HUZUR'DANMiniğim ile zor bir gece geçirmiştik. Ağrı kesicilerin etkisi geçtikten sonra ağrısı başlamış ve bütün gece uyuyamamıştı. Ben üzülmeyeyim diye gözyaşlarını saklamıştı benden. Onun gözünden bir damla yaş gelince benim yüreğime akıp kor olurdu.
Gecenin bir yarısı oturarak uykuya daldığım koltukta Yusuf ve Tolga abinin sesiyle uyanmıştım. Yusuf ağrısı olduğu için kıvranıyordu Tolga abi de onun sesini duyarak uyanmış ve kendi yarasını umursamadan Yusuf'un yanında onu sakinleştirmeye çalışıyordu."Abim ben şimdi hemşire ablanları çağıracağım seninle ilgilenecekler. Ağlama aslanım dayanamıyorum senin göz yaşına."
Hemen kalkarak hemşireleri çağırdım. Canımdan can gidiyor, etimden et kopuyordu. Allah'ım sen ondan o acıları al bana ver. Ben o böyle acı çekerken dayanamıyorum..
Hemşireler ağrı kesiciyi yapıp tansiyon ve ateşini ölçtüler. Ben de o esnada kuzumla ilgileniyordum."Miniğim, biriciğim geçecek tamam mı kuzum az kaldı. "
Eflah Bey odaya gitmişti. Yusuf'un yanına yaklaştı.
"Durumu nasıl?"
Hemşirelerden bir tanesi ona cevap vermişti.
"Hocam ağrı kesicilerin etkisi geçince ağrısı çok fazla olmuş. Biz az önce seruma dikloron enjekte ettik muhtemelen beş dakika içinde ağrısı kesilecektir."
"Güzel."
Sonrasında bakışlarını Yusuf'a yöneltti.
"Aslan parçam sen çok güçlüsün biliyorsun değil mi?"
Benim miniğim çektiği ağrıdan dolayı baygın gözlerle bakıyordu. Yumruğunu havaya kaldırdı.
"Biliyorum aslan abim"
Biraz sonra gevşemişti. Bakışlarımı Tolga abiye yönelttim.
"Tolga abi sen niye ayağa kalktın? Yatağına geç lütfen"
Mavi önlüğünün üzerinde gördüğüm kan lekesi ile iyiden iyiye telaşlanmaya başladım.
"Hay aksi! Oğlum ben sana kalkmayacaksın demedim mi? Niye abi sözü dinlemiyorsu!"
Tolga abinin omuzunun altına girdi ve onun yatakta uzamasına yardımcı oldu.
Kıyafetini sıyırmaya başlayınca bakışlarımı Yusuf'a çevirdim."Ahh dikişlerin açılmış. Merve hemşire bana soğutucu sprey ile dikiş için gerekli olan malzemeleri hemen getir. Tolga canın biraz acıyacak koçum."
"Abi sorun değil. Yusuf iyi olsun da"
Acıdan dişlerini sıkarak söylemişti bu sözleri. Merve hemşire elinde metal bir tepsi ile gelmişti. Tolga abinin yüzünü incelediğimde rengi sararmış ve alnı boncuk boncuk ter içinde kalmıştı. Çok şey borçluydum ona. Bana hem bir aile vermiş hem de kardeşimi geri vermişti. Arkamı döndüğümde Yusuf'um huzurla uyuyordu.
Eflah bey işini bitirmiş ve bana doğru geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~HUZUR'UN PEŞİNDE~
Ficción GeneralMüslüman bir genç kız ile Süryani bir genç adam ... Huzur ve Abil Eflah'ın hikâyesi 🕊️ Yüce Allah onların yollarını çok güzel bir noktada kesiştirecek🕊️ 🕊️💙🕊️💙🕊️💙🕊️💙🕊️💙🕊️💙🕊️💙🕊️💙 Dumanın üzerinde çölde bata çıka ilerliyorduk. Bir an...