' dedigimde arabayı kilitledi. Yürümeye başladiğımızda ilk soruyu benim sormam gerektiğini anladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/28366193-288-k753514.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR TUTAM AŞK...
Chick-LitHer hayat bir gün son bulmayacak mı? Cevabınızı duyar gibiyim... peki her hayat bir gün hangi şartlar altında ufalanacak? Hangi ışık hangi karanlıkta sönecek? Bu karanlıktan kurtuluş yok... Bu onun karanlığı, ışığıysa sönmek istemeyen, ama başka ka...