~3.BÖLÜM~ "BURADAN BİRLİKTE ÇIKACAĞIZ"

225 29 129
                                    

Selamün aleyküm ❤️ 😊😊
Bu bölümde ufak bir sürprizle geldim. Abil Eflah beyciğimizin kardeşcağızlarıyla tanışma vaktimiz geldi de geçiyor. Diyorum ki artık bu iki Yiğidi de tanıyalım. E hadi o zaman başlayalım 😊
...Keyifli okumalar🌹...

Uraz'dan

Her zamanki gibi yüzüme vuran sıcağa gelişi güzel, (kibarca) saydırarak uyandım.Sıcakları da bunaltmasa, çok severim memleketimi. Bugün izin günüm ve her izin günleri yaptığım gibi öğleden sonraya kadar uyuyorum. Asla tembellikten değil. Tolga gün içinde öğleden sonra gidip akşam saatlerinde eve geliyor, izin günlerinde de akşama kadar uyuyor, ondan sebeb çok tembel dedirtmem. İkizim de benim gibi yaptığı için göze çarpmıyordu neyse ki (kesinlikle öyle). İkizimden konu açılmışken, 31 yaşında,ilkokul da ayrılmadığımız gibi, lisede, üniversitede, iş yerlerinde de ayrılmamıştık. Üniversite bittikten sonra babamın da desteği ile birlikte Avukatlık bürosu açmıştık. Günlük hayatta ne kadar sıcak kanlı, esprili olsak da iş hayatında da bir o kadar sert, soğukkanlıyız. Şirkete giriş yaptığımızda herkes hazırola geçiyordu. . Bu ikimizin de hoşuna gidiyordu çünkü; iş hayatında ne kadar ciddiyet varsa , o kadar da başarı vardı. Tolga benim gibi esprili şen şakrak bir kişilik değil. Yaşadıkları onu adeta ruhsuz ve sert yapmıştı. Ben ne kadar ikizimin eski hâlini özlesem de geri gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. Onu sevda ateşi yakmıştı ve bir daha iflah olmazdı.. Her şeyin çaresi olabilir ama ölümün asla. Elimi yüzümü yıkadım ve tam tişört ve kot pantolon giyiyordum ki, çalan telefonum ile telefona yöneldim. Arsa davası için müvekkilim aramış ve buluşmak istediğini söylemişti. Mesleğimde tatil yoktu ve her an telefon çalıp gitmem gerekebilirdi. İçim acıya acıya pantolon ve tişörtümü bırakıp yerine lacivert takımımı giyindim. Saçlarımı düzenleyerek biricik sevdam, bebeğim olan Panamera' ma bindim ve büroya doğru Yola koyuldum
Büroya geldiğimde güneş gözlüklerimi çıkardım ve bana yönelen hayran bakışlar eşliğinde yakamı düzelterek asansöre bindim. Tolga mışıl mışıl uyurken burada olmama karşın şansıma sövmeden geçmedim tabi ki...

Müvekkilden erken gelmiştim. Dosyaları son bir kez incelerken kapı tıklatılınca , gelen müvekkilim ile ayağa kalkarak el sıkıştım. Gelen kişinin giyimiyle hiç şaşırmamıştım. 50 li yaşların üzerinde şalvar yelek giymiş, ciddi mizaçlı bir adamdı. Aşiret ağası olduğunu tahmin etmek hiç de zor değildi. Müvekkili dinledim bir süre. İki büyük aşiret arasında arsa anlaşmazlığı çıktığı için dava açılmıştı. İşlerim uzun sürdüğü için geç çıktım bürodan. Tolga'yı da arayarak birlikte vakit geçirmek istediğimi söyledim. Bizim Prensimiz başta söylense de sonradan kabul etti.Cafenin ismini söyledim ve Tolga yarım saate geleceğini söyledikten sonra telefonu kapatıp arabamın anahtarını ve çıkardığım ceketimi koluma alarak odadan çıktım. Çok sıcaktı ve bu ceketi giymeye hiç niyetim yoktu. Aynı bakışları farkedince çarpık bir şekilde gülümseyip gözlüklerimi takarak arabama bindim ve yola koyuldum

Tolga'dan

Elimi yüzümü yıkarken, yine mi nefes alıyorum diye geçirdim içimden. Hayat o kadar çekilmez o kadar acımasız ki, bu hayat için boş yere nefes aldığımı ve yaşadığımı düşünüyorum. Ben bu hayatı yaşamayı sevenlerden değilim.Gri takımımı askıdan alarak giyindim ve saat koleksiyonumun olduğu çekmeceyi açtım.
Rolex,Casio,Guess,Lacoste,Diesel,Michael Kors ,Tommy Hilfiger,Swatch,Emporio Armani,Seiko ve daha bir sürü model saatler,saat hastalığımın göstergesi halinde duruyordu bölmede. Marka takıntısı olan biri olmadım hiçbir zaman ama saatlere ayrı bir hayranlığım var. Diesel' in büyük kadranlı ve siyah deri kordonlu saatini taktım.Hazırlandıktan sonra Range Rover e binerek yola koyuldum.

~HUZUR'UN PEŞİNDE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin