~13.BÖLÜM~

255 27 45
                                    

~Sevenler en sonunda bir yerlerde buluşmazlar. Onlar en başından beri birbirlerinin içindedir

~ MEVLÂNÂ ~

EFLAH'DAN

Elif güzel haberi verdikten hemen sonra Uraz özel odaya alınmıştı.

"Eflah bir konu hakkında konuşmamız lazım"

Mehmet'in ses tonu pek hayırlı gelmiyordu. Oturduğum yerden kalktım. Bir yandan ona doğru yürüyor, bir yandan da yüzündeki o ifadeyi izliyordum. Bu ifade her neyse hiç sevmedim.

" Kötü birşey yok değil mi Mehmet?"

Sertçe yutkundu;

"Güzel birşey olmadığı kesin Eflah."

İyiden iyiye tedirginliğim daha da artmıştı.

"Az önce Uraz'ın yanına gittim. Biliyorsun ki kurşun riskli bir bölgeye gelmişti ve omurilikte zedelenme oluşmuştu. Ben Uraz'ın durumunu kontrol ederken o farketmeden elimdeki kalemle ayağına bastırdım. Öyle sert bastırdım ki kalem ucunun izi ayağında kaldı. O anlık ağrıya refleks olarak bile tepki vermesi gerekiyordu. İnşallah fizyoterapi ile geçebilecek bir hasardır. "

Allah'ım ne olur kardeşim böyle bir şey yaşamasın ne olur Allah'ım.
Ben nasıl söylerim ona. Hayır hayır. Kötü düşünmek yok kardeşime hiçbirsey olmayacak. Geçicidir, Uraz güçlüdür hiçbirsey olmayacak.

Yanımda hissettiğim beden ile başımı çevirdim.

"Huzur ben nasıl söylerim"

Öylece bakıyordu bana. En son bu bakışlarla Yusuf ameliyata gireceği zaman karşılaşmıştım.

"Huzur sen iyi görünmüyorsun. Şuraya otur."

Rengi solmuştu ve dudaklarındaki kan çekilmiş gibiydi. Tolga yanımıza geldi.

"Abi ne oldu? Huzur iyi görünmüyor"

Endişe ile inceliyordu Huzur'u.

"Tansiyonu düşmüş olabilir. Sen kafeteryadan birşeyler alabilir misin herkese. Kimse birşey yemedi acıkmış olmalılar."

Başını salladı ve gitti.
Bende Huzur'a destek olarak acil kısmına götürdüm. Tansiyonunu ve şekerini ölçtüler.
Tansiyonu çok düşük çıkmıştı hemen serum takıldı. Şuanda biraz dinlense iyi olurdu aslında.

"Huzur serumu bana ver. Benim odama gidiyoruz biraz dinlenmen gerekiyor."

İtiraz eden bakışlarını bana çevirdi;

"Abilerimi görseydim önce?"

"Olmaz. Hem seni böyle serumla görürse üzülür."

Açıkçası onu ikna etmek için söylemiştim. Sağ elini sol kolunda bulunan damar yoluna doğru götürdü. Önce serumu çıkardı sonra kapağı kapatarak tuniğin kolunu tekrar bileğine kadar indirdi. Damar yolu görünmüyordu. Ne yapacağım seninle.
Yavaşça yürümeye devam ettik. Arada bir sendeliyordu bende ona destek olmak zorunda kalıyordum.
Uraz'ın odasına geldiğimizde herkes içerideydi. Yüzlerinde huzurlu mutlu bir ifade vardı. Şükürler olsun Rabbime kardeşlerimi bize bağışladı.

~HUZUR'UN PEŞİNDE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin